<30>

1.1K 116 120
                                    

Dipper'ın poposunu sansürleyip sansürlememek arasında kararsızım 🙂🙂

Şarkı çok güzel canlarım bence okurken açın, benim favorilerimden bir tanesi bu arada
🙂 rusça şarkılara neredeyse tapıyorum 🛐🛐

Aşk... Zehirli bir duyguydu. Kanınıza yayılırsa bunun devası olmazdı. Bir mum ışığından fersiz olsada o yinede içinizde  can bulurdu. Hoşlanma zannettiğim duygu buydu.

Yalanlar, yalanlar ve yalanlar... Bazen olası durumları, duyguları kabullenemez insan oğlu. Onları görmezden gelir, yok sayar. Aşkımı, ruhumdaki o küçücük filizi hep yok sayan bir aptaldım. Fakat... Şuan kabullenmiştim. Onunla şuanı geçirmek, onun dokunuşlarını, öpüşlerini hissetmek beni diriltmişti.

Bomboş odada ikimizin hızlı nefes alış verişleri hariç hiçbir ses yoktu. Üzerimdeki oğlanın başı boyun girintimde, saçları kulağıma değiyordu. Bu his bambaşkaydı. Hem rahatlatıcı hemde diriltici. Onun kalp atışlarını kendi göğsümde hissederken boğazımı temizlemek adına yutkundum ve konuşmaya başladım.

"Bill... Sanırım hayatımın kayıp güneşiymişsin... Seni seviyorum"

Boynuma vuran nefesler kelimelerim dudaklarımdaki hükmünü ilan ederken usul usul durdu. Belimdeki ve sağ göğsümün altındaki ellerinin bile taş kesilmesini en küçük zerresine kadar hissediyordum. Anlık durumumuza kıkırdayıp gözlerimi kapattım.

"Tamam... Bulunduğumuz durum çok anormal fakat bu aptal kabullenir kabullenmez sana söylemek istedi... Şey, ben sana fena halde tutulmuşum- ne ara diye sorma bende bilmiyorum."

Göğsüme yakın olan elini tişörtümden çıkardı ve başımın üzerinden geçirerek şaşkınca yastığa yasladı. Nefes nefese kocaman açılmış altın sarısı harelerle yüzüme bakıyordu. Ben ise ona az önce yediği şekerin keyfini hala atamamış bir çocuk gibi bakıyordum.

"Di-dipper sen ciddi misin? Şa-şaka değil dimi? Ge-gerçekten... Bana aşıksın yani?"

Bana şaşkınca bakan oğlana gülümserken yavaş yavaş kafamı aşağı yukarı evet anlamında salladım.

"Elbette sana aşığım şapşal. Hayatımda senden başka bir deli mi var?"

Şaşkın yüzü yavaş yavaş düzelirken gözlerinin usul usul yoğunlaşması içimi titretiyordu.

"Peki... Bu, bana karşılık vereceğin anlamına mı geliyor yani?"

Yüzümdeki gülümseme daha da büyürken hevesle başımı salladım.

Gözleri bir an bile kahvelerimden  ayrılmazken altın sarıların usul usul kararışı an be an gözlerimde nüksediyordu. İstemsizce yutkundum. Karnımda hissettiğim heyecan verici kıramplar ise bu ateşin ta kendisi olan gözler ile hızla bedenimi sarıyordu. Gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Adem elması aşağı yukarı hareket ederken  onu bu kadar yakından ve özgürce izlemek garipti... Karnınızda ağrılara sebep olacak şekilde.

Gözlerini açtığında bir süre gözlerime baktı ve o güzel gözlerini  öpüşmekten kızarmış dudaklarıma indirdi. Adem elması yutkunuşu ile tekrar oynarken bende bu büyülü olayı izliyordum.

"O zaman... Aşık insanlar birbirlerini öper? Bende bunun şerefine... Seni öpebilir miyim?"

Alt dudağımı duyduklarım  ile dişlerim arasına alarak hafifçe dişledim. Bu hareketim ile üstümdeki bedenin gözleri tekrardan  dudaklarıma kaydı. İçine derin bir nefes çekti. Kendini zor tutar gibi...

"Bunu evet olarak sayıyorum... Sevgilim"

Aşkın zehrine adapte olmak kolaydı. Aşkı ruhunuzda hissetmek basitti. Tek kural bulunuyordu, 'ket vurma ve yaşa'   . Sadece aşkın  sizi  ele geçirmesine izin vermeliydiniz. O gürül gürül akan şelaleden bedeninizi aşağı bırakmalıydınız. Yüce aşk sizi sulara buluşmadan kucağına alırdı.

Kayıp Güneş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin