(m)OTUZ İKİNCİ BÖLÜM

3.2K 125 50
                                    

Arkadaşlar, biliyorum bölümler eskisi gibi sık gelmiyor. Ama en kısa zamanda eski tempoma kavuşmayı umuyorum. Anlayışınız için tekrar tekrar teşekkür ederim.❤️

O zaman Let's go Let's gooo 😸

Jennie

Gözlerimin içine bakarak "hediyeni daha sonra verirsin. Şimdi ben sana, bana yardım ettiğin için bir hediye vermek istiyorum." diyerek beni yatağa itti.

Gözleri bir başka parlıyordu. Bana bakışları eskiye göre daha duygu doluydu.

Yatakta kendimi yukarı çekerek, üzerime doğru gelmesini bekliyordum. Birden ellerini bacaklarımda gezdirerek, eteğimin fermuarına ulaştı. Fermuarı açıp, eteğimi yavaş hareketlerle bacaklarımdan sıyırdı. Gözlerimin içine bakarak, elini iç çamaşırımın kenarından sokarak, ıslaklığımı okşadı.
İstemsizce dirseklerimin üzerinde dururken başımı geriye atmıştım.

"Lisaaahh, bana ne yaptığını biliyor musun?" Tekrar onunla göz göze geldiğimde, bacaklarımın arasına başını eğmişti. İç çamaşırımı kenara kaydırıp, nefesini verdi.
"Ne yapıyorum Jennie?" Cevap vermeme fırsat vermeden, dudaklarını ıslaklığıma bastırmıştı. O an kesilen nefesimle, kendimi yatağa bıraktım. Dirseklerim artık beni taşıyamayacaktı. Zorlanarak "i-işte mmhhh bunu yapıyorsun. Hhmmmhhh bana dokunduğun an kendimi sana aahhh kolayca teslim ediyorum Lisaaahh."

Söylediklerimden sonra dilini girişimde gezdirmeyi bırakıp, içime göndermişti. Çarşafı sıkmaktan neredeyse parçalayacak haldeydim. Dilini o kadar güzel kullanıyordu ki, kendimi bulutların üzerinde hissediyordum. Bana verdiği bu hediyenin karşılığında zamanı geldiğinde, ona daha büyük bir hediye vermeliydim.

Çarşafı sıkmaktan kızaran ellerimi Lisa'nın saçlarının arasına daldırmıştım. İçimdeki dil darbelerinin yanına bir parmağını da eklemişti.
Daha fazla dayanamazdım. Başını iyice bastırıp, haykırdım "Lisaaa, geliyorum. Ahhh, geliyorummmhhh." Titreyerek, ağzına geldiğimde, sakin bir şekilde başını bacak aramdan kaldırıp, elinin tersiyle ağzını sildi.
"Bunu daha önce söyleme fırsatım olmadı Jennie. Tadın gerçekten güzel."

Titremelerim hala geçmemişken, gülümsemeye çalıştım. Kesik kesik nefes alıyordum. Kendini yatakta yanıma atarak, bir kolunu başının altına almıştı. Nefeslerimin düzene girmesini bekliyordu. "Hediyeni beğendin mi Jennie? Bana daha çok yardım etmelisin." Artık yavaş yavaş kendime gelmiştim. Bir elimi yanağına yerleştirerek, baş parmağımı dudaklarında gezdirdim. "Senin varlığın bana zaten hediye Lisa. Seni görebildiğim her gün benim için paha biçilmez. Seni seviyorum."

Söylediklerim bu defa onu ürkütmemişti. Kibarca avcumun içini öperek, dudaklarıma uzandı. Fazla derin olmayan bir öpücük bıraktıktan sonra "duş almalısın Jennie. Sonra da finallerin için ders çalışman gerekiyor. Anlaşmamızı unutma." diyerek yataktan kalktı.
En azından olumsuz bir şey söylememişti. Lisa'nın bana aşkını itiraf etmesi için henüz erkendi. Bunu biliyorum. Açıkçası ondan böyle bir beklentim de yok. Çünkü aşkımın karşılığını beni öpüşünde, bakışında, düşünceli her hareketinde hissedebiliyordum. Lisa farkında olmasa da artık bana aitti.

Duş aldıktan sonra, ıslak saçlarımla salona inmiştim. Lisa kucağında laptopuyla, koltukta uzanıyordu. Beni farkettiğinde yerinden doğrularak, laptopu bir kenara bırakmıştı.
Dudaklarını büzerek "hadi ama Jennie, bu ıslak saçlarla gezemezsin." Ayağa kalkarak, beni omuzlarımdan çevirip, tekrar merdivenlere yönlendirdi. "Kendi kendine kurumasını seviyorum ama." dediğimde, popoma bir şaplak atarak "söz dinle Jennie. Hasta olmanı istemiyorum." diyerek, beni odasına geri soktu.

Bir dolaptan saç kurutma makinesini çıkarıp, yatağın üstüne oturmamı işaret etti. Yaramaz bir çocuk gibi gösterdiği yere oturdum. Ellerimi kucağımda birleştirerek, başımı yukarı doğru kaldırdım. Şarjlı kurutma makinesini çalıştırıp, saçlarımı özenle kurutmaya başlamıştı. Gözleri o kadar sevgi doluydu ki, onu izlemekten kendimi alamıyordum. Sadece saçlarımı kurutuyordu. Ama sanki yaptığı iş kutsalmışçasına davranıyordu.

Bitirdikten sonra makineyi kapatıp kenara koydu.
"İşte bitti. Şimdi çok daha iyi." diyerek ellerini saçlarımda gezdirdi. Elleri hala saçlarımdayken ayağa kalktım. Yüzlerimiz yakın bir mesafedeyken "teşekkür ederim." diyerek dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Dudaklarını kabul edip, öpüşünü derinleştirmişti. Nefesim yetmeyince geri çekildiğimde, gözlerinin kapalı olduğunu farketmiştim. Gözlerini açtığında, o yakaladığım bakışı çok manidardı.

Bitmesini istememişti. Dudaklarımı dudaklarında istiyordu. Kendine gelerek boğazını temizledi "Jennie artık gitmelisin. Ders çalışman gerekiyor." diyerek, kurutma makinesini aldığı yere kaldırdı.

Lisa

Bana neler oluyor? Biraz önce Jennie'den hiç ayrılmak istemedim. Kurduğum cümleler gitmesi yönündeydi. Ama tüm kalbimle içimden gitme diye bağırmıştım. Yoksa ben... ben Jennie'ye aşık mı oldum? Aşk böyle bir şey mi? Her an her dakika onunla olmak istemek mi? Onun için dünyanın bütün güzelliklerini ayaklarına sermek istemek mi? Hissettiklerim bunlar. Eğer aşk böyle bir şeyse, daha önce kimse için bu duyguları hissetmediğim kesindi.

Jennie itiraz etmeden, gitmeyi kabul etmişti. Keşke itiraz etse diye geçirmiştim içimden. Keşke itiraz etse de dayanamayıp, kabul etseydim. Belki güzel bir akşam yemeği yerdik. Belki bu koca evde tek başıma kalmazdım. Ama gerçek hayata dönmemiz gerekiyordu. Onun finalleri başlayacaktı. Benimse, okula geri dönüp, yine finaller için hazırlık yapmam gerekiyordu. Üstelik Jennie'nin bahsettiği üniversitenin değişen dengeleri benim işimi tehlikeye atabilirdi.

Jennie'yi gönderdikten sonra, evdeki sessizlik beni ürkütmüştü. Bir müzik açarak, evde ses yaratmaya çalıştım. İşimin başına tekrar dönerek, laptopumu kucağıma aldım. Bu hep böyle mi olacaktı? Jennie her geldiğinde dünyam şenlenirken, gittiğinde karanlığa mı düşecektim? Sanırım aşkın acı yanları bunlardı. Yanındayken cenneti, uzaktayken cehennemi yaşatıyordu.

Jennie'yi düşünürken birden kapının çaldığını farketmemle, müziği kapattım. Saat oldukça ilerlemişti. Havanın karardığını bile farketmemiştim. Gelen kişinin Jennie olmasını umarak, hemen kapıya koştum.
Açtığımda, karşımda görmeyi beklemediğim bedenle şaşkınca "burada ne işin var?"

Acaba kim geldi? Tahminleri alalım.😸
















.

ARAMIZDA KALSIN...G!P (JenLisa)Where stories live. Discover now