Bölüm 50 - Geçmişe Pencere

124 10 0
                                    

2 Yıl 4 Ay Önce

"Hadi, uyan artık..."

Bir kez daha çekti okşar gibi alnına dökülen saçlarını kadının. Aynı anda da hem uyandırmak istiyor hem de nedense fısıldayarak sesleniyordu.

"Gülce..." Eğilip şakağına bir öpücük kondurdu bu defa. "Sıkıldım ben, kalkmayacak mısın? Çok sıcak hava zaten, nasıl uyuyorsun bu sıcakta?"

Huzursuzca kıpırdandı kadın sonunda, önce sıktığı gözleri kırıştı sonra açıldı. Tam aralayamadığı göz kapaklarının arasından üstüne eğilmiş adama baktı bir süre, kendine gelememiş gibi. Sonunda bilinci suyun altından çıkmış da netleşmiş gibi bir aydınlık geldi gözlerine. 

"Günaydın..." dedi mayışmış bir halde. "Saat kaç?"

Giray bu güzellik karşısında dayanamayıp bir kez daha öptü kadını, önce alnına dokunan dudakları oradan şakaklarına, oradan yanaklarına indi. Boynuna doğru ilerlerken bir ara, "Dokuzu geçiyor," dedi. Kadın boynunda gezinen dudaklarla huylanıp güldü, sakalları da uzamıştı adamın, onlar da gıdıklıyordu tenini.

"Yaa Giray, yeni uyandım, terlemişimdir, çekilsene!.."

Adamı omuzlarından itmeye çalıştı ama beline sarılan kollar bedenini adama daha da yaslayınca itmek çekmeye döndü. 

"Bir duş alsaydım keşke..." diye mızırdanırken bir yandan da adamın saçlarını okşuyordu.

Bir süre bırak bırakma cebelleşmesi yaşayıp oyalandılar orada. Sonunda biraz ayrıldıklarında konuştu Giray, yüzünde keyif ve huzur vardı.

"Yunanistan sıktı biraz beni, ne zamandır buradayız. Tekneyle açılalım diyorum biraz, şöyle Ege kıyılarında gezeriz. Hem sen orada yüzmeyi çok seviyorsun. Güzel koylar gördükçe dururuz. Ne dersin?"

Duyduklarıyla yüzü aydınlandı Gülce'nin, çok sevdiği Ege sularında yüzmek içinde tarifi olmayan bir heyecan uyandırırdı hep.

"Ayy olur mu ki?" dedi yataktan doğrularak. "Çok isterim aslında, ama Türkiye'ye dönmek sıkıntı olmaz mı?"

Kaşları çatılır gibi oldu adamın. "Ne sıkıntı olacak Gülce? Kanun kaçağı değiliz ki biz."

Yani der gibi dudakları bükülüp kaşları kalktı Gülce'nin.

"Öyle tabi de ne bileyim, bu kadar yaklaşınca bile gerildim ben. Niye bilmiyorum, kaç yılda kurup büyüttüğümüz huzur köpükten bir baloncuk gibi dağılıverecek diye ödüm kopuyor. İtalya'ya gidelim yine, orası da çok güzeldi."

"Güzeldi tabi güzeldi ama biraz da-"

"Gerçekten niye gidiyoruz peki Giray?" diyerek adamın sözünü kesti Gülce. "Zaten karar vermişsin sen, belli gideceğimiz de bana sorar gibi yapıp tiyatro oynuyorsun."

Dudakları itiraz etmek ister gibi açılıp kapandı adamın. 

"Niye böyle diyorsun şimdi, istersin diye düşündüm. Özlemişsindir diye..."

"Hadi Giray hadi," diyerek adamı itip yataktan kalktı Gülce. "En sevmediğim şeyi yapıyorsun yine. Gidiyoruz de gidelim madem. Böyle laf ebeliği yapınca deliriyorum her seferinde."

Adamı ardında bırakarak duşa girdi kadın. Peşinden bakakalan Giray, kadının haklılığını bildiği için sesini çıkaramıyor ve kendisi de içinde duyduğu endişeleri susturmaya çalıştıkça dışından saçmalıyordu işte. O da kepçeyle kendilerinden alınıp bir damla bir damla ellerine verilen huzuru kaybetmekten deli gibi korkuyordu. Yine de bir şey yok gibi davranmaya devam etmekten başka çare göremiyordu. 

ZAMANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin