KIRKINCI BÖLÜM

1.3K 103 31
                                    



O zaman Let's go Let's gooo 😸

Lisa

"Diyelim ki öyle Lisa. Benimle kaçar mısın?"

Gözümün ucuyla kıyıya bakarak, geriye doğru adım attım.
"Saçmalama Jennie, bırak beni gideyim. Oyunlarına ayıracak vaktim yok."
Jennie üzerime doğru yürümeye başlamıştı. Neredeyse sınıra gelmiştim. Bir adım daha geriye gitsem denize düşebilirdim.
Henüz kıyıdan çok uzaklaşmamıştık. Düşsem bile yüzerek kıyıya ulaşabilirdim. Aslında yattan atlayıp kaçmayı planlıyordum.

Ancak Jennie, bir adım daha gitmeme izin vermeyerek, beni yakamdan tuttu ve kendine çekti. Kollarını sıkıca bedenime sarıp, dudaklarını kulağıma getirdi.
"Ne düşündüğünü biliyorum Lisa. Atlamana izin vermem." dedikten sonra beni çevirerek koltukların üzerine itti.
Dengemi sağladığımda "sen aklını kaçırmışsın Jennie. Bu yaptığın insan kaçırmak! Ne yapacaksın? Ne kadar tutabileceksin beni burda?" Jennie söylediklerime aldırış etmeden yatı kullanan kaptana işaret etti.

Tedirgince onu izliyordum. Kaptan Jennie'nin yanına geldiğinde "buyrun efendim."
"Açılabildiğin kadar açıl. Daha sonra küçük bota binip, kıyıya gidebilirsin. Unutma kimseye burda olduğumuzdan bahsetmeyeceksin."
Tek kaşını kaldırarak konuşmuştu. Hemen ardından bana dönerek "beni affettiğini söyleyip, tekrar dudaklarıma kapanana kadar buradasın Lisa."  Ne yapacağımı bilmiyordum. Çaresizce gözlerimi kıyıya çevirdim. Artık çok uzaktaydı.

Resmen kaçırıldım. Buna inanabiliyor musunuz? Jennie Kim beni kaçırdı. Üstelik babası da buna yardımcı oldu. Kızının suç işlemesine yardımcı oldu. Fırsatını bulduğum ilk anda kaçıp, seni polise ihbar edeceğimden şüphen olmasın Jennie.

Jennie

Yine Lisa'nın gözlerinde sevgi yoktu. Evet onu kaçırdım. Ve evet başka çarem yoktu. Siz de biliyorsunuz, kararı kesin. Beni görmek, duymak istemiyor. Ama şimdi beni görmeye ve duymaya mecbur kalacak. Kaptanın yanından tekrar Lisa'nın bulunduğu yere inmiştim. Oturduğu yerde öylece dizlerini karnına çekmiş kıyının bulunduğu tarafa bakıyordu.
Benim geldiğimi farketmemişti.
"Kıyıda özlediğin biri mi var Lisa?" Hemen bana dönerek, düşmanca bakışlarını sergiledi.
"Seninle konuşmayacağım. Beni rahat bırak!"

Gülerek yanına oturdum. Özellikle kalçamı kaydırarak, onunkine dokundurmuştum.
"Burada ikimizden başka kimse yok Lisa. Benimle konuşmak zorunda kalacaksın."
Birden ayağa kalkarak, başka bir yere geçti.
Dediğini yapıyordu. Konuşmuyordu.
"Pekala sen konuşma ben konuşurum.
Seni çok özledim Lisa. Senin de beni özlediğini biliyorum. Bu gezi beni ne kadar çok sevdiğini sana tekrar hatırlatacak. Beraber çok eğleneceğiz."  Lisa yumruklarını sıkıyordu. Bakışları ilk zamanki gibi düşmancaydı. Onu nasıl yumuşatacağımı bulmalıydım.

Aradan 3 saat geçmesine rağmen Lisa ağzını bile açmamıştı. Ben konuşmayı hiç bırakmamıştım. Ama artık sabrım tükeniyordu. Kendime hakim olmalıydım.
"Acıktın mı Lisa? Sana yemek hazırlamamı ister misin?" Tepki yoktu.
"Pekala, burada bekle şimdi bir şeyler hazırlayıp geliyorum." Lisa'yı orada bırakıp, mutfağın olduğu kısma geçtim. Hazır yiyecekler vardı. Çok uğraşmama gerek kalmadan güzel sandviçler yapıp, bir tabağa yerleştirdim. Tekrar Lisa'nın yanına döndüğümde, yatın kıyısında denizi seyrettiğini gördüm. Çok mutsuz görünüyordu. Ama düzelecekti. Her şey eski haline dönecekti.

"Yemek hazır! Sana çok lezzetli sandviçler hazırladım. Hadi yiyelim sevgilim." Sevgilim sözcüğünü duyar duymaz başını hızla bana çevirdi. Güzel şimdi konuşacak.
Öfkeyle "sakın! Sakın bana sevgilim deme Jennie!" Elimdeki tabağı masaya koyup "benimle bu sayede konuşacaksan daha fazla söylemeliyim bence. Yemek yemelisin Lisa."
Bakışlarını tekrar denize çevirerek "istemiyorum. Seninle mahsur kalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim."

Sözleri canımı yaksa da ona kızamazdım. Kendimi onun yerinde düşündüğümde neler yapabileceğimi kestiremiyordum. Eğer Lisa'yı kulüpte birine sürtünürken görseydim, muhtemelen sürtündüğü kişi şu an hayatta olmazdı. Tabi Lisa'nın da sürtündüğü yerlerini kesip ona yedirirdim. Hayır hayır saçmalıyorum yine. Kendim için af beklerken, bunları düşünmemeliyim. Belki de kibarlık buraya kadar olmalı. Lisa'ya bir şeyleri zorla yaptırmam gerekiyor anlaşılan.

Hava kararmaya başlamıştı. Lisa'nın belki canı çeker diye, hazırladığım sandviçlerden bir tanesini lezzetli olduğunu belli eden sesler çıkararak, mideme göndermiştim. Lisa seslerden rahatsız olduğunu belli ederek bana dik dik bakıyordu.
Parmaklarıma bulaşan hardal ve peynir parçalarını yalayarak, gözlerinin içine baktım.
Aldığım karşılık beni şaşırtmadı tabi. Hızla başını tekrar çevirdi.

Saatler geçtikçe, ve Lisa'nın hala aç olduğunu düşündükçe, cesaretim kırılıyordu. Acaba yanlış mı yapmıştım? Hayır Jennie. Bir yola çıktın ve devamını getireceksin. Pes etmek yok! Gerekirse zorla ağzına bir şeyler tıkıştıracaksın.
Kendi kendime cesaret konuşmamı yaptıktan sonra, elime aldığım bir sandviçle, Lisa'nın üzerine yürüdüm. Yerde oturduğu için onu altıma almam zor olmamıştı. Kasıklarına oturup, yüzüne baktım. Beni üzerinden atmaya çalışıyordu ama onu hazırlıksız yakalamıştım.
"Dur artık! Beni dinle Lisa. Bu sandviçi yiyeceksin! Bak şimdi fazla belli olmayabilir ancak, yanında denizde olduğunu hissedeceksin. Boş mideyle bu duruma maruz kalırsan çok acı çekersin. Şimdi aç ağzını lütfen."

Korkuyla yüzüme bakıyordu. Beni engellemeye çalışan hareketlerini durdurmuştu. Üzerine iyice eğilip, sandviçi ısırması için dudaklarına yaklaştırdım. Gözlerini gözlerimden ayırmadan, bir ısırık aldı. Halinden memnun olmalısın Lisa. İstemediğini söylesen de, beni hala deli gibi seviyorsun.

İkinci ısırık için dudaklarını araladığında, sırıtarak, Lisa'nın kasıklarından kalktım.
Sandviçi ona uzatarak "devamını kendin yiyebilirsin değil mi Lisa?"  Rahatı bozulmuş gibi gözlerini devirerek, uzattığım sandviçi hızla aldı. Arkamı dönüp eski yerime döneceğim sırada duraksadım.
"Yanında bir şeyler içmek ister misin? Seveceğini düşündüğüm bir şişe şarabım var. Ne dersin?" Lisa yavaş yavaş evcilleşmeye başlamıştı. Bu fırsatı değerlendirebilirdim.

Cevap verip vermemekte tereddüt ediyordu. Bu bile benim için bir zafer işaretiydi. Tekrar hamle yaparak "merak etme Lisa sadece birkaç kadeh içeriz." Başını olumlu anlamda sallayarak, oturduğu yerden kalktı. Koltukların bulunduğu içeri kısma geçmiştik. Etrafı incelemeye başlamıştı. Doğru ya yatı gezdirme fırsatım olmamıştı. Yarın ilk iş yatı gezdirip, Lisa'yla aramızı olabilecek en yumuşak seviyeye indirmeliydim. En azından birbirimizle konuşmaktan çekinmemeliydik. Adım adım Lisa'nın kalbine tekrar gireceğim.


Girersin sen Jennie Kim'sin 😸













.

ARAMIZDA KALSIN...G!P (JenLisa)Where stories live. Discover now