ON BEŞİNCİ BÖLÜM

1.9K 131 82
                                    


Alın bakalım bir bölüm daha 😸

O zaman Let's go Let's gooo.

Lisa

"Girin" komutumla içeri giren kişiyi gördüğümde, kalbim deli gibi atmaya başlamıştı. Yine neden gelmişti?
"J-Jennie, burada ne işin var?" Kucağına bastırdığı kağıtları eline alarak "sınav kağıtlarını getirmiştim hocam." diyerek masamın üzerine bıraktı. Geriye doğru çekilerek, ellerini önünde birleştirdi.

"Tamam teşekkür ederim. Başka bir şey yoksa çıkabilirsin Jennie." Lütfen başka bir şey olmasın. Lütfen.
Yüzüme tuhaf bakıyordu. Tırnaklarıyla oynayarak "şeyy, sınav sonuçlarını ne zaman açıklarsınız?" Şimdiden bunu mu öğrenmek istiyor? Gözlüğümü düzelterek, bilgisayarımın ekranına döndüm. Ona bakmadan "bir hafta içinde öğrenirsiniz Jennie."

Hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Ben de ona ayak uydurarak, sıradan bir öğrenci gibi davranmıştım. Hala gitmediğini farkedince, tekrar ona döndüm.
"Bir şey mi vardı Jennie?" Kendine yeni gelmiş gibi irkilerek "h-hayır, teşekkür ederim. Size kolay gelsin hocam." diyerek odamdan çıktı.

Şaşırmıştım. Jennie, dün verdiği sözü tutuyordu. Açıkçası, hiç umudum yoktu. Yine aynı davranışlarına devam edeceğini düşünmüştüm. Okula yinede döndüm ama her şeyi göze alarak ve savaşmak için kendimi hazırlayarak.

Duruşu bana bakışı, her zamankinin aksine masumiyet ve çekingenlik barındırıyordu. Vay be Jennie Kim şeytanlıktan başka duygular da gösterebiliyormuş. Bakalım ne kadar devam ettirebilecek? Henüz ona güvenmiyorum. Birden değişebilir. Bunu daha önce gördüm. Bir gün saçlarını okşatırken ertesi gün çok farklı davranabiliyordu.

Masanın üzerine bıraktığım telefona gözüm çarpmıştı. Telefonumda Jennie'nin kendine dokunduğu bir video varken, kendimi iyi hissetmiyordum. Sürekli aklıma geliyordu. Ve her an sertleşmem daha da kaçınılmaz hale geliyordu. Tzuyu'yla aramızdaki mesele bu video sayesinde çözülmüştü. Gerçekten utanıyorum. Sevgilimle sevişmeden önce Jennie'nin videosunu izlemek zorunda kalmıştım.

Jennie

Odadan çıkar çıkmaz, elimi kalbime bastırmıştım. Ne oluyor Jennie? Kendine gel!
Neden bu kadar acıyor kalbin? Neden ona koşup sarılmak istiyorsun? Kes artık!
Hızla Lisa'nın odasının önünden ayrıldım. Otoparka giderek arabama atladım. Bu hissi içimden atmam gerekiyordu.

Arabamı eve sürmüştüm. Eve girdiğimde annemin, kollarını açarak beni karşılaması ve bu defa sarhoş olmaması dikkatimi çekmişti.
"Jennie, kızım hoşgeldin. Seni bekliyordum."
Şaşkınca ona doğru adım attım.

Bana sıkıca sarılıp "seni özledim." dediğinde, sarılışına karşılık vererek, gözyaşlarım boşaldı.
Ağladığımı hissedince, yüzümü görmek için beni kendinden uzaklaştırdı.
"Ne oluyor Jennie? Neden ağlıyorsun birtanem?" Burnumu çekerek "bilmiyorum anne." Kalbimi tutarak "buram acıyor ama nedenini bilmiyorum." Annem elimden tutarak oturmak için koltuklara doğru beni yönlendirdi.

Oturduğumuzda, saçlarımı okşayarak "güzel kızım benim. Neler yaşadığını bilmiyorum. Seni çok yalnız bıraktım, farkındayım. Ama bundan sonra hep yanında olacağım. Artık içmeyeceğim. Söz veriyorum. Anlat bana seni bu kadar acıtan şey ne?" Birden annemin bacaklarına başımı koymuştum. Saçlarımı okşamaya devam ediyordu.

"Ben... anne ben, biriyle tanıştım. Ondan nefret ettiğimi düşünüyordum ama şimdi... şimdi, ne oldu bilmiyorum ama onu görmeden yaşayamıyorum. Ona dokunmak istiyorum. Ama yapamam. Bu yanlış." Annem üzerime eğilerek, alnıma bir öpücük bıraktıktan sonra
"Sen aşık oluyorsun Jennie. Aşkta yanlış olmaz canım kızım. Duygularına sahip çıkmalısın, arkasında durmalısın. Eğer gerçekten onsuz yaşayamayacağını düşünüyorsan... her şeyi göze alıp onun peşinden gitmelisin."

Tekrar ağlamaya başlamıştım.
"Ama... onun bir sevgilisi var. Ve... konumlarımız çok farklı." Anneme her şeyi anlatamazdım. Bahsettiğim kişinin öğretmenim olduğunu, ona söyleyemezdim.
Annem öğretmenimden bahsettiğimi bilmeden bana tavsiye vermeye devam ediyordu.
"Üzülme güzel kızım. Eminim, bu hislerin karşılıksız değildir. Öyle olmasını yürekten istiyorum. İnsanlar sonsuza kadar birbirlerini sevmezler. Hem o ikisinin birbirini sevdiğine inanıyor musun?"

"Bilmiyorum. Uzaktan bakılınca mutlu görünüyorlar. Ama ilk başta bana gelen oydu." Evet ilk başta kulüpte beni bakışlarıyla baştan çıkartan Lisa'ydı. Tzuyu'yu sevseydi...
Onunla geldiği kulüpte, onu masada bırakıp, tuvalette benimle sevişmezdi. Öyle değil mi?

Ona yaptıklarım yüzünden bana adım atmıyor. Bundan eminim. Onu kendime çekmeliyim. Bana güvenmesini sağlamalıyım. Ama bunu nasıl yapacağım? Çok ileri gittim. Buradan dönüş var mı? Onların ilişkisi hakkında daha çok şey öğrenmeliyim. Belki de Tzuyu'nun her zaman yemeğe gelebileceğimi söylemesini kullanabilirdim. Bana karşı özel bir samimiyeti vardı. Belki de dayımın rektör olmasının etkisiydi.

Bir planım var.

Annemin kucağından başımı kaldırıp, hemen gözyaşlarımı temizledim.
"Teşekkür ederim anne. Benim gitmem gerekiyor. Ve senin için çok mutluyum. Umarım verdiğin sözü tutabilirsin." diyerek evden çıktım.

Lisa ve Tzuyu'nun evinin yakınlarında durup, arabamın lastiklerinden birini deldim. Onların okuldan dönmesini beklemeye başladım.
Planımın işe yarayacağının garantisi elbette yoktu. Ama denemeye değerdi. Yaklaşık bir saat bekledikten sonra, tanıdık arabayı görmüştüm. Zor durumdaymış gibi suratımı çaresiz bir şekle sokmuştum. Arabamın tekerine tekme atarak, sanki incinmiş gibi yere çöktüm.

Lisa'nın arabası hemen benimkinin arkasında durmuştu. Gözümün ucuyla onlara bakarken, bir yandan acı çekiyormuş gibi ayağımı tutuyordum.
Tzuyu Lisa'dan önce davranıp arabadan inerek bana doğru koştu "ah Jennie, canım iyi misin? Ayağın iyi mi?" Ona doğru başımı kaldırarak "iyiyim hocam, arabamın lastiği patladı. Sinirden tekme attım." Ayağa kalkmaya çalışırken, Lisa'nın arabada oturup bizi izlediğini görmüştüm. Numara yaparak, ayağımın üzerine bastığım anda, acıyla haykırdım.

O an Lisa'nın nasıl panikleyip arabadan indiğini görecektiniz. Koşarak yanıma geldi ve beni kucaklayıp arabasına taşıdı. Tzuyu endişeli bir halde "eve götürelim sevgilim. Eminim biraz buz koyup bekletirsek, iyileşecektir." Zaten evin yakınlarında olan evlerine götürmüşlerdi.

Lisa beni tekrar kucağına alıp eve taşıdı. Kucağındayken bana bakışı görülmeye değerdi.
"Neden daha dikkatli olmuyorsun Jennie? Lastiğin patladıysa bir kurtarıcı çağırabilirdin. Tekmelemek lastiğini tamir etmez biliyorsun."
Boynuna ellerimi daha sıkı sararak "biliyorsun ilk akla gelen şeyleri yapmayı pek sevmem." Dudağının kenarı kıvrılmıştı "biliyorum Jennie... biliyorum."

Beni yavaşça koltuğun üzerine bırakıp, üzerini değiştirmek için odasına çıkmıştı. Salonda Tzuyu'yla baş başa kalmıştım. Güler yüzüyle "böyle rahat mısın Jennie? Hemen buz getireceğim." Ona başımı sallayarak "evet hocam, zahmet etmenize gerek yok gerçekten iyiyim." Kaşlarını çatarak "hayır Jennie, ayağının üzerine basamıyorsun. Burada bekle, hemen geleceğim." diyerek mutfağa geçti.

Sevgilisini elinden almak istediğimi bilseydi, bana bu kadar iyi davranır mıydı?

Sanmıyorum... Ama ilk defa hissettiğim bu duyguların peşini bırakmaya hiç niyetim yoktu.

JenJen harekete geçti 😸














.

ARAMIZDA KALSIN...G!P (JenLisa)Where stories live. Discover now