•1•

3.9K 190 113
                                    

Minlix adamları ile yeni bir fice hoş geldiniz. Bu fici medyaya koyduğum şarkıdan esinlenerek yazmayı düşünüyorum. Daha sadece ilk bölümünü yazdım, kafam da bazı şeyler belli ama ileriki bölümlerde neler olur hiç bilemiyorum.

Sadece şunu net olarak söylüyorum ki; bu soft bir hikaye olmayacak. Küfür, uyuşturucu kullanımı gibi bir sürü kötü alışkanlıklardan bahsedilecek. Karakterler tamamen libidosu yüksek olan kişiler olacak. İlk kez böyle bir hikaye yazıyorum umarım iyi olur.

Umarım beğenirsiniz 🧡

İyi okumalar ❣️

•°•°•°•°•°•°•°•

Yine beni aradın,
Benz'in de sarhoşken...

:
:

Usulca dinliyorum sessizliği yaran yağmur damlalarının sesini. Gökyüzü sanki yalnızlığımı hissetmişte, yalnızlığımın sessizliğini bölmesi için göndermişti gözyaşlarını yeryüzüne.

Gözlerimi kapatıp ruhuma hiç uğramayan uykuyu beklemeye başladım. Zihnimin hiç susmayan sesini duymamaya çalıştım ancak onları bastırmaya çalıştıkça daha fazla gürültü çıkarmaya başladılar.

Uyuyamayacağımı anladığımda öfkeyle bir nefes verip yattığım koltukta doğruldum. Ruhumu sıkıştıran düşüncelerimin sesini duymamak icin televizyonu açmaya karar verdim. Filmlerde dönen gösterişli hayatları izlersem eğer kafamı dağıtabilir, beni bataklığa çekmeye çalışan düşüncelerimden uzaklaşabilirdim.

Zorlukla kumandaya ulaşıp televizyonu açtığım sırada kapının zil sesi doldu evin içine. Kaşlarım istemsizce çatıldı. Saat gece yarısı epey geçmişti, ve eve gelmesini beklediğim bir ev arkadaşım da olmadığına göre kim gelmiş olabilirdi?

Bunun cevabını öğrenmek için oflayarak yerimden kalktım. Yorgun adımlarla kapıya ulaştığımda o küçük delikten kimin geldiğine bakmadan kilidi çevirip kapıyı araladım.

Gelen kişi ile aramızdaki engel kalktığında gördüğüm beden ile olduğum yerde kalakaldım. Gerçi neye şaşırıyorsam, beni bu saatte rahatsız edebilecek tek bir insan vardı: Lee Minho...

"Ne işin var burada?" Diye sordum ifadesiz tuttuğum bir sesle. Sesimi duyunca, kapının açıldığını yeni anlamış gibi irkilerek yüzüme baktı. Gözlerindeki bayık ifadeyi görmesem bile anlayabilirdim sarhoş olduğunu.

Normalin aksine dik durmaktan çok uzak olan omuzları, kendi kokusunun aksine burnuna dolan alkol kokusu... Sarhoş olunca Lee Minho'ya ait hiç bir şey normal kalmıyordu.

"Kiminle içtiysen onun evine git Minho." Onun bana cevap vermeyeceğini anlayınca tekrar konuştum.

"Hyunjin çoktan kafayı buldu, ona gidemem. Eve de gidemem, kalayım işte burada." Bedeninin aksine gayet sağlam çıkan sesi sıkıntı dolu bir nefes vermeme sebep oldu.

"Geç." Onu buradan ne kadar kovarsam kovayım gitmeyecekti, gitse de geri gelecekti biliyorum. O yüzden onunla uğraşmamak adına içeri girmesi için kenara çekildim.

Bir şey demeden çamurlu ayakkabılarını çıkararak içeriye girdi. Giydiği deri ceketten akan su damlaları, buraya gelirken yağmurun altında olmayı umursamadan yürüdüğünü açıkça belli ediyordu.

Salonuma giden bedeni, hala düzelmeyen çatık kaşlarımın altında bulunan kısık gözlerimle izledim bir süre. Altına giydiği dar siyah pantolonu bacaklarını tüm hatlarıyla ortaya sermiş, deri ceketinin zar zor kapattığı kalçalarını sıkıca sarmıştı. Gözlerimin odağı yanlış yerlere kayınca hemen bakışlarımı ondan çekip, kendimi toparlamak için boğazımı temizledim.

Happier Than Ever °Minlix°Where stories live. Discover now