15.BÖLÜM

2.3K 187 44
                                    

Keyifli okumalar MD ailesi! 🤸🏻‍♀

👉🏻 İlk sahnemize yukarıdaki müzikle başlayabilirsiniz. "Conspiracy-Nick Johnson, Nino Morro"

"Nazlı Hanım, Ali Vefa Bey..."

Nazlı'nın kalbine bir ağırlık çökerken, Demir ve Doruk da korkuyla lafın devamını bekliyorlardı.

"Odasında yok."

Nazlı olduğu yerde öylece kalırken sesi titremişti.

"Na-nasıl yok anlamadım..."

Hemşire sakin kalmaya çalıştı.

"Az önce serumunu yenilemeye girmiştim ama yatağında göremedim."

Demir söze girdi.

"Tuvalet? Tuvalete girmiştir belki?"

Hemşire başını iki yana salladı.

"Hayır Demir Bey orada da yok. Koridoru da dolandım ama hiçbir yerde bulamadım."

Nazlı yutkundu ve titreyen elleriyle cebindeki telefonunu çıkardı. Hızlıca Ali'nin numarasına bastığında sakin kalmaya çalıştı. 

Bir süre bekledi ama karşı taraftan istediği sesi duyamadı. Başını iki yana salladı. Bakışları donuklaşmıştı. 

"Yok... yok açmıyor, açmıyor!"

Doruk ellerini havaya kaldırdı.

"Nazlı bir sakin ol belki de dolanmaya, hava almaya çıktı."

Demir gözlerini kıstı ve Doruk'a baktı.

"Haber vermeden mi abi? Ayrıca bacağı alçıda zaten ne kadar yürüyebilir?"

Nazlı bir kez daha telefonu çaldırdığında koşarak odadan da çıkmıştı. 

"Ali hadi... hadi Ali aç şu telefonu."

Koşar adımlarla koridorda ilerlerken asansörün oraya vardı. Telefon her kapandığında vakit kaybetmeden tekrar tekrar arıyordu. Demir ve Doruk da arkasından geldiklerinde Nazlı düğmeye ardı ardına bastı ve bekledi.

Bu esnada Engin ise duydukları karşısında şaşkına uğramıştı. Bakışları bir süre öylece yerde kalırken kendi kendine fısıldadı.

"Ali Vefa mı?"

Kapının önündeki hemşire tam çıkmaya hazırlanırken Engin başını kaldırdı ve seslendi.

"Pardon bakar mısınız?"

Hemşire arkasını döndü.

"Buyurun?"

Engin gözlerini şüpheyle kıstı.

"Ali Vefa kim?"

"Hastanemizde çalışan bir asistan doktor. Neden sordunuz?"

Engin kaşlarını çattı. Bu isim fazla tanıdık geliyordu. Hafızası tozlu hatıralara kaydığında duraksadı. Nefesi kesildi ve gözlerini şaşkınlıkla irileştirdi.

"Yoksa..."

Asansör kata vardığında Nazlı ve diğerleri aceleyle içeri girdiler. Doruk, Ali'nin yattığı kata bastığında kapı kapandı ve inmeye başladılar. 

Nazlı'nın içindeki korku dakikalar geçtikçe artıyordu. 

"Açmıyor... açmıyor çıldıracağım. Akşam oldu, bu saatte nereye gider?"

Doruk aklına gelen şeyle ikisine baktığında, bunu söyleyip söylememekte tereddüt etmişti. 

"Bir yerlerde bayılıp kalmamıştır... değil mi?"

Bizim MucizemizWhere stories live. Discover now