ELLİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

1.2K 125 43
                                    


Oy sınırı 55 hatırlatayım. Ne kadar çabuk 55 oyu tamamlarsanız o kadar çabuk bölüm gelir ❤️

Ayrıca yorumlarınızı bekliyorum 😸


O zaman Let's go Let's goooo😸

Lisa

Gözlerimi açtığımda acıyla inledim. Bir bacağım alçıdaydı ve boynumda boyunluk var vardı. Bir gözüm diğerine göre daha az görüyordu. Doğrulmaya çalıştığımda bütün bedenimin hasarlı olduğunu anlamıştım. Zira hareket ettiğim anda bütün kemiklerimin kırıldığını sanmıştım. Kapıdan giren Janet panikle elindeki karton bardağı kenara bırakıp yanıma koştu.
"Sakin ol. Kalkmamalısın Lisa." Hareket etmeye çalışmayı bırakıp sözünü dinledim.

Beni bırakıp karton bardağını tekrar eline aldı.
Odada gezerek "fena benzetmişler seni. Kaburgalarında ve bacağında kırıklar var."
Odada onu gözlerimle takip edip güldüm "iyi ya işte sevinmişsindir. Benim için dileğin bu değil miydi?" Odada gezmeyi bırakıp duraksadı. "Ben bunu istemedim Lisa. Hayatta olduğun için şanslısın. Başkası olsa bu kadar dayaktan sonra çoktan tahtalı köyü boylardı."

Yüzünde üzüntü vardı. Benim için üzülmüş müydü? Hayır ben üzülünmeyi haketmiyorum, ben hakaret edilmeyi, dövülmeyi, yüzüne tükürülmeyi hakediyorum.

Odanın kapısı ikinci kez açıldığında, içeri giren Nate olmuştu.
"Tanrıya şükür Lisa uyanmışsın." Hemen yatağımın kenarına gelip bana şefkatli gözlerle bakmaya başladı. Ona gülümsemeye çalışarak "iyiyim Nate, ölmeyi beceremedim. Tıpkı hiçbir şeyi beceremediğim gibi ölmeyi de beceremedim." Janet elindeki karton bardağın kenarını ısırarak gözlerini devirmişti. Benden hala nefret ediyor olmalıydı.

"3 gündür uyuyordun Lisa. Başkan seni sürekli görmeye geldi. Seni korumaları için odanın kapısına ve hastanenin etrafına adamlarını yerleştirdi." Nate'in heyecanla anlattığı konuya ilgisizdim. Daldığımı görünce beni dünyaya döndürmek için elini gözümün önünde salladı.
"Hey Lisa?" Kendime gelerek "Nate Jennie'den bir haber var mı? Y-yani bu olayla bir ilgisi var mı?"

Nate çenesini sıvazlayarak düşünür gibi yaptı.
Janet hemen araya girerek "hala onu umursadığını söyleme Lisa. Komik oluyor. Neredeyse Jennie'yi terk edenin sen değil de bir başkası olduğunu düşüneceğim."  Janet artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Öfkeyle yerimde kımıldanıp "sen hiçbir şey bilmiyorsun Janet!" Canım çok yanıyordu. Acıyla bağırdıktan sonra dayanılmaz bir ağrı kaplamıştı vücudumu. Odaya koşan hemşire serumuma bir iğne yapar yapmaz rahatladığımı hissettim. Yavaş yavaş kendimi uykunun kollarına teslim ettim.

Hayal meyal hatırladığım son şey Nate'in Janet'e kızmasıydı.

Jennie

Lisa'nın durumunu öğrenmek için hastaneyi aramıştım. Ancak bilgilerin gizli olduğunu söyleyerek beni reddetmişlerdi. Elbette araya babamın nüfuzunu sokup bilgi alabilirdim ancak, babamın hala Lisa'yı merak ettiğimi öğrenmesini istemiyordum.
Videodaki görüntüler gerçekten çok vahşiceydi. Bir insanın o derece dövülmekten sağ çıkabilmesi zor olmalıydı. Lisa'nın yaşadığını biliyordum. Babamdan bunun bilgisini almıştım. Ama sadece o kadar.
Babam büyük bir üzüntüyle "gebermemiş pislik" demişti.

Salonda otururken babamın yanıma gelmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Alnıma bir öpücük yerleştirip "nasılsın güzel kızım?" Elimdeki meyveli yoğurdu kenara bırakarak "iyiyim baba, iyi olacağım." Bir şey söylemeden televizyonu açtı. Huzursuz görünüyordu.
"Neyin var baba?" Uzaktan kumandayla kanalları gezerken "y-yok bir şeyim Jennie. Haberleri izleyeceğim sadece." İstediği kanala geldiğinde koltukta arkasına yaslandı.

ARAMIZDA KALSIN...G!P (JenLisa)Where stories live. Discover now