ON ALTINCI BÖLÜM

2K 127 96
                                    

Bölümü salıp uyumaya gidiyorum😴

O zaman Let's go Let's gooo 😸

Jennie

Planımı daha başarılı hale getirmem gerekiyordu. Sonuçta onların ilişkisini gözlemleyebilmek için daha fazla evlerinde misafir olmalıydım. Tzuyu mutfağa gittiğinde Jisoo'ya bir mesaj yazmıştım.

< Beni 1 saat sonra ara. Ne söylersem söyleyeyim sorgulama.>

Mesajımı gönderdiğimde, Lisa'nın merdivenlerden günlük rahat kıyafetleriyle indiğini görmüştüm. Koltukta uzanır bir vaziyetteydim. Gözleri bir anlığına da olsa gözlerimle birleşmişti. Ancak, hemen sonrasında kaçırmıştı gözlerini.

Tzuyu mutfaktan çıkarak "ah sevgilim gelmişsin. Buzu hazırladım. Ben üzerimi değiştirirken, bunu Jennie'nin ayağına koyar mısın?" Lisa kararsız bir şekilde Tzuyu'nun elindeki buz torbasına bakarken, birden eline tutuşturulmuştu. Ardından gelen öpücükle, Tzuyu yukarıya çıktı.

Lisa çekingen adımlarla ayağımın ucuna oturdu. Buz torbasını ayak bileğime koymak üzereyken "sorun değil Lisa. Üzgünüm hocam demeliydim." Elindeki torbayı almak için ona doğru uzandım ve devam ettim "kendim yapabilirim. Sizi rahatsız bir duruma sokmak istemiyorum." Gözlerimde samimiyet ararmışçasına bakıyordu. Başını iki yana sallayarak "hayır Jennie, sorun değil. Uzanmaya devam et." diyerek, bileğime dokunmadan, buz torbasını bastırdı.

"Aahhh." Bu kesinlikle seviştiğimiz zamanlarda çıkardığım inleme sesine benzemişti.
Lisa aldırmayarak "ne oldu? Jennie, acıttım mı üzgünüm daha dikkatli olacağım." diyerek, biraz daha nazik olmaya çalışmıştı. Bu defa bileğimin arkasından eliyle kavrayarak, üst tarafına buzu yerleştirmişti. Dokunuşunu hissetmek vücuduma bir elektrik gönderiyordu.

Dokunuşuna dahi muhtaç olmak mı? Bu benim tanıdığım Jennie değildi. Ben böyle bir insan değildim. Lisa dikkatlice kompres yaptığı buza bakıyordu. Sanki gözlerime bakmamak için özel bir çaba sarfeder gibiydi. Tzuyu da günlük kıyafetlerini giyip aşağıya indiğinde, Lisa da ben de gerilmiştik.

"Evet, dünden kalan yemeklerimiz var. Sizin için onları hazırlayacağım. Jennie, lütfen rahatına bak, bu akşam misafirimizsin." Ona gülümseyerek "çok naziksiniz hocam, ancak anneme söz vermiştim. Akşam yemeğinde evde olmam gerekiyor." Üzülmüş gibi kaşlarını çatarak "pekala Jennie, o zaman Lisa seni akşam yemeğinden önce eve bırakır." Lisa buzdan sonunda bakışlarını kaldırıp, gözlerime bakmıştı "tabi hayatım, bırakırım."

Yola çıkmadan Jisoo'nun beni araması gerekiyordu. Planım bozulmak üzereydi.
Neyseki Jisoo sonunda aramıştı.
Telefonumu heyecanımı belli etmemeye çalışarak cevapladım.

"- Efendim, anneciğim?"

"- Ne annesi JenJen? Kafan mı güzel ben Jisoo."

"- Ah anlıyorum, sorun değil. Başka zaman beraber yemek yeriz. Bu senin için önemli bir gezi."

"-Kızım delirdin mi? Ben Jisoo. Ne yemeği ne gezisi?"

"-Evde kendi başıma kalabilirim. Benim için sorun değil. Sen sadece gideceğin yerde beni düşünme ve keyfini çıkar."

"- Anlaşıldı. Sen yine bir oyun peşindesin. Neyse... Tamam benim sürtük kızım. Dediklerini yaparım. O yanındakine söyle, umarım seni bir güzel becerir."

"-Pekala görüşmek üzere, iletirim anneciğim. Dikkatli ol."

Telefonu kendimi gülmemek için zor tutarak kapatmıştım. Jisoo'nun söylediğini Lisa'nın bana yapmasını ne kadar istesem de, buraya aralarındaki ilişkiyi incelenmek için gelmiştim. Bir şansımın olup olmadığını bilmeliydim. Tzuyu mutfaktan telefon konuşmamı duyup, yanıma gelmişti.

ARAMIZDA KALSIN...G!P (JenLisa)Where stories live. Discover now