41.Bölüm❥

15.6K 1.3K 435
                                    

Şehrime gel sevgilim,
Yarın çık gel,
Bırak her şeyi,
Bir bekleyinim var de gel,
Gel ki; bu şehir adımlarınla anlamlansın.
Gel ki; bu şehir nefretim olmaktan çıksın.
Gel ki; nefes alayım.
Gel... -Nazım Hikmet

"Anneciğim, babacığım damadınız geldi."

Allah belanı versin Atakan!
Yeni giydiğin çoraplarınla ıslak yere bas inşallah Atakan!
Dondurma diye açtığın kaptan pilav çıksın inşallah Atakan!
Cep telefonunu şarja takmayı unuttuğun sabahlara uyanırsın inşallah Atakan!
Her video izlemeye çalıştığında karşına sürekli doluyor işareti çıksın inşallah Atakan!
Aldığın şey ertesi gün %50 indirime girer inşallah Atakan!
Tam şampuanlıyken sular kesilir inşallah Atakan!
Çaya batırdığın bisküvi parçalansın da çaya düşsün inşallah Atakan!

Koridoru geçmesiyle hızlıca peşine takıldım. O önde ben arkada yürürken arkamızdan şampiyonlar ligi müziği çaldığını hissediyordum. Artık salonun girişine vardığımızda içime kaçan sesimi bulup Atakan'a yaklaşırken mırıldandım.

"Ya tarih yazacağız, ya da tarih olacağız, hazır mısın?"

Bana bakıp karizmatik bir gülüş sunarken umursamadan salona 'selamün aleyküm' diyerek girdi.

Arkadaş kahvaltıda yürek yedi de ondan böyle, çok takılmayın.

Arkasından çekinerek girerken babamla tokalaştılar. "Hoş geldin evlat." Nasıl ya? Babam mı çağırmıştı? Bir halt anlamadım ama o kadar beddua ettim lan.

Tövbe etmeyi aklımın bir kenarına yazıp konuşmaya odaklandım.

"Merhaba efendim, Atakan ben. Bunlar sizin için." Anneme gülleri uzatırken annem memnunca gülümseyerek, teşekkür etti.

Bu çocuk harbi işi biliyor...

Annem bana bakıp gözleriyle vücudumu delerken dişlerinin arasında kısık sesle konuştu. "Kızım, Atakan'a çay koy." Kızlar tesbih boncuğu gibi dizilip sırıtırken mutfaktan bardak alıp geri döndüm.

Çaydanlıktan biraz su doldurup çalkalayıp yandaki su bardağına döktüm. Çayı doldurup elimi uzatırken Atakan ayaklandı. Tüm gözler ona dönerken biraz utanmıştı galiba. "Şey, senin elin yanar. Ben alayım." Önüme gelip çayı alırken bu kadar düşünceli olması içimi hoş etmişti. Salak gibi gülmemek için dudaklarımı ısırdım.

O gece keyifli sohbetle devam ederken korkutuğumun aksine bizimle ilgili hiç bir konu açılmamıştı.

Gecenin sonunda Atakan gitmiş, babam yatmışken annem odama girdi. Peki ben bu sırada ne yapıyordum? Aynayla bakışıp salak salak sırıtıyordum. Allah'ım... Bu rezillik bana fazla.

"Günler sonra ilk defa böyle gülümsediğini görüyorum, aferin kız çok iyi çocuk bulmuşsun, benim onayım var. Sana öyle bakıyor ki incitmekten korkar gibi. Bakarken kıyamıyor ama içi de gidiyor gibi." Ben onu değil o beni buldu anam. İçimde çığlık atma isteği vardı. Öyle böyle değil.

Saçlarıma öpücük kondurup yattığım da üzerimi örttü. "İyi uykular portakal kokulum." Kahve mi portakal mı karar verin yahu?

"İyi geceler anneciğim." Günler sonra ilk defa nefes aldığımı hissediyordum.

Acaba telefonuma oksijenim diye mi kaydetseydim?

Yok, aşkım hayatım böceğim cennetim aşkilibomballılokumum.

Öğk falan yani!

Bunları düşünüp ne ara geldiğini bilmediğim uykumu bastırmayıp beni içine çekmesine izin verdim.

Gelen tıkırtılarla gözlerimi zorla aralamaya çalıştım. Pencereme baktım, e hava daha karanlık? Tekrar gelen tıkırtıyla camın dış önünün taşlarla dolduğunu farkettim. Bismillahirrahmanirrahim! Noluyor lan?

Kenarda duran yemeniyi başıma geçirdim. Perdeyi sıyırıp dışarı bakarken başına kapşonlunun şapkasını geçirip yüzü karanlıkta seçilmeyen bir adam gördüm. Duruşundan belliydi, Atakan'dı bu.

"Atakan." Camı açıp uyanmasınlar diye alçak sesle konuştum. "Güzelim."

"Niye geldin, gecenin bir yarısı?" Cama biraz daha yaklaştı. Ev tek katlıydı ama cam yüksekte duruyordu. "Çünkü... Helen ben buraya senin için geldim." Peki, bunu zaten biliyordum ama bunu ondan duymak...Utandırmıştı.

"Bunca yolu aştım ama kalbine giden yolu aşabildim mi, bilmiyorum."

"Bence aştım. Ama bunu senden duymadan hiçbir zaman emin olamayacağım."  Tam ağzımı açmıştım ki, evin ışıklarının yandığını hissederken elimle bir dakika işareti yapıp içeri girdim. Koridora çıkarken annemin ayakta olduğunu gördüm. "Kızım, evin önüne araba durdu. Sesine uyandım."

O sırada evin kapısı çalındı. Kısa bir süre annemle bakışıp ikimiz birden kapıya gittik. Annem açarken sinirle bakan  dedem ve ensesine silah dayadığı Atakan'la karşılaşmak beklediğim en son şey bile değildi.

"Irz düşmanını buldum. Gecenin bir yarısı Helen'in camına bakıyordu."

İşte şimdi tooleti yapmıştık.

Altımıza!

Ehehehehe, beklenen Göreme'de ki dede geldi. Hem de gümbür gümbür zökdmxdljxmdkxnd

Dilekçemi verdim 💃 sınava girmeyeceğim 💃 yaşasın 💃

Neyse hadi Allah'a emanet olun 💘

#المسجد_الأقصى 🇸🇩

Kahve | TextingWhere stories live. Discover now