12.BÖLÜM

2.8K 192 55
                                    

Keyifli okumalar MD ailesi! 🤸🏻‍♀

👉🏻 İlk sahnemize yukarıdaki müzik ile başlayabilirsiniz "Precipitation-Thomas Hewitt Jones"

Nazlı sabahın ilk ışıklarına uyandığında, gözlerinin kamaşmasıyla beraber kaşlarını çattı. Gözlerini birkaç defa kırpıştırdı ve yattığı daha doğrusu oturduğu yerde kıpırdandı. Her yerinin tutulduğunu hissediyordu. Bir eli battaniyenin altındaydı ama diğer eli oldukça üşümüştü. Hafifçe öne doğru eğildi ve karşılaştığı manzarayla bir anda yüreği yumuşacık oldu.

Eli karşısındaki yatağa doğru düşmüştü ve Ali'nin elinin üzerinde öylece duruyordu. Birbirlerinin ellerini tutmuyorlardı sadece üst üste bir haldeydi. Ama bu bile Nazlı'nın kalbini hızlandırmaya yetmişti.

Elini hafifçe oynattı ve uyandırmamaya gayret ederek Ali'nin elini narince tuttu. Kaldırdığı başını yeniden koltuğa dayadı ve bakışlarını karşısında uyuyan sevdiği adama çevirdi. Nefes alış verişleri kulağına ninni misali gelirken, hiç olmadığı kadar huzurluydu. Nefes aldığını duymak bile Nazlı'ya bir nimetti.

Usulca gülümsedi ve üzerindeki battaniyeyi biraz daha kendine çekti. Gözleri şahitlik edebileceği en güzel manzaraya tanıklık ediyordu, elleri ise en güven verici limandaydı. Bakışları sevgilisinde uzun süre gezdi. Saniyeler dakikaları kovaladı ama Nazlı bir an olsun gözünü kırpmadı.

Bir insan nasıl uyurken bile kalbini yansıtabilirdi? Yüreğindeki güzelliği, saflığı, temizliği nasıl bu denli gösterebilirdi? Ali yapıyordu. Hiçbir şey yapmasa bile karşısındaki insana kendini değerli hissettiriyor, sevgisini olduğu gibi veriyordu.

Nazlı derin bir nefes aldı. Ona kalsa zamanı durdurur ve yerinden milim kımıldamazdı ama yapması gereken sorumlulukları da vardı. Bu aklına düşünce hiç istemeyerek elini yavaşça çekti ve oturduğu yerde doğrulmaya çalıştı.

Bütün bedeni uyuşmuş durumdaydı ama bundan hiç şikayetçi değildi. Vücudu sağlam olamasa dahi, günler sonra ruhu tamamen sağlamdı. Bir aydır ilk defa bu kadar derin ve huzurlu bir uyku çekmişti. Halbuki yattığı yer sıcacık yatağına kıyasla oldukça rahatsızdı. Ama gerçekten Nazlı hiç yorgunluk veya uykusuzluk hissetmiyordu. Aksine çok da neşeli ve enerjikti. Kafa sağlıklı olduktan sonra bulunulan yerin hiçbir önemi kalmıyordu.

Bacaklarını koltuktan sarkıttı ve ayakkabılarını giydi. Üzerindeki battaniyeyi kenara çektikten sonra yanında duran telefonu eline aldı. Saat henüz sekiz civarını gösteriyordu, gün yeni yeni aydınlanıyordu. Ali yine uyanma saatini geciktirmişti. Sevgilisine baktı.

"Yine saatinde uyanmadın... ama düzelecek."

Kendi kendine başını salladı.

"Düzelecek."

Oturduğu yerden kalktı ve telefonu geri masaya koydu. En ufak bir ses çıkarmamaya özen gösteriyordu. Battaniyeyi güzelce katladı ve koltuğu da usul usul düzeltti. Parmak uçlarında dolaba yöneldi ve kapağı açtı. Elindeki battaniyeyi güzelce yerleştirirken askıdaki önlüğünü de alıp üzerine geçirdi. Önlüğün altında kalan oldukça dağılmış saçlarını hiç önemsemeden gelişigüzel düzelttikten sonra kapağı kapadı. Ali'nin baş ucuna yaklaştı ve masanın üzerindeki telefonunu da alıp cebine attı.

Bakışları monitördeki değerlere kaydı. Herhangi bir sorun görünmüyordu. Daha sonra da kolundaki serumu kontrol etti. Hemşirelerden birisi gece değiştirmiş olmalıydı çünkü ağzına kadar doluydu. Oksijen kabı içindeki havaya da bakıp emin olduktan sonra kahveleri Ali'ye döndü.

Bizim MucizemizOnde histórias criam vida. Descubra agora