Bölüm 15: Gerçekler ve Karar

50 8 1
                                    


Ertesi gün sabahın erken saatlerinde oldukça ünlü bir cenaze evinde, Bryan'ın annesi ve ondan fazla çalışanın cenazesi aynı anda yapıldı.

Güneşin kavurucu sıcağına rağmen, yüzden fazla insan siyah kıyafetler ile on beş tabutun karşısında saygısını gösteriyordu. Böyle bir cenaze töreni oldukça zor görülür cinstendi. Alexander kesinlikle geri durmamış ve paraya kıymıştı.

Önceden ün kazanmış rahipler dualarını bitirdikten sonra tabutlar kaldırıldı ve yakılmak üzere arabalara yüklendi. Bryan'da onlarla birlikte gitmek istese de, rahipler buna izin vermemiş, bu uğurlamanın kutsal olduğunu söylemişlerdi. Dinsiz olan Bryan, annesinin mensup olduğu dinin rahiplerine saygı göstermek zorundaydı.

Cenaze arabalarına yüklenen tabutlar götürüldükten sonra Bryan alnındaki teri eliyle sildi. Gözleri annesini uğurlarken ağladığında şişikti. Ayrıca gece kabuslar görmüştü. Ancak buna rağmen erkenden uyanarak cenazeye gelmişti.

Arabalar gittikten sonra Alexander kürsüye çıktı ve ölen kişilerden bahsetmeye başladı. İyi bir konuşmacı olduğu belliydi. Söyledikleri insanların kalbindeki hüznü gurura çevirmek için yetmişti. Bryan bile kalbindeki hüznün yerini annesinin oğlu olduğu için duyduğu gururun aldığını fark etti.

On dakikalık konuşmadan sonra fabrikanın kapatıldığına ve tekrardan restore edilmek üzere olduğunu duyurdu. Flaşlar patladı ve muhabirler onu soru yağmuruna tuttu. Alexander zamanı ve yeri olmadığını öne sürerek soruları atlatmış ve konuşmasına devam etmişti. Fabrika kapatıldığı için çalışanlardan özür dilemiş ve onları farklı bir fabrikaya aktarılacağını bildirmişti.

Başka bir on dakika sonrasında kürsüden inmiş ve ailesini kaybeden birkaç kişinin acıklı konuşması başlamıştı. Bryan'da konuşmaya çıkmak istese de, Alexander'ın tavsiyesi ile vaz geçmişti; çocuk olduğundan kötü şeyler söyleyerek basına rezil olabilirdi. Bryan'da korktuğundan ve bu ambiyansı mahvetmek istemediğinden konuşmaktan vaz geçti.

Güneş en tepede yerini alırken tören sonuca ulaştı ve herkes dağıldı. Alexander zırhlı limuzinine giderken muhabir ordusunun sorularına maruz kaldı. İftiralardan sorulara kadar birçok şey vardı. Ancak hemen yanında duran eşi nazik bir gülümseme ile hepsini tek bir cümlede uzaklaştırmıştı.

Onlar limuzine girerken, siyah camın ardından görünen genç kadında kadraja yakalanmıştı. Flaşlar tekrardan patlak verdi ve kadını hedef alan sorular yöneltildi. Ama limuzini süren şoför efendileri bindiği gibi gazı kökledi ve oradan uzaklaştı.

Tüm bunlar olurken Bryan, bir taksi ile evine dönüyordu. Keyfi tam olarak yerinde olmasa da kötü de değildi. Şu an nötrdü ve annesinin yaptıklarını düşünüyordu.

Masmavi gökyüzündeki bulutlara dalmışken gözlerinin önündeki sahne değişmeye başladı. Yarı saydam pembe pencere büyüdü ve Bryan'ın gözlerinin önüne farklı bir dünya gösterdi.

Siyah koltuklar ile döşenmiş, lüks bir arabanın içinde son sürat ilerliyordu. Önündeki sehpa da pahalı bir viski, güzel ve zengin görüntüsü ile hava atıyordu. Siyah filim cam yüzünden içeriye giremeyen güneşin yerini, arabanın tavanında asılı olan beyaz ışık almıştı. Bryan nerede olduğunu anlamadı ama neden burada olduğunu anladı.

"Sistem?"

[Dikkatli izle, acı gerçeklerin seni olgunlaştırmasına izin vereceğim.] dedi sistem gizemli bir tonla.

Bryan başka soru sormadan önündeki manzaraya odaklandı. Bir saniye sonra kulağına tanıdık sesler dolmaya başladı.

"Ah, hayatım! Bugün muhteşemdin!" cilveli bir ses kulağının dibinde yankılandı. Bu ses oldukça tanıdık olsa da tonu alışık olmadığı türdendi. Cazibesi kulaklarını dürten hafif bir meltem gibi hoş ve baştan çıkarıcıydı. Kanın kaynamaya başladığını hissetti.

Baştan Çıkarma SistemimWhere stories live. Discover now