Sırların Keşfi -Suvilla-

374 75 86
                                    

Kalenin geniş kütüphanesine bir hayalet gibi süzüldü Suvilla

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kalenin geniş kütüphanesine bir hayalet gibi süzüldü Suvilla. Süzülüşünü tetikleyen beyaz tülden bir elbise giymişti; eteği bir nehir gibi peşinden sürükleniyordu. Dalgalı siyah saçının arasına minik inciler serpiştirmişti ve kendisini bir İzek gibi hissediyordu. Dizekihaların soylu kesimi... Hiç dillendirmemişti ancak onların şeffaf ve akışkan derileri ile rengarenk gözlerini her daim kıskanmıştı. Güzelliklere düşkündü Suvilla ama kendisine ait değilse bu güzellik, onu daima yerer ve gözünde küçültmeye çalışırdı.

En azından artık bu sulu halkı görmeyeceğim, diye düşündü sükunetle. Yiğit'ten duyduğu bu haber ile önce öfkelenmiş sonra ise safların değişimini kabullenmişti. Dizekihalar Finrol ile müttefik olabilirdi ama Suvilla'nın elinde artık neredeyse yenilmez bir güç vardı; kanatlı kii'falar. Yine de tetikte olmalıydı; orman elfleri Dizekihalar karşısında etkisizdi ve denkliği sağlayan elf cinleriydi. Yasaklanmış büyü ve anlaşmalar uzun yıllar boyunca düzeni korumuştu ama artık düzen değişiyordu. Elf cinleri ile anlaşmalıyım, diye düşündü bu sefer de. Finrol'u bırakıp Tearin'e yerleşen orman elflerinin pek çoğu eski bağlarını koparmıştı; buna cinleri de dahildi. Üstelik bazı cinler, bu durum onların ölümüne neden olacak olsa bile ihanet karşısında bağı tanımayacaklarını dillendirmişti. Böylece minik yapılı, renkli ırk tıpış tıpış Pandera Kasabası'nın yolunu tutmuştu. "Benim de rotam çiziliyor," diye mırıldandı Suvilla kütüphaneden içeri girerken. Gözleri merakla içeriyi taradı.

'Mahzene inip yüzeyinde minik spiraller olan taşlardan aldığını ve birkaç kez üzerine başlıklı bir pelerin geçirerek kaleden ayrıldığını gördüm. Yalnızdı ve oldukça tetikte görünüyordu.' Sırlardan ilki... Tenyela anlattıklarına bakılırsa iyi bir gözlemciydi; detayları kolayca yakalıyordu ve imkan tanınsa bu yeteneğini geliştirebilirdi. Yine de küçük bir kasabada yetişmişti ve gördüklerini tahlil edemeyecek kadar cahildi ama Suvilla taşları ve onların ne işe yaradığını gayet iyi biliyordu. Bu bir aki tılsımıydı ve anlaşılan o ki Hennali görünmemeye çalışarak birilerini takip etmişti ama kimi? Bu soruyu cevaplamak da Suvilla'ya düşüyordu.

Kütüphanenin boğucu bir havası vardı; Hennali sık sık daha geniş bir alan talebinde bulunuyordu ama kitaplar için başka bir yer temin edememişlerdi. Böylece parşömenler, müsveddeler, önemli eserler, kıymetli el yazmaları ve daha nice kitap üst üste istiflenmiş ve alanı daralttıkça daraltmıştı. Kütüphane dar yolları ile bir labirenti andırıyordu; kitaptan duvarlar her an yıkılacak gibi görünüyordu. Henna onları tasniflemek için çok uğraşmıştı ama nihayetinde pes etmişti. Düzen için harcayacağı süreyi diller ve parşömenler üzerinde geçirebileceğine kanaat getirmişti.

Suvilla buraya sadece gözlem yapmaya gelmişti; Hennali şüphe uyandırmayacak denli kendisine sadık görünüyordu. Belki Suvilla'ya faydalı olacak bir şeyin peşindeydi; yine de temkini elden bırakmamalıydı. Hoş sohbet adı altında Henna'dan laf alabilirdi. Belirsizlik kesinlikle Suvilla'yı delirtiyordu. Ne var ki Henna kütüphanede yoktu; kalenin diğer kısımlarında da ona rastlamamıştı. Suvilla kaşlarını çatarken dil ustası elfin her daim çalıştığı koyu renk ahşap masaya ilerledi. İki ateş böceği kanat kanada vermiş uyukluyordu. Suvilla'yı fark etmemişlerdi bile ve bu ne kadar yorgun olduklarını gösteriyordu. Henna vaktinin çoğunu bu kağıt yığını arasında geçirirdi ve pencere yetersizliği yüzünden daima karanlık görünen alanı ateş böcekleri hiç durmadan aydınlatırdı. Bu da küçük bedenlerini yorgun düşürürdü ve kimi zaman böcekler nöbet değişimi yapmak zorunda kalırdı.

RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Where stories live. Discover now