KIRK DOKUZUNCU BÖLÜM

1.5K 94 60
                                    




O zaman Let's go Let's gooo 😸


Lisa

Bugün Jennie'ye evlenme teklif edeceğim gün.
Babasının benim adıma aldığı yüzüğü biraz önce teslim aldım. Günlerdir Jennie'yle rüya gibi bir hayat yaşıyoruz. Babası yüzünden çoğu zaman mutluymuş gibi davranıyorum. Yanlış anlamayın elbette Jennie'yi seviyorum lakin, babasının zorlaması işleri çığırından çıkarıyor.
Babamla yaptığımız gizli görüşmede olanlardan bahsettim. Bana söylediği şeyler gerçekten güzeldi.

<canım kızım, ifşa olmaktan hiçbir zaman korkmadım. Senin için her şeyi yaparım. Ama annenin adına sürülecek leke tek korkum. Ne istersen yapmaya hazırım. Yıllardır annenin yasıyla birlikte, seni göğsümü gere gere yanımda tutamamanın verdiği acıyla yaşıyorum. Artık bitsin dersen, yanındayım. Savaşmak istersen yine yanındayım. Son karar senin.>

Babamın söyledikleri, arkamda bir destek olduğunu bilmek, beni biraz da olsa rahatlatmıştı. Sorun şu ki, bu işten kurtulmam için yapacaklarım, Jennie ve benim sonumuz olabilir. Ondan ayrılmak istemiyorum. Onu seviyorum. Ama annem... benim biricik güzel annem mezarında rahat etmeli. Özür dilerim sevgilim, umarım bir gün beni affedersin.

Sabahın erken saatlerinde yüzüğü almak için evden çıkmıştım. Jennie hala uyuyordu. Gece yine yorucu ve oldukça ateşli bir sevişme seansı yapmıştık. Tanrım bu kadın gerçekten başımı döndürüyor. Hayır tekrar olmaz. Düşünmemeliyim. Bacaklarımın arasındaki bu şey sertleşmemeli. O kadar fazla sevişiyoruz ki, ikimiz de tüm günü neredeyse yatakta geçiriyoruz. Bunu evlenmeden balayına çıkmak gibi düşünebiliriz.

Eve tekrar döndüğümde, ortalık sessizdi. Yukarı çıktığımda, Jennie 'nin hala mışıl mışıl uyuduğunu görünce aklıma bir fikir geldi. Güzel ve pahalı bir restoranda evlenme teklifi etmek istemiyorum. Jennie bunların hepsine zaten sahip. Üzerimdekileri çıkarıp, iç çamaşırlarımla yatağa geri girdim. Jennie hemen yataktaki sıcaklığı hissedip, başını göğsüme doğru yaklaştırdı. Kolunu vücuduma sararak, mırıldandı. Onu uyandırmamam gerekiyor.

Yüzüğü kutusundan yavaşça çıkardım. Elimde kalan kutuyu yastığımın altına doğru sıkıştırdım. Bir yerlere atarsam ses çıkarabilirdi. Üstelik Jennie bana sarılırken çok fazla hareket edersem uyanabilirdi.
Bunu başarabilirim. Hareketlerimi ufak tutmaya çalışarak, yüzüğü Jennie'nin parmağına geçirmeye çalıştım. Hayır kımıldama Jennie. Sakin ol şimdi halledeceğim.
Ve sonunda, onu uyandırmadan parmağına yüzüğü takmayı başardım. Oldukça pahalı bir yüzük, Jennie'nin babasından beklendiği gibi...
Bana kalsa daha sade bir şey alırdım. Her neyse şimdi bunları düşünmem yersiz.

Jennie'nin uyanmasını beklerken, ona ne söyleyeceğimi düşünmeye başladım. Aklımda beliren cümleler, gerçek duygularımı yansıtmıyordu. Düşündüğüm için mi böyle oluyor? Belki de akışına bırakıp, sadece içimden geçenleri söylemeliyim. Göğsümde bir kıpırdanma hissetmeye başlamıştım. Bu Jennie'nin uyandığının habercisiydi.

Göğsümden tam anlamıyla başını kaldırmadan, bana baktı. Yüzünde kocaman gülümsemesiyle "günaydın sevgilim. Uyanalı çok oldu mu?" Bunu sorarken kollarını esnetip, gerinmişti. Hiçbir şey söylemeden yüzüğü farketmesini bekliyordum. Parmaklarını iç içe geçirdiğinde, kaşlarını çatıp, parmağına çarpan sertliğe baktı. Bir parmağındaki yüzüğe bir bana bakıyordu. Şaşkınca dudaklarını araladığında, yatakta doğrularak sırtımı yatak başlığına dayadım.

"Lisa bu... bu inanamıyorum ben..." elini tutarak gözlerime bakmasını sağladım.
"Bu evet demek mi Jennie?" Gözleri dolmaya başlamıştı. "Jennie, seni tüm kalbimle seviyorum. Bana bilmediğim duyguları yaşatan tek kadınsın ve öyle kalacaksın. Şimdi evlilik teklifimi kabul ederek, beni dünyanın en mutlu insanı yapmana ihtiyacım var. Cevabını bekliyorum." Jennie şaşkınlığını üstünden atmaya çalışarak "evet Lisa, tabiki evet. Hayatım sen girince anlam kazandı. Nasıl hayır diyebilirim? Seni o kadar çok seviyorum ki."

Üzerime atlayarak, dudaklarımı buldu. Kısa bir öpücükten sonra geri çekilerek, yüzüğüne baktı. Gözleri parlıyordu. Tekrar dudaklarıma yapışıp çekildiğinde, heyecanla yataktan kalktı. Telefonunu eline alarak "bu haberi hemen babama vermeliyim Lisa. Çok sevinecek." Babasını duyduğumda gülümseyen yüzüm düşmüştü. O heyecanla babasının zaten bildiği haberi verirken, yataktan kalkarak, kendimi banyoya attım.

Jennie'nin babası bu güzel haberi kutlamak için bizi evine yemeğe davet etti. Tabi Jisoo ve Rose de davetliler arasında. Muhtemelen düğün tarihimiz bu yemekte konuşulacaktır. Başkanlık seçimleri oldukça yaklaştı. Bir an önce bizi evlendirip, büyük ses getiren bir haber olarak medyada yerimizi almalıydık.
Planımı düğün günü hayata geçirmem gerekiyor. Özür dilerim sevgilim.






Tahmin ettiğim gibi Jennie'nin babası en kısa zamanda evlenmemizi istedi. Jennie de babasını desteklemişti. Jisoo zekiliğini konuşturarak, bunun çok erken olduğunu söylese de Jennie'nin mutluluktan ayakları yere basmıyordu. Ah güzel sevgilim, ne kadar yükselirsen, düşüşün o kadar sert olacak. Bana çok kızma ne olur. Her zaman kalbimde olacaksın.

Babama planımdan bahsettiğimde, Jennie'yi bu kadar severken, bunu yapmak isteyip istemediğimi sormuştu. Ona cevap veremedim. Yapmak istediğim için yapmıyordum. Mecbur bırakılmıştım. Babası, Jennie'yle mutlu olabilecekken, bana başka bir şans bırakmamıştı. Ailemi korumalıydım. Her şeyden önce annemi.

Planımı duysanız bana çok kızar mıydınız? Merak ediyorum.
Şu kadarını bilmelisiniz ki, Jennie bir daha yüzüme bile bakmayacak. Onun güzel yüzünü bir daha göremeyeceğim. Bunun ne kadar saçma olduğunu biliyor musunuz? Yapacaklarımdan pişman olur muyum? Bilemiyorum. Ama bu planı gerçekleştirmekten başka şansım yok.

Ve yine özür dilerim sevgilim. Her şey buraya kadarmış. Seni seviyorum...

Lisa'nın planını tahmin eden var mı? 😸














.

ARAMIZDA KALSIN...G!P (JenLisa)Where stories live. Discover now