<9>

1.5K 186 146
                                    

"Birşey soracağım..."

"Tabi"

"Şu asansörü hatırlıyor musun? Beni öpmeye çalıştığın"

Kıkırtısı kulağıma gelirken cevabı gecikmedi.

"Elbette! Seni öpmeye çalıştığım değil mi?"

Neşeli sesine gözlerimi devirip merdivenleri çıkmaya  başladım.

"Bazen sana dokunmaya çalıştığımda  boşlukla karşılaşıyorum fakat orada seni itebildim? Bunun mantığını açıklar  mısın?"

On basamaktan sonra geldiğim köşeden dönerek ikinci kat merdivenlerine yöneldim.

"Hay hay! Şimdi bu temas benim kontrolümde. Eğer ben izin verirsem bana dokunabilirsin. Eh... işte bende sen o zaman bana sarılırsın diye düşünmüştüm. Ama sen beni ittirdin! Ah! Kalbim çok yaralı"

Gözlerimi devirerek başımı onaylamazca salladım. Fazla heyecanlı mı desem neşeli mi desem kararsızdım. Ah tabi birde çok trajikti. Sonunda ikinci kata geldiğimde kafamdaki şapkayı elime aldım. Sınıf kapısına doğru yürümeye başladım. Kapıya geldiğimde çevremi  kolaçan edip fısıldadım.

"Derste dikkatimi dağıtayım deme. Ders Bayan Melany ile"

Kıkırtısı kulağımın dibinde nüksederken beklememenin verdiği etki ile geriye sıçradım.

"Ve böyle yaklaşma korkuyorum!"

"Tamam, tamam... Sana aniden yaklaşmak yok ve Derste rahatsız etmeyeceğim. Anlaşıldı!"

Yüksek ve neşeli sesine gülümseyerek sınıfa girdim.

Bayan Melany şu her okulda bulunan öğrenci düşmanı,  emekli olmak için zamanı gelmiş ancak ısrarla ögrencilerin hayatını karartan bir kadındı. Sesi o kadar inceydiki size bağırdığında bayılma ihtimaliniz bile vardı.

Ayrıca kendisi ben ve Kardeşime  takıntılıydı. Bir yıl önce dönem başındaki ilk derste ona büyük bir şaka yapmıştık. Aslında Mabel yapmıştı fakat bu olay ikimize kalmıştı. Şaka ise sadece tebeşir kutusunu kurbağa yavruları ile doldurmaktı. Ve gelin görün ki bu kadının Kurbağa fobisi varmış. O zamandan beri bana ve kardeşime düşmandı. Yaptığımız istisnasız her şeye karşıydı. Nefes alsak bize neden nefes aldınız bile diyebilirdi.

Sınıftan geçip ortalardaki sırama oturdum.

Bir süre ince siyah kalem etekli, beyaz gömlekli ve asla kullanmaktan çekinmediği cetveli ile hocamız sınıfa teşrif  etmişti.

...

Sıraya yasladığım koluma başımı koyarak yatmış bir şekilde tahtadaki kadını dinliyordum.

"Dediğim gibi çocuklar, seneye üniversite sınavına gireceksiniz. Bu tatili yatarak geçirmek yok!"

İnce sesi sonlara doğru çatlarken kafamı koluma gömdüm.  Katlanılmaz.

Yine her sene sonunda olduğu gibi yazın ders çalışmamızı söylüyor, gelecek hakkında konuşuyordu.

"İkizler! Uyumayın ve dinleyin!"

"Ha? Ta-tabi Bayan Melany!"

"Ha? Ta-tabi Bayan Melany!"

Bu kadın bize sırf aynı  anda konuştuğumuz için  bile gıcık gidiyordu.

"Tamam tamam. Aynı anda konuşmayın!"

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutuyordum. Sadece bir yıl önceki bir şakaydı.

Başımı evet manasında salladım. Bakışları bizden ayrıldığında kafamı Mabel'a çevirdim. Kadına kısık gözlerle sanki öldürecekmiş gibi bakan kardeşime sırıtarak bakışlarımı çektim. Onun daha fazla sinirli olmasını anlayabiliyordum. Gideon'la tek ortak dersleri buydu ve bu cadı  kadın kız kardeşimi sevgilisiyle oturtmamıştı. Kendisinin öğrencilerin canını sıkmak gibi bir hobisi vardı.

Başlarda en ön sırada oturan  Gideon'un yanına oturmuştu fakat bu kadın geldiğinde, kardeşimi oradan kaldırmış benim yanıma oturtmuştu. Haliyle de ona fazladan sinirliydi.

Okulda son hafta olduğu için ders işlenmiyordu. Sadece bu kadın işliyordu.  Koca okul tatil moduna girmişti ancak bir bu kadın kalmıştı. Hadi ama son hafta, hatta yarın okul kapanacak ne ders aşkıdır bu?! Hatta ve hatta bir rivayete göreyse bu kadın Türkiye'den gelmiş, orada canına okuduğu öğrenciler en sonunda katlanamamış ve sessizliğini bozmuş. Ve bu olay yüzüne sürgün olarakta buraya gelmiş. Ama tam manasıyla bir bilgi bulunmuyor...

On dakika daha konuştu ve zil çaldığında yine homurdanarak sınıftan çıktı. Klasik Bayan Melany'ydi.

Rahatlarken çığlıklar  kadar ince ses ile geçen ders sonunda başımı koluma gömdüm. Akşama kadar boştuk, nihayet.

"Ben Gideon'un yanına gidiyorum gelmek ister misin?"

Kız  kardeşime  hayır  manasında birkaç mırıltı çıkartıp gözlerimi yumdum. Hava sıcak olduğu için ben ve birkaç kişi dışında herkes sınıftan çıkmıştı.

"Nihayet dersin bitti!"

"Sana muhteşem birşey göstereceğim!"

Merakla başımı kolumdan kaldırdım. Ne olabilirdi ki?

Neşeli sesi çevremde yankılanırken hafif bir gıdıklanma ile ortam griye döndü.

"Bak şimdi merak ettim"

Uvuvuuvuv selammmm
Bölümden pek emin değilim kötüyse affola <3

Ben kaçtım kendinize iyi bakınnn♡♡

Kayıp Güneş Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz