Bölüm 18: Mücadele Ruhu'nun Açılan Görevleri

55 7 1
                                    


Bryan elini kaldırıp bir araba durdurmayı denedi. Asfaltın sıcaklığı ayaklarına hasar veriyordu, bu yüzden sürekli hareket etmek zorundaydı.

Bir dakika sonra sarı renkli bir araba yüz metre öteden yavaşlamaya ve Bryan'ın önünde durmak için ilerlemeye başladı. Bryan tam sevinecekti ki araba yolun yarısında eski hızını kazandı ve Bryan'a sadece rüzgarı kaldı.

Bryan iç çekti. "Ne var kıyafetsizsem? Kimse soyulmuş olabileceğimi düşünmüyor mu?"

Birkaç dakika daha bekledi ama hiçbir araba durmadı. Normalde süper markete gitmesi gerekiyordu ama süper markete polis arabası girmişti ve on dakika olmasına rağmen hâlâ çıkmamıştı. Bu kılıkla oraya girerse kesinlikle garip şeyler yaşanırdı.

"Sistem, buradan eve yürüyerek gitmem ne kadar sürer?"

[Benim yardımım olursa yarım saatte, olmazsa dört saatte.]

"Senin yardımın mı?"

[Ah... Neyse. Koşmaya başla. Dayanıklılık takviyesi vereceğim.]

Bryan'ın gözü parladı. Dayanıklılık takviyesini biliyordu. Ne zaman pes etmiş olsa sistem takviye yapar ve hareket edebilecek konuma getirirdi. Dayanıklılık takviyesi daha uzun süre dayanıklı olmak demekti. Yani koşarak gidebilirdi.

"Hay hay!" Bryan bacaklarını gerdiğinde götündeki yaprak baksırın birkaç yaprağı yok oldu ama bunu hiç umursamadan koşmaya başladı. Aylardır düzenli olarak koştuğundan belirli tekniklere hakimdi. Bu yüzden çok yorulmadan koşabiliyordu.

Şuan da Kara Kaplan Şehri'nin dış kesimindeydi. Bryan'ın evi il merkezinin kıytırık bir mahallesindeydi. Aradaki mesafeyi bilmese de az olmadığı kesindi. Normal birisi oraya kadar koşamazdı.

Şansa bak ki Bryan normal birisi değildi.

Yaklaşık yirmi dakika sonra çıplak bir adam Kara Kaplan şehrinin sokaklarında belirdi. Arkasında bir polis arabası anonsla "Orada koşan sapık, hızla dur ve teslim ol!" diye bağırıyordu. Ancak Bryan buna ufak bir şekilde kanmadı. Hızla ara sokaklardan birisine girdi ve karmaşık şehir içinde kayboldu.

On beş dakika sonra Wyner mahallesinde tekrar ortaya çıktığında tüm vücudu kan ter içindeydi. Omzundaki yaprak baksırlardan sadece bir tanesi kalmıştı. Onu da zor zamanlar için saklamıştı. Hızlıca giydi ve metruk gecekondusuna gitti.

Anahtar her zamanki gibi saksının altındaki delikteydi. Anahtarı alıp kapıyı açtı ve lütubutli havanın yüzüne çarpmasını umursamadan evin kapısını da açtı.

Tıkırt!

Bryan içeri girdi. Garip hissediyordu. Burada girdiğinde aklına şişman ve zayıf olduğu zaman geliyordu. Eski olan her şey bu evde kalmıştı. Bryan iç çekerek, zor zamanlar kumbarasının olduğu çekyatın yanına geldi.

Burası annesinin yattığı yerdi. Kırmızı ve mor çizgilerin bulunduğu bir buçuk metrelik bir çekyattı. Nostaljik duyguları zihnin bir köşesine attıktan sonra çekyatı kaldırdı ve içinde bulunan büyük ayakkabı kutusunu çıkardı.

Kutuyu hafifçe içini açtıktan sonra tekrardan kapattı ve odasından kendisine lazım olacak eşyaları koyacağı siyah çantaya koydu. Mümkün olduğunca hızlı buradan uzaklaşmak istiyordu.

On dakika sonra kendisine ait siyah bir tişört ve küçüklükten kalma bir eşofman ile birlikte evden ayrıldı. Sırtında çantası vardı.

"Eski Bryan öldü."

Baştan Çıkarma SistemimKde žijí příběhy. Začni objevovat