Bölüm 19: Willa Pryes

55 5 1
                                    


***

"Seni aptal kız! Ne yaptığının farkında mısın?" Müdür Brecken öfkeyle kükredi.

Önündeki genç kadın Brecken'in öfkeli kükremesi altında bir kedi gibi titredi. Herkese karşı bir ateş kadar yakıcı olan Willa, bu adamın karşısında süt dökmüş bir kediden farksızdı.

"Mü...Mü..."

Brecken'in gözleri titredi. "Seni gerizekalı! Büyük bir Seçilmiş'in kızını kızdırdın! Bırak abini, bir belediye başkanı gelse dahi seni kurtaramaz! Neyse ki leydi oldukça anlayışlı çıktı ve senin gibi önemsiz birisiyle tartışmaya girerek kendini alçaltmadı!"

"Ama ben bir şey yapmadım!" Willa kendini tutamadı, gururu buna izin vermedi. "Bana çarpan kişi kendisiydi! Ben o sırada başka bir müşteri ile konuşuyordum. Yakında üç yılımı dolduracağım müdürüm, siz benim nasıl birisi olduğumu biliyorsunuz."

Brecken derin bir nefes alarak kalbindeki korkunun ateşini söndürmeye çalıştı. Bu kızın abisi belalı bir tipti ve en büyük çetelerden birisine mensuptu. Ancak bırakın onu, çetenin lideri gelse dahi sinirlendirmiş olabileceği kişinin tırnağı olamazdı.

"Sigh... Willa, bundan sonra daha dikkatli ol. Dünya'da doğru ya da yanlış yoktur. Bir Kırmızı Rozet sana çarpsa dahi bu senin suçun olur."

Willa sadece kafasını eğip durumu kabullenebildi. O da dünyanın ne kadar acımasız bir yer olduğunu biliyordu. Küçüklükten beri yaşam mücadelesi vermiş ve sonunda bu kitapevinde bir satış elemanı olarak meslek edinmişti. Bu statü düşük gibi gelse de Kalistra Kitabevi tüm dünyada büyük bir şirket olarak yer alıyordu. Maaşı özel bir şirketteki satış elemanından az değildi.

"Anladım." Willa kafası eğik bir şekilde ve işinin başına döndü.

"Willa, dünya acımasız pisliklerle dolu. Umarım abini örnek almaz ve o pisliklerden birisi olmazsın." dedi Brecken, Willa'nın kapattığı kapının arkasından bakarken.

***

Willa hafif ıslak gözlerle kapının önündeki arkadaşlarına katıldı. Ancak bir gariplik vardı. Normalde ona sürekli gülümseyen arkadaşları, bu sefer mesafeli davranıyordu. Neden böyle davrandıklarını anlayacak kadar zeki olan Willa dişlerini sıkarak durumu kabullendi.

"Demek hem müdürün güvenini, hem de arkadaşlarımın desteğini yitirdim. En ufak bir hatamda kesinlikle tekmeleneceğim..."

Durum onun için berbat haldeydi. Çirkin birisi değildi, ama aynı zamanda güzelde değildi. Cildi parlak ve güzeldi. Süt kadar beyaz ve çekiciydi. Mankenlerden aşağıya kalmayacak vücut hatlarına sahipti. Yıllardır birçok spor yaptığından vücudu esnek ve dolgun bir hâl almıştı. Yeşil saçları omuzlarının altından beline kadar iniyordu. En sevdiği şey olan yeşil saçlarını kesmeye kıyamadığı belliydi. Gene her zamanki üniforması ile duruyordu.

Bugün kitabevinde indirim günüydü. Bu yüzden şehrin her köşesinden kişiler geliyordu. Anlaşılacağı üzere satışların en çok olduğu zamanlardaydılar. Ancak Willa, arkadaşları tarafından perdeleniyordu. Bugün dostluğun bittiği gündü, herkes en çok satış yapan kişi olmak için zengin müşterileri avlıyordu ve Willa bugün gelen en zengin kişiyi kaptıracak kadar dikkatsizdi.

Sabahın erken saatleri olmasına rağmen tüm çalışanlar hareketliydi. Birçoğu kapının girişinde bekliyor, ellerini bağlamış bir şekilde müşterileri analiz ediyordu.

Willa'da onların arasındaydı ama en az dikkat çeken kişiydi. Tam o esnada sürekli konuşan arkadaşlarının sesinin kesildiğini fark etti. Bu kişiler sürekli dedikodu yapmayı seven avcı yılanlardı. Müşterinin önünde güzel bir kuğu, normal zamanlarda diğerlerinin ayağını kaydırmayı bekleyen bir yılandı. Ve Willa, kendi sürüsünden dışlanmış ve tek kalmıştı. Bunun verdiği kaygı ve korku onu bitiriyordu. Yalnız kalmak onun için korkutucu bir şeydi.

"Sh..." Hemen yanındaki kadın görevli derin bir nefes aldı ve heyecanla ileri çıktı. Willa bu kişiyi ayaklarından dahi tanıyabilirdi; o gözde kadın görevli Billie'ydi.

Willa'nın aksine Billie doğuştan bir güzellikle kutsanmıştı. Kendi üniversite masraflarını karşılamak için buradaydı. Çocuk olmanın verdiği saf atmosfer ile zengin müşteriler genellikle onu tercih ederdi. Böyle bir kızın onların moralini düzelteceği belliydi. Bu yüzden her daim en çok satışı yapan kişi o olurdu.

Willa'nın kıskandığı birisiydi.

Bu kadar heyecanlı hareket etmesi garipti, çünkü müşteriyi kendisi değil, müşteri onu seçerdi. Bunun verdiği kibir onu daha da öne çıkarmıştı. Garip bir gücü ve çekiciliği vardı. Asla ileri çıkmazdı.

Billie heyecanlı bir şekilde kapıdan giren gencin yanına gitti. Çekici bir gülümseme ile gence doğru gülümsedi ve hafifçe eğilerek söyledi.

"Kalistra Kitabevi'ne hoş geldiniz. Yardımcı olabilir miyim?" Billie önüne düşen saçını kulağının arkasına attı ve kitapevine giren birçok erkeğin nefesinin kesilmesine neden olacak şekilde gülümsedi.

Bryan merakla Billie'ye baktı. Kara Kaplan Lisesi'nde okuduğundan güzel kızlara aşinaydı. Billie'nin güzelliği Kara Kaplan lisesinde dahi öne çıkacak cinstendi. Normalde böyle kızlar ondan uzak durmak için itici bir gülümseme gösterirlerdi: "Yaklaşma!" der gibi.

O anda kitabın kapağının ne kadar önemli olduğunu anladı. Şuan da pahalı giyinmese de şık giyinmişti, ayrıca vücudunun ve yüzünün çekiciliği ile yüzbinlerce liralık kombinlerin gösteremediği bir güzellik ortaya çıkarmıştı.

Bryan nazikçe gülümsedi. "Hoşbuldum."

Billie'nin yanakları kızardı ve kalbinin ritmi hızlandı. Karşısındaki kişi oldukça yakışıklıydı. Gördüğü en yakışıklı erkek değildi ama o erkeklerin sahip olmadığı garip bir çekiciliğe sahipti. Sadece bir gülümseme bile farkında olmadan kendisine aşık etmişti.

Yanakları kızaran tek kişi Billie değildi. Kapıda müşterilerine eşlik eden birçok görevlinin yanakları da kızardı. Sonuçta her gün böyle nazik ve yakışıklı erkekler gelmiyordu.

Gelenler arasında yakışıklılar olsa da eşsiz egoları yüzünden asla nazik davranmıyorlardı ve ayrıca birisi çoktan onu kapmış oluyordu.

Willa da merakla kafasını kaldırdı ama hemen geri eğdi. Böyle birisinin onun gibi birisini tercih etmesinin imkanı yoktu. Bu yüzden kendi seviyesindeki kişilere eşlik etmeliydi. Herkes bu yakışıklı gence kapılmışken Willa kapılmayı reddetti ve gence öfkelenmiş erkeklerden birisine doğru yürüdü. Gururlarının esiri olmuş birisi, Willa gibi birisini reddedemezdi.

Her ne kadar bu cinsel bir içerik olmasa da güzel birisinin yanında olmak çok daha iyiydi. Willa da bundan faydalanmaya çalışıyordu.

Bu sırada Billie genci incelemeye devam ediyordu. "Peki ilginizi çeken bir kitap türü var mı? Ya da aradığınız bir kitap? Şuan da dövüş sanatları türümüz oldukça popüler. Eğer isterseniz memnuniyetle tüm popüler kitapları sayabilirim. Ardından onları bulmak konusunda size yardımcı olabilirim." Dişlerini göstererek gülümsemeye devam etti. Ancak Bryan ona bir kez daha bakmadan es geçtiğinde gülümsemesi parçalara ayrıldı.

Bryan yürümeye başladığında Billie'de onu takip etmek istedi ama Bryan sakin bir sesle "Bana yardımcı olması için birini çoktan buldum, gerek kalmadı ama teşekkürler." dedi. Billie dişlerini sıkarak olduğu yerde dondu. Yumruklarını Bryan'ın arkasından bakarken sıkıyordu. Bu yaptığı bas baya kendisini yok saymak ve aşağılamaktı. Ancak Bryan'ın yakışıklı yüzü aklına gelince öfkesi yavaşça dindi. Böyle birisinin sürekli pohpohlanmış olduğu belliydi. Reddetmesi garip olsa da beklendik bir şeydi.

"Makyajım yeterince iyi değil miydi? Ve gülümsemem gayet yerindeydi..." Billie kendisini sorguladı ve yavaşça sakinleşti. Tekrardan Bryan'ın arkasından baktı ve gördükleri karşısında afalladı.

Bryan nazik bir şekilde elini uzattı ve Willa'nın omzuna dokundu. Willa hissettiği elle arkasını döndü ve afalladı. Bryan karşısında nazik bir gülümseme ile duruyordu. Normalde birisinin ona dokunmasından rahatsız olan Willa garip bir şekilde Bryan'ın dokunmasından rahatsız olmadı.

"Bana yardımcı olabilir misiniz?" Bryan söyledi ve gülümsemesini sürdürdü.

Willa ise sadece "Evet." diyebildi.

***

Baştan Çıkarma SistemimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin