Takas -Efe-

192 24 5
                                    

Bir grup parterkalıydı gelen

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir grup parterkalıydı gelen. Çember halinde korudukları kişiyse Perta'ydı; Ekin'in gerçek babası. Efe sesli bir şekilde yutkundu, hapı da yutmuştu gerçi. Tedirgince çevresini süzdü, Perta'ya yakın olan ağacın tepesinde hareketlilik sezdi. Casi, diye düşündü kaşlarını çatarak. Belki bu meraklı hayvan, tepeden sert kabuklu meyveleri parterkalılara atar ve kargaşa çıkarırdı. Efeler de bu durumdan faydalanarak bir güzel topuklardı.

Fakat sonuç hüsrandı.

Ağacı kıpırdatan şey safi rüzgardı. Diyar'a çöreklenen karanlığın en belirgin alameti...

Bu güçlü grubun karşısında tamamen yalnızlardı.

"Baş Yardımcı." Meres temkinli bir şekilde selam vermişti. Kafa karışıklığının o belirgin izleri yüzüne sirayet etmişti.

"Görmeyeli Finrol'da çok şey değişmiş. Yolculuk yapan üç kişinin peşine Baş Yardımcı ve ekibi mi takıldı yani? Bu kadar mı önemliyiz?" İrfil'in vahşi ses tınısında alaycılık seziliyordu.

"Sizin peşinize takılmak mı?" Perta tüm heybetini gizlemişti, sıradan giysiler içinde önemsiz biri gibi görünüyordu. Saçına yapraklar takılmış, yün kıyafeti tiftiklenmişti. Parterkalılar da vahşi ve barbar elfleri andırıyorlardı. Ormandaki asi kampı üyelerinden pek bir farkları yoktu ama Perta'yı tanıyor olmaları Efe ve grubu için bilmeceyi çözmelerine yardımcı olmuştu. Kılık değiştirme numaralarını yememişlerdi.

"Evet ama neden?" Efe burnunu tuhaf bir şekle sokan bir açıyla yüzünü buruşturdu. "Sadece Finrol'dan ayrıldık, kaçak olduğumuzu bilmiyordunuz ki ya da neyin peşine düştüğümüzü." Pervasızca konuşmuştu.

"Neyin peşine düştünüz?" Perta ardında sıralanan elfleri eliyle durdurup Efe, Meres ve İrfil'i süzdü. "Beni takip edin."

"Fakat Feyato...." Parterkalı elflerden biriydi bunu dillendiren, en cüsselisi belki... Haşin gözlerle üçlüyü süzüyordu, dudaklarında nefretin ya da daha doğrusu öfkeli bir koruma içgüdüsünün kıvrımları vardı.

"Burada durmanızı emrettim Kaleth. İkiletme." Perta duygusuzluğun zirvesi bir tonda söylemişti bunu ve kar sonrası soğuğunu hissettiren bir bakışla üçlüyü dürtmüştü. Yürüyün. Gözlerdeki anlam netti ve Efe ayakları birbirine dolanarak Baş Yardımcı'yı takip etti.

Sık dalların arasından ilerlediler. İnce olanları ellerin sert darbesiyle yaylanıyor ve Efe'nin yüzünde ince kesikler açıyordu. Boyumun uzunluğuna rağmen dallar bana ulaşıyor, diye düşündü Efe burnundan soluyarak ve Diyar'ın cevabı gibi gelen bir sonraki darbeyle burnunda derin bir kesik açıldı. İrfil'in ittirdiği bir daldı bu. "Hey, yavaş ol." diye çıkıştı Efe. Öfkesini hissediyordu, çünkü az da olsa ıslanmaya başlamışlardı. Umutsuz bir durumdalardı ve bitkilerin saçtığı her bir damla durumlarını daha vahim hissettiriyordu. Tepeye de az kaldı, diye düşündü ve İrfil'in aynı yeri milyon kez kat etme planına içinden sövdü. Boşu boşuna ayakları sulu iltihaplarla kuşatılmıştı, çünkü görünen o ki planları ters tepmiş ve yakalanmışlardı.

İçindeki sağ duyulu ses ise bunu sorguluyordu. Nihayetinde kaçak değillerdi ve istedikleri an Finrol'dan çıkabilirlerdi. Gizlenerek hareket etmelerindeki sebep varacakları yerdi ve tabii ki Ekin. Efe onun arkadaşıydı ve Ekin, Gliondel'i terk edip kayıplara karışmıştı. Yeni kral bu duruma öfkeli olmalıydı ve hıncını da 'arkadaş' sıfatlı Efe'den pek tabii çıkartabilirdi. Varacakları yerse Boğuk Sisler Tepesi'ydi ve burada Gliondel'in tuzak kurarak postaladığı Merfos'la yine, Ekin'in arkadaşı olan Hayal tutsak olarak tutuluyordu. Yani bu güzergahta yakalanmış olmaları çok şüpheli bir durumdu ve Perta peşlerine takılmamış olsa bile artık üçlünün buradaki varlığını sorgulayacaktı.

Peki Perta niye buradaydı? Bu tepede ne işi vardı? İşte bu da oldukça şaibeli bir durumdu. Kralın haberiyle mi gelmişti yoksa Gliondel'in arkasından iş mi çeviriyordu? Belki de oğluna tuzak kurulduğunu öğrenmişti. Bunun bahsini açıp açmamayı kafasında tarttı Efe; daha kötü bir durumun içine düşmek istemiyordu, Perta ona inanmayabilirdi ama kızının anlattıklarını duyunca belki inanç kendini gösterirdi ve oğlunu kurtarmak konusunda üçlüden çok daha başarılı olurdu. Bu işbirliği neticesinde de ondan bir söz isterlerdi: Hayal'i kurtarmasını ve bu takas... Efe'ye oldukça adil göründü. Bazı anlarda kafası çalışıyordu ve düşünceleri sonucunda kendisiyle gurur duydu.

Yürümeye devam etti ve tabii tökezlemeye de. Ayaklarındaki acı ilerlemesini güçleştiriyordu, yine de dişini sıkıyordu. Erkek gururu kendini göstermişti. Sonunda, tepelik bir alana geldiklerinde Perta durdu. Kıraç bir araziydi burası, ağaçlar gözle görülür derecede azalmış, sis iyiden iyiye kendini göstermişti. Tuhaf bir uğultu vardı etrafta, ve değişik ışıklarıyla garip taşlar.

"Tepeye geldik sayılır." diye duyurdu İrfil; ciğerlerinden çıkan nefes bitkin bir enerji yaymıştı. Kasvet, yüz çizgilerine sirayet etmişti. Belli ki burayı pek sevmiyordu. Hem... burayı kim severdi ki zaten?

"Gerçekten de sınırdaymışız. Bu kadar yaklaştığımızı düşünmemiştim." Meres korkuyla karışık bir hayret ifadesiyle izliyordu çevreyi. Işıklar hipnoz ediciydi.

"Taşlara fazla bakmayın. Elfin zihnini bulandırır." diyerek uyardı hepsini Perta. "Şimdi, herkesten uzaklaşmışken söyleyin bana, neden buradasınız?"

"Bizi aramıyordunuz öyle değil mi?" diye sordu Meres.

"Hayır. Yokluğunuzu tabii ki fark ettik ama elfler özgür varlıklardır. Finrol'dan ayrılmanızı sorgulamak haddim değil ama burada olmanız... İşte bu düşündürücü. Aklıma bazı ihtimaller geliyor."

"Elimizde değerli bilgiler var Baş Yardımcı." Efe düşüncelerini nihayet dillendirmişti, gururla şişen göğsü herkese aşikardı. "İhtimalleriniz kuvvetle muhtemel bizim doğrularımız ve arkadaşımızı kurtarmak istiyoruz. Sizin oğlunuzu kurtarmak istemeniz gibi ve bunun için size yardım edebiliriz ama..."

"Ama size yardım etmem koşuluyla. Öyle değil mi Feyato." Perta bilge gülüşünü sergilemişti ama yüzündeki başka hiçbir kas bu gülüşü desteklemiyordu. Sahte duygular...

Efe de gülümsedi ve onun dudaklarında yeşeren bu kıvrım onaylamanın o engin ferahlığıyla doluydu.

Efe de gülümsedi ve onun dudaklarında yeşeren bu kıvrım onaylamanın o engin ferahlığıyla doluydu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Where stories live. Discover now