Bölüm 34: Göklerin Kraliçesi'ne Suikast (I)

53 6 1
                                    


**

İki saat sonra Bryan ve Willa Korku Tüneli'nden çıktılar ve parkın çıkışında duraklamış bir taksiyi kapmak için hızlı adımlarla yürüdüler. Willa, Bryan'ın koluna girmişti. Willa oldukça mutluydu. Yüzünde eğlenceli vakitler geçirdiğini belli eden bir gülümseme vardı.

Bryan taksinin yanına geldikten sonra içeride başka bir müşteri olduğunu fark etti ama bunu umursamadan kapıyı açtı ve içeri girdi. Bu civarda tek taksi buydu ve taksiciler genellikle birden çok kişi alırdı. Bu yüzden bir sorun yoktu.

Kendisi bindikten sonra Willa'da bindi ve kapıyı kapattılar. Taksinin içi karanlıktı. Bryan tatlı bir limon kokusu almasıyla kafasını çevirdi ve sarı saçlı Juno'yu gördü. Pembe renkli telefonuna odaklanmıştı ve ikisini umursamamıştı. Bryan onu dikkatle inceledi ve boynunda metalik gri bir kolye gördü. Zincirleri biraz garipsemiş olsa da üzerinde pek durmadı.

Bryan kafasını tekrardan çevirdi ve taksiciye adresleri verdi ve harekete geçtiler. O esnada Willa'nın başı omzuna düştü ve nefesi belirli bir düzeni izlemeye başladı. Willa uyumuştu. Bryan onun başını düzeltti ve daha da rahat olmasını sağladı ve camdan dışarıyı izlemeye başladı.

Nefret ettiği kişilerden birisi yanında olmasına rağmen her şey çok doğaldı. Bryan sadece önüne bakıyordu. Ancak aslında tüm dikkati Juno'daydı. Her hareketini büyük bir dikkatle izliyordu. Çünkü bütün hareketlerinin arkasında bir anlam vardı. Olmalıydı!

Juno mesajlaşırken sinirle bir tuşa bastı ve Bryan tüm dikkatini telefona odakladı. Orada yarım saniyeliğine Arjan ismini gördü.

Arjan bir erkek ismiydi ve Juno'yu sinirlendirmişti. Bryan'ın zihni son hız çalıştı ve senaryolar uydurdu. Minerva Corp'u araştırmıştı ve yeni yöneticisinin işe girdikten bir sonraki gün istifa ettiğini görmüştü. Ayrıca 'Göklerin Kraliçesi' ve Juno aynı anlamlara geliyordu. Ve Minerva Corp. Açılışa sponsor olmuştu. Bu da birçok şeyi açıklıyordu.

Bryan geriye yaslandı ve derin bir iç çekti. "Yeni bir yönetici mi arıyorsunuz?"

Juno telefonu çantasına koydu ve Bryan'a doğru bir bakış attı. "Sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum, bayım. Ayrıca kiminle konuştuğunuza dikkat etmenizi tavsiye ederim. Duygu değişimleriniz çok keskin... Daha önce karşılaşmış mıydık?"

Bryan'ın kaşları hafifçe havaya kalktı ve ilgili bir şekilde kıkırdadı. Şu anki Juno altı ay önceki Juno'dan tamamıyla farklıydı. Juno, Bryan'ın düşündüğü gibi şımartılmış bir kız değildi. Aksine zorlukları tatmış bir insandı ve bunlardan nasıl kaçınacağını biliyordu. Kısaca beyni çok çalışıyordu.

"Bir Seçilmiş misiniz? Bu da özel gücünüz olsa gerek." dedi Bryan, Juno'nun bir Seçilmiş olduğunu biliyordu. Normalde Minerva ailesinden olan Juno, Işık Manipülasyonu'na sahip olmalıydı. Ancak işler öyle değil gibiydi. Bryan onun Aklın Yolu'nun altında bulunan bir yetenek olan 'Duygu Dedektörü' isimli bir güce sahip olduğunu düşünüyordu. Yoksa Bryan'ın duygularını çözümleyemezdi.

Karşısında hayatını beden diline adamış bir ajan olsa dahi, Bryan'ın mükemmel kamuflesinin ardına saklanmış duyguları göremezdi. Burada garip bir gücün olayın içine girmesi gerekiyordu ve bu garip güçte Seçilmişler'in gücü olmalıydı. Etrafta kendisi ve Juno'dan başka birisi olmadığından tek şüpheli oydu.

Juno, Bryan'ın sorusunu cevaplamadı. Gözlerini kısarak Bryan'ı daha dikkatli bir şekilde inceledi. "Benim kim olduğumu biliyorsun değil mi?"

Bryan kafasını salladı. "Evet, Minerva Ailesi'nin biricik varisi Juno Minerva. Yeni kurulan eğlence şirketi Minerva'nın kurucusu ve CEO'su. Göklerin Kraliçesi'nin açılış sponsoru oldun ve şirketinin reklamını yaptın. Aynı zaman da burası tamamen sana ait. Ancak halka açıklamıyorsun."

"Hm, evet. Haklısın. Göklerin Kraliçesi'nin her bir metrekaresi tamamıyla bana ait." Juno taksinin camını açınca kaşlarını çattı. Gözleri kısıldı ve otoyolun kenarındaki ağaçlık bölgeye doğru derin bir bakış attı. Onu izleyen Bryan'da gözlerini istemdışı kıstı ve zihnine şimşekler düştü. Juno arkasını döndü ve Bryan'a söyledi. "Telefon numaranı verir misin?"

"Tabii ki." Bryan gülümseyerek telefonunu söyledi. Juno hızlıca onu kaydetti ve telefonuna bir mesaj gönderdi. Bryan mesajı okuyunca soğuk bir nefes aldı ve taksiyi süren şoföre bir bakış attı. Willa'yı uyandırmak için hafifçe dürttü ama Willa en ufak bir şekilde uyanma belirtisi göstermedi. Aksine daha da derin bir uykuya girdiğini belli eden horlamalar yükseldi.

Bryan kaşlarını çattı ve daha da emin oldu.

"Bu taksiye binmemeliydim."

"Hazır ol geliyor!" Juno çantasından uzun bir namluya sahip, altıpatlar çıkardı ve taksicinin kafasına nişan aldı. İçinden saydı ve birkaç saniye sonra tetiği çekti. Namludan çıkan merminin geri tepmesi o kadar güçlüydü ki silah Juno'nun elinden kurtuldu ve koltuğa düştü. Bryan sol koluyla Willa'yı aldı ve silahı sağ eline aldı. Ancak birkaç saniye sonra gördükleri küçük dilini yutmasına neden oldu.

Juno'nun taksiciye sıktığı mermi, taksicinin kafasının üzerinde havada süzülüyordu.

"Siktir! Bir kuvvet seçilmişi!" Juno küfür etti ve hareket etmeye çalıştı. Ancak garip bir kuvvet onu koltuğa kilitledi. Tüm uzuvları koltuğa sabitlenmişti.

Bryan ne olduğunu anlamadı. Taksicinin kafasına silah doğrultulmasına rağmen hiçbir şey yapmaması, direksiyonu bir kez bile bırakmaması oldukça garipti. Kim olursa olsun, kendisi tepki vermese bile vücudu tepki vermek zorundaydı. Taksicinin gözlerine baktı ve olayı anında çaktı.

"Taksici hipnoz edilmiş!" Bryan soğuk bir nefes aldı ve çırpınan Juno'ya baktı. Bu bir suikast girişimiydi ve hedef Juno'ydu. Kendisi ve Willa'da kazara olaya dahil olmuştu. Juno ölse bile susturulmak için öldürüleceklerdi. Bu kesindi. Buradan en olursa olsun kaçmalıydı.

"Sistem, bir planın var mı?"

[Sana yardım etmeyeceğimi söyledim. Ama tavsiyem ne olursa olsun Juno'yu bırakmaman. Çünkü bu bir daha asla gelmeyecek bir fırsat.]

Bryan camdan dışarıya baktı. Yol asfalttı ve araba son derece hızlı gidiyordu. Taksici ya kendilerini direkt olarak düşmana götürüyordu. Ya da bir kaza yapacaktı.

"Hay sikeyim, bu çok acıtacak." Bryan silahın emniyetini açtı ve koluyla kendi tarafındaki kapıyı kırdı. Willa'yı göğsüne alıp kollarıyla sardı ve asfalt yola atladı.

***

Baştan Çıkarma SistemimWhere stories live. Discover now