Ortaya Çıkan Elf - Efe -

97 14 19
                                    

Gecenin devamı sessiz ve düşüncelerle dolu geçmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gecenin devamı sessiz ve düşüncelerle dolu geçmişti. Herkes mağaranın bir köşesindeydi ve İrfil de henüz dönmemişti. Perta'nın bunu fark ettiğini sanmıyordu Efe, çünkü Baş Yardımcı oğluyla ilgili gerçeği hazmetmeye çalışıyordu. Oğlunun katil olmadığı gerçeğini. Kim sorusu Perta'nın zihninden fışkırıp her yere saçılıyordu sanki.

Efe yatak niyetine kullandığı örtülerin üstünde dönüp durmuş ve şafağa doğru uyuklar gibi olmuştu ama Meres'in onu dürtmesiyle bu uyku zerresi de vücudundan uçup gitmişti. "Uyan, gidiyoruz." Meres de uyumamış gibi görünüyordu, göz altındaki mor halkalar bunun ispatıydı. Anlaşılan herkes için yorucu bir geceydi.

Öncelikle birer parterkalıya benzemeleri için kıyafetlerini değiştirmeleri gerekmişti. Ziyaret için gelen maiyetin sayısı önceden kuleye bildirilmişti ama bu sorun değildi. İrfil'in peşinden giden iki parterkalı da henüz dönmemişti ve Efe'yle Meres onların yerine geçeceklerdi.

"İrfil neredesin?" diye fısıldamıştı Meres. Onun için endişeleniyordu ama pek de şaşkın değildi. Finrol elfleriyle karşılaştıktan sonra İrfil'in tekrar kayıplara karışması ondan beklenecek ilk hamleydi.

"İyidir merak etme. Burayı avcunun içi gibi biliyor." Efe teskin edercesine Meres'in omzunu tutup hafifçe sıktı. Meres bu temasa sarılmayla karşılık verdi. Zarif başını Efe'nin boynuna gömmüştü ve dişi elften yayılan vahşi ağaç kokularıyla Efe başının döndüğünü hissetti. Kalbinin atış hızı iki katına çıkmıştı. Yutkunmaya çalışarak "Meres..." dedi, sesi boğuluyor gibi çıkmıştı. "Şu an sarılmanın hiç sırası değil."

Meres sarılmaya devam ederek başını kaldırdı. "Neden?" diye sorarken kaşları o kadar masum kıvrıldı ki Efe onun yüzünü ısırmamak için kendini zor tuttu.

Boğuk sesini düzeltmeye çalışan Efe "Bana yaslanıyorsun çünkü." dedi. "Ve senden ciddi anlamda hoşlanıyorum ve vücudum sana tepki veriyor ve erkek anatomisi der ki..."

"Tamam tamam." Meres ellerini havaya kaldırıp Efe'den uzaklaştı, gözleri kısacık bir an Efe'nin belden aşağısına kaydı ve gülümsemesini bastırmaya çalıştı. "Sizi yöneten tek şey beyniniz olsa keşke." Sonrasında mağaradan dışarı çıktı.

Efe utançtan yanıyordu. Daha önce hiç böyle olmamıştı. Meres onu feci halde etkiliyordu hem de hiç hoşuna gitmeyecek şekilde. Sırt çantasını almaya yöneldiğinde bir parterkalıya dönüştüğünü hatırlattı kendine ve elleri kolları boş halde diğerlerini takip etmeye koyuldu.

Hava güya aydınlanmıştı ama bu tepe her daim, insanın içini karartacak şekilde karanlıktı. Yoğun sis Efe'nin tenine bir şeker gibi yapışıyordu ve kelimelere dönüşemeyen fısıltıların, Efe'nin güçsüz yönlerini saptamaya çalıştıkları da aşikardı. "Seni pis tepe..." diye mırıldandı. "Benim içim dışım bir, asla bir şey gizlemedim. Asla keşkelerim olmadı. Bana fısıltı üretemezsin."

RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Where stories live. Discover now