YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM

1.8K 127 64
                                    



O zaman Let's go Let's gooo 😸

Lisa

Hastanedeki ikinci günümde, Tzuyu bazı işlerini halletmek ve hem kendi kıyafetlerini değiştirmek hem de bana yeni kıyafetler getirmek için yanımdan ayrılmıştı. Jennie'nin hala beni ziyarete gelmemiş olması beni düşündürüyordu. İyi olup olmadığını merak etmeye başladım.

Hasta yatağımda, sıkıntıdan kenarda duran laptopumu almıştım. Üzerinde çalıştığım bir makaleyi ekrana getirerek, düzeltme yapmaya başladım. Jennie'den uzak durabilmek için uğraştığım bu makale yazma işi, şimdi de aynı şekilde Jennie'yi düşünmemek içindi.

Bu 2 ay boyunca defalarca Tzuyu'dan ayrılmayı düşünmüştüm. Ama her defasında bana o kadar iyi davranıyordu ki, yapamadım. Olmadı işte. Sanki ondan ayrılacağımı biliyormuş da konuşacağım zamanlarda ekstra bir iyilik yüklüyormuş gibiydi davranışlarına. Şimdi de bu olay oldu. Benim için uykusuz kalıyor. Neye ihtiyacım olsa hemen yanımda oluyordu. Böyle giderse asla Tzuyu'ya ayrılmak istediğimi söyleyemem.

İçimi sıkan bu düşüncelerle boğuşurken, birden odamın kapısı hızla açıldı. İçeri kapüşonlu biri girmişti. Korkuyla "kimsiniz? Odamda ne işiniz var?" dediğimde, yüzünü gizleyen kapüşonu çıkartmıştı.

"J-Jennie? Burada ne işin var?" İstemsizce yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.
"Lisa, iyi misin? Seni çok merak ettim." Yanıma gelip oturmuştu. Oldukça heyecanlı görünüyordu. Elini elimin üzerine koydu.
"Gördüğün gibi çok iyiyim Jennie. Sen nasılsın? O çocuk yakalandı mı? Seni bir daha rahatsız etti mi?" Gözlerimin içine bakıyordu. Sanki dünyadaki en güzel mücevhere bakar gibiydi.

Onu kendine getirmek için boşta olan elimi yüzlerimiz arasında salladım.
"Hey Jennie, kendine gel. İyi misin sen?"
Toparlanarak, bu defa bakışlarını dudaklarıma indirmişti.

"B-ben iyiyim. Ama şu an seni deli gibi öpmek istiyorum Lisa."
Bu kadar açık sözlü olmasını beklemiyordum. Elini yanağıma yerleştirerek, baş parmağıyla okşamaya başlamıştı. Ona kapılmamak için gözlerimi kaçırıyordum.

"Fazla vaktim yok Lisa. Seni görebilmek için, gizli bir operasyon yürütmek zorunda kaldım. Kızlar beni bekliyor. Gardiyanın gelmeden gitmeliyim. O yüzden nazlanmayı bırak ve bana öpücüğümü ver." Gardiyanım Tzuyu mu oluyordu?

"Jennie, neler söylüyorsun? Ben senin öğretm—-." dudaklarını dudaklarıma bastırıp, dilini içeri göndermişti. Ona karşı koyamamıştım. Teslimiyetimi, hissettiğinde daha tutkulu öpmeye başlamıştı. Geri çekildiğinde, aramıza bir karış mesafe koyarak "bu dudakları öpmek için 2 aydır bekliyorum Lisa. Artık benden kaçma. Seni seviyorum. Buna inanmıyorsun biliyorum ama ben söylemeye devam edeceğim."

Telefonu çalmaya başladığında, gözlerindeki üzüntüyü görmüştüm.
"Gitmeliyim. Ama en kısa zamanda yine seni görmeye geleceğim Lisa. Kendine dik——." Bu defa dudaklarına yapışan bendim. Onu o kadar özlemiştim ki, artık kendime engel olamamıştım. Dudaklarımız ayrıldığında "dikkat ederim. Şimdi yakalanmadan git buradan Jennie." Şaşkın ve bir o kadar da mutlu bir şekilde gözlerini benden ayırmadan, odadan çıktı.

İçimde sanki kelebek değilde filler kanat takmış uçuşuyordu. Jennie'yi görmek dudaklarını hissetmek, ihtiyacım olan tek şeymiş. Aramızda bir çekim olduğunun farkındaydım. Ama bunun o kadar da ciddi bir şey olmadığını düşünüyordum. Yanılmışım.
Jennie, artık... hayatımda boşluğunu kimseyle dolduramayacağım kadar önemli olmuştu.

Jennie

Önceden planladığımız gibi, Jiso ve Rose hastanenin kapısında Tzuyu'nun gelip gelmediğini kontrol ediyordu. Telefonumun çalması onun geldiğinin sinyaliydi.
Çok mutluydum. Lisa'nın yanından ayrılmadan önce bana verdiği öpücük, onun da beni istediğini gösteriyordu. Hastanenin arka kapısından çıkıp, kızlarla daha önceden konuştuğumuz buluşma noktasına gitmiştim.

"Ooo JenJen, bakıyorumda yüzünde güller açıyor. Doğru söyle Lisa seni parmakladı değil mi?" Rose'nin söylediği şeye kızamamıştım bile. Jisoo'nun boynuna atlayarak "çok mutluyum Jisoo, beni özlemiş. Bunu hissettim. Hatta bundan eminim." Jisoo beni üzerinden atmaya çalışarak "hemen havalara uçma Jennie. Tzuyu varken, seni özlemesi bir şeyi değiştirmiyor. Lisa eğer seni seviyorsa, Tzuyu'dan ayrılması gerekiyor." Bunu ben de her şeyden çok istiyordum ama, Lisa'yla benim ilişkim zaten etik dışıydı. Onunla göğsümü gere gere bir ilişkim olmayacaktı.

"Keyfimi bozma Jisoo. Her şey zamanla düzene girer. Hem Lisa'yla birlikte olabilmem için öncelikle mezun olmalıyım. Bir öğretmen ve bir öğrencinin ilişki yaşaması iki taraf içinde kötü sonuçlar doğurur." Rose araya girerek "ne yani Jennie, sen mezun olana kadar, Lisa'yı Tzuyu'nun yemesine izin mi vereceksin?"

"Hayır. Düzgün konuş Rose. Lisa'yı benden başka kimsenin yemesine izin vermem. Lisa Tzuyu'yu sevmiyor. Sadece ona karşı kendini sorumlu hissediyor. Üstelik Tzuyu'nun Lisa'yla aramızdaki ilişkiden haberi var." Jisoo koluma yapışarak, beni arabaya bindirdi.
"Ortalık yerde bunları konuşmayın. Eve gidiyoruz."

Eve vardığımızda, sorgum başlamıştı.
Rose, bir dedektif edasıyla başladı.
"Pekala Jennie Kim. Lisa'yla ilişkiniz ne zaman başladı?" Ona gözlerimi devirerek, Jisoo'ya baktım. Jisoo, kaşını kaldırarak, anlatmam için beni zorlamıştı.
"2 ay önce kulübün tuvaletinde tanıştık."
Rose yerinde zıplayarak "biliyordum. O gece tuvalette inleyerek sevişen sizdiniz değil mi?" Bu Rose gerçekten fazla edepsizdi.
"Evet bizdik Rose."
"Pekala Jennie, biraz daha ayrıntıya ihtiyacım var."

Lisa'yla aramda bugüne kadar geçen her şeyi baştan sona anlatmıştım. Beni şaşkınlık, heyecan ve yargılayan bakışlarla dinlemişlerdi.
"Jennie, Lisa'ya karşı hissettiklerinin aşk olduğuna emin misin?" Soran Jisoo'ydu.
"Bilmiyorum Jisoo. Aşkın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. Ama onu görmeden duramıyorum. Sürekli ona dokunmak, onu hissetmek istiyorum. Güldüğünde zaman dursun istiyorum. Sürekli o anda kalayım istiyorum. Çok başka bir şey bu. Bu zamana kadar hissetmediğim bir duygu."

Rose iç çekerek "aaahh bizim JenJen'imiz aşık olmuş Jisoo."
Jisoo hala şüpheyle bakıyordu bana. Ona hak veriyordum. Beni en iyi tanıyan oydu. Duygusuz ve insanları kullanmayı seven biri olduğumu biliyordu.
Tek kaşını kaldırarak "belki de sana karşılık vermediği için onu takıntı haline getirmiş olabilirsin Jennie. Biliyorsun istediğini alamadığında, çok hırslı oluyorsun."

Kızmıştım. Lisa'ya karşı hissettiklerimi nasıl bir takıntı olarak adlandırabilirdi.
"Saçmalama Jisoo. Artık, eski Jennie değilim. Lisa'yı seviyorum. İma ettiğin gibi onu bir takıntı haline getirmedim." Jisoo sinirlendiğimi anlayınca, geri çekilmişti.
"Tamam sakin ol. Öyle diyorsan öyledir."

Jisoo hala bana inanmıyordu. Lisa'dan başka kimseyi aşkıma inandırmak zorunda değilim. Beni geçmişimde yaptıklarımdan dolayı yargılamalarını anlayabilirdim. Ancak, Lisa'yla tanıştığım günden beri benim için geçmişin bir önemi kalmamıştı. Artık benim için bugün ve gelecek önemliydi.

Ve gelecekte ben ne olursa olsun Lisa'yla birlikte olacağım.

Hikaye nasıl gidiyor arkadaşlar?
Ben biraz sıkıcı bulmaya başladım. Dürüstçe fikrinizi belirtirseniz, geliştirmeme yardımcı olabilirsiniz.😸













.

ARAMIZDA KALSIN...G!P (JenLisa)Where stories live. Discover now