Bölüm 1: Aptal Bryan

189 10 0
                                    


 Baştan Çıkarma Sistemi?

Wyner Mahallesinin amele insanları güneş doğarken işlerine gitmek için kalkmıştı. Bu tarz yerlerde yaşayanlar için gün erken baslar, erken biterdi. Çünkü gün ne kadar uzarsa, masraflar o kadar artardı. En azından insanların düşündüğü şey buydu.

Turuncu renkli güneş yükselirken, küçük kanepesinde uyuyan Bryan oradan düşmesiyle uyandı.

Gözlerinin altını siyah halkalar sarmıştı. Gece zorlu zamanlar geçirdiği belliydi.

"Gene uykumda ölmedim. Bu kadar kiloluyken nasıl hâlâ kalp krizi geçirmem? Tanrılar bunun bir ceza olmadığını anlamalılar. Ölümde gayet güzel bir ödül. Bu ödüle layık olmadığımı düşünüyorsanız, öyle olsun! Acınası hayatımda tek başıma batmaya devam edeceğim!" dedi Bryan, zorla yerden kalktı ve kendi ağırlığı altında ezilme tehlikesi yaşamadı.

Geçmişte çok hastalanmış ve ölümün kıyısına gelmişti. Ancak her nasılsa asla ölmemiş, her zaman kurtulmuştu. Yaşam onun için bir lütuf değildi! Ancak kendi canına kıyamayacak kadar da korkaktı.

Yerden kalkan Bryan hızla yüzünü yıkamak için banyoya gitti. Dar kapıdan zorlu bir geçiş sonrası aynanın karşısına geçti.

Yemyeşil gözleri ve kısa siyah saçları vardı. Bu zamanda pek nadir bir gene sahip olmasa da, bakıldığında o kadar da kotu değildi. Tabii bu sadece gözlerine baktığında geçerliydi.

Bir ayın yüzeyini andıran yüzü, sivilceler ve siyah noktalar tarafından işgal edilmişti. Kalın kaşları ve orantısız hatlarıyla ortalamanın çok altında bir tipe sahipti. Yağlı ve geniş yüzünün oluşturduğu iticilikten bahsetmiyordu bile!

Nefesleri vücudundaki yağ oranından dolayı dengesiz ve ağırdı. Tombul demek için fazla olan vücudunu aynada gördüğünde kendinden tiksindi.

"Kızların beni kabul etmemesinin sebebi belli... Böyle çirkin ve bakımsız birisi benden hoşlansa, bir sıkıntım mı var diye kontrol ederdim. Bunlar..." Bryan aynadaki çirkin yansımasına baktı. Ardından yüzünü yıkayıp çıktı.

Saat sabahın 6.00'sı olsa da okula gitmek için hazırlanması gerekiyordu. Bunun sebebi okula gitmek için fazla hevesli olması değildi, tam aksine imkanı olsa okul denen yere adımını bile atmazdı. Ancak işler istediği gibi gitmek için fazla kötüydü.

Bryan, çok kolay aşık olan birisiydi. Ayrıca reddedilmeye alışık olacak kadar reddedildikten sonra bir noktaya kadar utanmaz ve korkusuz olabilmişti. Bu yüzden dün ayrıldığı sevgilisi ile sevgili olabilmişti. Çünkü rakipleri bunun hakkında düşünürken, kendisi çoktan itiraf etmişti.

Bu bir çok kez olmuştu. Ancak sadece bir tanesi başarılı geçmiş ve kız tarafından saniyesinde ret yememişti.

Bu yüzden ondan nefret eden çoktu. Çünkü aralarından bazılarının sevgilisi vardı. O erkekler arasından bazıları Bryan'ı darp bile etmişti.

Ancak bunlar kızların etkisi ile kısa sürmüştü...

...bir hariç.

"Umarım bugün karşına çıkmazlar! Tanrılar var ise sesimi duyun! Eğer öyle olursa çok makbule geçer ve her sene size adak adamak için çalışırım! Yani lütfen."

Tanrılara dua ettikten sonra yemek yemeden yol aldı. Son zamanlarda kilo artışı yaşıyordu. Ayrıca dün yediği retden sonra başka bir şey yemek için yeri yoktu. Utana sıkıla yola düştü.

Mahalleden çıktıktan sonra şehrin yollarında kimseler yoktu. Bunun sebebi ise saatin daha çok erken olması değildi. Çünkü Kara Kaplan Şehri'nin büyük çoğunluğu zengin ailelerden oluşuyordu. Yani burası zenginlerin şehriydi.

Zenginler onlar için çalışan insanları çoktan fabrikalara çağırmıştı. Onların gitmesi için bir neden yoktu. Zaten onlar için giden insanlar mevcuttu.

Bryan korkusundan olabildiğince az ara sokaklara girmeden, ana sokaklardan ilerledi. Insanların içinde bir şey yapmayacaklarını düşünüyordu. Sonuçta toplum belirli kurallar ve ahlaki değerleri benimser ve bunu takip ederdi.

Kara Kaplan Şehri'nin güzelliği dillere destandı. Şehir merkezine uzak olan bir yerde oturan Bryan bile, bu manzarayı görmek için şehir merkezine gelirdi. Çünkü bu şeyler bedavaydı. Sanırım bedava olan tek şey bu manzaraydı.

Kara Kaplan Lisesi, şehir merkezinde bulunan oldukça popüler bir liseydi. Çoğunluk burjuva kesiminden ya da asil kesimindendi.

Yaklaşık kırk yıl önce dünya da garip bir fenomen yaşanmıştı. Bundan dolayı cumhuriyetler yıkılmış, belirli bir grup ya da ailenin kontrolü altında yükselmişti ülkeler. Kara Kaplan Şehri ise Doğuda bulunan Beyaz Kaplan Krallığı'nın oldukça zengin bir mirasa sahip liman kentiydi.

Bryan sadece bu sorunları değil, burjuva kesiminden bile aşağı olmanın getirdiği eziyeti çekiyordu.

Kendisi bu okulu çok zor bir şekilde kazanmıştı. Onun gibiler için böyle itibar sahibi okullar kurtuluşun anahtarıydı.

"Nedense içimde kötü bir his var. Acaba okulu assam mı?" diye düşündü ama hızla bu düşünceyi sildi.

O zengin bir aileden gelmiyordu. Okulu asarsa ileride bedeli ağır olurdu.

Bu yüzden yürüyüş temposunu artırarak yürümeye devam etti. Evden çıkalı on dakika geçmiş olsa da yolu uzattığından şehrin içinden gidiyordu. Bundan dolayı 10 dakika da gitmesi gereken yolun 3/1'ini anca gitmişti.

Uzun kaldırımları tek başına yürümeye devam ederken kısa sürede insanların fazla olduğu ana yol ayrımına geldi. Burası Wyner Mahallesinin çıkışının aksine, bir karınca yuvası gibiydi. Kırmızı ışıkta bekleyen araba sürüsü, yeşil yanan ışıkta geçen insan sürüsünden aşağı değildi.

Bryan cüssesinden dolayı dikkatleri anında üzerine toplamıştı. Böyle bakımsız ve çirkin insanları şehir sokaklarında bulamazdınız. Bu yüzden Bryan farklı olarak dikkatleri üzerine toplamıştı.

Ding!

Yayalar için yanan yeşil ışık Bryan oraya geldiğin de kırmızıya döndü. Bryan içinden küfür etmeden edemedi.

"Onun gerçekten buradan geleceğini düşünüyor musun?"

Bryan ona çokta uzakta olmayan tanıdık sesleri işitti. Kim olduğunu bilmek için arkasını dönmesine gerek dahi yoktu.

"Ne dedim size? Buradan gelecek çünkü onun her zaman geldiği yolu biliyoruz. Çıkışı tutacağımızdan korktuğundan, açık hamle yapamayacağımız şehir meydanından gelecektir."

"Gerçekten öyle olacağını düşünüyor musun? Eğer öyleyse dediğin gibi bu insan kalabalığının arasında bulmak zor olacağından, karşı kaldırımın bakış açısından gelenleri izlemek daha mantıklı olur."

"Abartmayın.. Bryan bile bunu düşünemeyecek kadar aptal olamaz. Çoktan okula varmıştır."

Glup!

"Siktir, ne kadar da aptalım!"

Bryan insan kalabalığına şükretti. Böyle yoğun bir kalabalıkta o dahi görülmezdi. Şimdilik güvendeydi... Şimdilik.

"Hm? Şu çocuk arkadan Bryan'ı andırmıyor mu?"

Bryan'ın kalbi bu soruyu duymasıyla tekledi. Kalbi hiç olmadığı kadar hızlı kan pompalamaya başladı. Korku, ter bezlerine yeni su emmiş süngerin sıkılması gibi, su atması emrini verdi.

Zarif bir el Bryan'ın sağ omzuna dokundu.

Bryan'ın kalbi atmayı bıraktı.


Baştan Çıkarma SistemimWhere stories live. Discover now