<33>

1K 105 119
                                    

Anlık bölüm: 🌼❣️❤🌺🌸🌻🌹🌷💐🍀🎍

"Hadi ama Bill! Bende yardım etmek istiyorum. Bu bizim kahvaltımız"

Sarı saçları bir önceki kahvaltıdaki gibi arkasında toplanmıştı. Tek fark, bu eylemi benim gerçekleştirmemdi.

Elindeki yumurtayı sakarca kırarken zorla oturttuğu sandalyeden onu izliyordum.

"Olmaz dedim ya sevgilim. Bugün sana hizmet edecek benim. Sen değil"

Eline bulaşan yumurta akından kurtulmaya çalışırken bir yandan da bana laf yetiştiriyordu. Bu hali gülümsememi sağlarken kullandığı sevgilim kalıbı da içimi kıpır kıpır ediyordu. Masanın altında duran elimi masaya yaslayarak çenemi avucuma koydum. Kaşlarım sorarca kalkarken merakla konuştum.

"İlla yardım etmeyeceğim yani?"

"Kesinlikle, burada biri birine hizmet edecekse ben sana ederim."

Hayran bakışlarımı güzel bedeninde gezdirdim.  O mükemmeldi, hemde çok mükemmeldi.  Keza kalbide...

Yumurtaları etrafı batırmadan, zorlansada nihayet tavaya koymuştu. Ben ise onun bu azimli hallerini yarı hayranlık, yarı keyif barındıran bakışlarımla izliyordum. Tavayı az ileri iterken gülümseyerek başını bana döndürdü.

"Bugün Soos'tan izin aldım. Seni bir yere götüreceğim"

Merakla gözlerimi açtım.

"Gerçekten mi? Nereye?"

Bakışları gözlerimden an olsun ayrılmazken flörtöz bir şekilde dudaklarını dişledi. Bakışlarım istemsizce dudaklarına inerken dudaklarına inen kahvelerim ile  hafifçe sırıttı.

"Biraz daha... Yalnız kalabileceğimiz bir yere. Tanrı'nın bile unuttuğu bir cenette götüreceğim seni "

Dudaklarım iyice kıvrılırken heyecanla yutkundum.

"Kız kardeşimin bizi bulamayacağı bir yer olsunda gerisine razıyım"

O güzel, kulaklarımı kutsayan kahkahası mutfakta yankılandığında hayranlıkla önümdeki tabloyu seyrettim. Gülerek önüne döndü, yanmak üzere olan iki yumurtanın hızla altını kapattı. Tavadaki iki yumurtayı ayrı ayrı iki servis tabağına koydu. Dikkatle iki tabağı eline alırken konuşmaya başladı.

"Beni esiri eden gözlerin sayesine az daha yumurtaları yakıyordum. Umarım çok pişmiş seversin"

Elindeki tabağı önüme koyarken gözlerine bakarak kıkırdadım.

"Emin ol yaksaydın da o yumurtayı yerdim, sonuçta senin elin değdi."

Hareketleri yavaşlarken üstün körü son tabağıda karşıma koydu. Bakışlarım yanı başımda  duran Bill'deydi.  Yutkundu ve hafifçe üzerime eğildi. Sıcaklığını birden bedenim üzerinde hissettim. Ona ne kadar çok yaklaşırsam bu enerji yoğunluğunu an be an üzerimde hissediyordum. Dudaklarını doğruca kulağıma yaklaştırdı.

"Sanırım beni kendinize zibilyonuncu kez tekrar aşık ettiniz bayım"

Gülerek başımı aşağı eğdim. Bu aldığım en naif iltifatlardandı, ve nedense aldığım güzel iltifatların sahibi hep Bill'di.

Yanağıma hafif bir öpücük kondurdu ve karşıma geçti.

"Afiyet olsun prensim"

Gülümseyerek bakışlarımı ona çıkarttım.

"Sanada"

Elime tazecik ekmeklerden bir dilim alarak tabağımdaki  yumurtaya batırdım. Küçük lokmayı ağzıma atmadan önce aklıma gelenle konuştum.

Kayıp Güneş Onde as histórias ganham vida. Descobre agora