Bölüm 22: Ev Kiralamak

59 6 2
                                    


***

Bryan tekrardan kalktığında saat yedi buçuktu. Dalgın gözlerle zihnini toparlamaya çalıştı. Morris'in deneyimlerini yaşamak ve onunla konuşmak zihnini zorlamıştı. Neyse ki Üstün Beyin Gücü'nün içindeki tekniklerden birisinde zihin toparlama ve düşüncelerden uzak kalmanın teknikleri yazıyordu. Lakin buna zamanı yoktu. Gidip evin anahtarlarını teslim almalıydı.

"Bir daha bunu haber vermeden yapma. Beynim zonkluyor..."

[Sana yüzbinlerce kelimeyle anlatsam dahi anlamayacağın teknikleri, Morris'in deneyimleriyle öğrendin. Bir şeyi en iyi öğrenme yolu deneyimden geçer.]

"Her neyse..." Bryan çantasını ve telefonunu aldıktan sonra motelden çıktı ve evi teslim alacağı mahalleye gitti. Savita Mahallesi olarak bilinen bu mahalle dikeyine giden sitelerden oluşuyordu. Kiralar oldukça tuzluydu ama fiyat-performans garantisi vardı. Bryan bu parayı ödemeye hazırdı.

Derin bir nefes aldı ve üçüncü apartmana adımını attı. Yedinci kata asansörle çıktı ve 28 numaralı kapının zilini çaldı. Önceden olsaydı Bryan'ın kalbi davul gibi atardı ancak şuan inanılmaz derecede sakindi.

Click!

Kapıyı kel ve şişman bir adam açtı. Kafasının ortası kutup yıldızı gibi parlıyordu. Kenarları hafif kıvırcık saçlarla doluydu. Pala bıyığı ve koyu teni vardı. Bryan onun zehirli bakışlarını fark etti. Bu kişi kendisine kıskançlıkla bakıyordu.

"Merhaba, iyi akşamlar."

"Merhaba."

"Ben bugün evinizi kiralamak için arayan kişiyim." Dedi Bryan sakin bir şekilde. Gülümsemiyordu çünkü gülümserse adam tarafından tekmeyi yiyeceği belliydi. Çünkü adam hiç iyi bakmıyordu.

Adam çenesini ovdu. "2,500 liralık eve 5,000lira veren kişisin o zaman... İlk üç ayı peşin alırım ona göre."

"Sıkıntı değil."

"Güzel, basit protokolleri yerine getirelim. İçeri gel." Adam döndü ve kapı aralanarak Bryan'a evi gösterdi. Daire 2+1'di ve eşyalıydı. Aslında bu fiyat iyi olarak düşünülebilirdi. Çünkü mobilya masrafı yoktu. Ancak Bryan'ın küf kokuları almasıyla bu tamamen yok oldu. Burası kesinlikle beş bin lirayı hak etmiyordu.

Salonda siyah L bir koltuk ve 65 inç dev ekran televizyon bulunuyordu. Gri renkli televizyon masasının üzerinde duruyordu. Bryan televizyonun pahalı olduğunu biliyordu ama arkasındaki hastalıklı yeşil rengindeki duvar tüm manzarayı bozuyordu.

Bryan evin yeşilimsi sarı duvarlarına dokunduğunda birkaç boya parçası elinde kaldı. Salon renkli süsler ile döşenmiş bir bok çuvalından farksızdı. Bu; diğer iki oda içinde geçerliydi. Bir yatak odası ve hiç kullanılmamış bir oda vardı. Kullanılmamış oda boyasızdı. Gri renkli sıvanın izi hala duruyordu. En azından yatak odası güzel duruyordu. Burnuna gelen kokulara kadar. Hafif ekşi bir koku Bryan'ın burnunu dürttü. Burnu bu kokuyu tanıdığında isyan etti ve koku almayı reddetti. Sıcak hava yüzüne vurdu. Bryan hızla pencereleri açtı.

"Bu yatak kullanılmaz!"

"Eee ne düşünüyorsun?" adam ellerini ovarken gülümsedi. Sararmış dişleri ile hiç güzel gözükmüyordu. Bryan onun kullandığı eşyaları kullanmayı reddetti.

Bryan duvarlara dokundu ve derin bir nefes aldı. "Açık konuşacağım, bir mazuru var mı?"

"Tabii ki hayır."

"İyi o zaman." İlk önce salona geçti ve duvarın arkasındaki lütubeti gösterdi. "Açık konuşmak gerekirse, bırak 5,000 lirayı, 2,500 lira dahi etmez. Evi bok götürüyor, havayı iğrenç bir koku sarmış, koltuk, tuvalet ve mutfak hariç hiçbir şey kullanılır halde değil. Belki televizyon da umut vardır, onu bilemeyeceğim. Odanın içinde ne yaptığını bilmiyorum ama epey iğrendirici bir sperm kokusu var. Hangi fahişe ile birlikte oldun bilmiyorum ama dikkat etmediğin belli."

Baştan Çıkarma SistemimTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang