Bölüm 10: Acınası

54 6 0
                                    


***

"Bingo mu?" Rhett monitöre baktı ama bingo denilebilecek bir şey bulamadı. Bryan'ın açtığı sayfada bir el ısıtıcısı vardı. Ürün açıklaması basit ve sığdı. Rhett onda özel bir şey ya da satmaya değer bir şey göremedi.

"Bu el ısıtıcısı fazla ucuz. Kargolama maliyeti de düşünülürse," Rhett hızla bildiklerinden çıkarımlar yaptı. Ama Bryan hızla onu susturdu.

"Sadece yirmi lira ve kalitesi fiyatına göre iyi. Stoksuz ticaret yapacağımdan dolayı başlangıç için oldukça iyi. Ayrıca param yalnızca bunlar ile başlamak için yeterli." Dedi Bryan, ardından ürünün fotoğrafını ve kodunu kaydetti. "Senden istediğim şeyse ekipmanlarını ve hesabını kullanmama izin vermen. Yeteri kadar para kazandıktan sonra ödeyeceğime emin olabilirsin."

"Ticaretle mi uğraşacaksın?"

"Evet."

"Hm... Tamam," Rhett gülümsedi. "Hesabımı kullanabilirsin. Uzun süredir satış yaptığımdan dolayı ürünlerim daha bir öne çıkıyor. Bundan dolayı satışlarında artış olacaktır. Ancak ilk satış her zaman çok zordur. Bunu unutma!"

"Tamam, teşekkürler." Bryan gülümsedi ve dostunun omzuna hafifçe vurdu. Ardından ikisi e-ticareti hangisi ticareti daha iyi biliyor diye tartışmaya başladı. İkisinin bilgisi de sığ olsa da birbirleri ile bildiklerini tartışmak, tartışırken araştırma yapmak onları mutlu etti ve bir nebze de olsa geliştirdi.

Yaklaşık beş saat sonra Bryan, Rhett'ten aldığı bilgilerle ürününü whitelock.com'a yükledi ve sweetsupply.com'daki ürünü bir kenara kaydetti. Ardından ceketini aldı ve ayakkabılarını giymek için dışarı çıktı.

Ayakkabılarını giyerken Rhett kapının başında durdu. Sağ elinde siyah poşetle duruyor ve tereddütle Bryan'a bakıyordu.

Bryan bu bakışları fark edince sordu. "Bir şey mi oldu?"

"Ah..." Rhett elindeki poşeti Bryan'a uzattı. "Bunu al ve kendin için kullan. Luca olayı için özrümün karşılığı olarak görebilirsin. Luca ve diğerleri için büyük olmayabilir ama ikimiz için büyük bir miktar."

Bryan poşedi aldı ve içini açtı. "Bunu kabul edemem. Sende kalsın."

Poşette yedi tane binlik banknot vardı. Bryan'ın aklına Luca'nın Rhett'e fırlattığı para geldi. O günden beri sakladığını anlamıştı.

"Hayır, özrümün bir karşılığı olarak al. Hem kendine bir bilgisayar alabilirsin."

"Kalsın. Şu anlık senin bilgisayarını kullanacağım."

"Olsun. İki sene sonra üniversite sınavına gireceksin. Lazım olur. Biriktirirsin."

"Hah..." Bryan derin bir iç çekti. "O zaman şimdilik sende kalsın, bunu başlangıç sermayesi olarak kullanalım ve yatırım yapalım. Birlikte."

"Olur mu ki?"

"Aramızda paranın derdi olmaz." Dedi Bryan bastırarak.

"Peki, senin dediğin gibi olsun! Senin yardımcın olacağım! Bundan sonra bir ortağız."

Bir süre daha konuştuktan sonra Bryan veda etti ve parayı orada bırakarak ayrıldı. Saat 15.00'a geliyordu ve daha koşu yapması gerekiyordu.

Eve gittikten sonra küçük bir şekerleme yaptı ve kıyafetlerini giyip antrenmana başladı. Koşu yaparken daha da yorulsun diye mp3'e indirdiği podcastleri dinliyordu.

Baştan Çıkarma SistemimKde žijí příběhy. Začni objevovat