Seçimler -Efe-

273 50 22
                                    

Elf cini Bertira'nın ortaya çıkışı çok ani olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elf cini Bertira'nın ortaya çıkışı çok ani olmuştu. Cin sanki bir kılıç darbesiydi ve Meres'ten çıkan ıslık sesi onun, hızıyla rüzgara kafa tutan minik bedeninden taşmıştı. Hop, yoktu ve hop, bir anda Ulaç'ın hemen sağındaydı. Ağacın kalın gövdesiyle neredeyse aynı ebattaki dalı üç kişiyi taşıyordu şimdi. Gülce ise yerde, iki büklüm olmuş haldeydi, korkudan bir çalı topluluğunun arkasına sinmişti.

"Sıra sana da gelecek," diye tısladı Meres Gülce'ye doğru ve hemen ardından bir baş hareketi yaptı. Şaşkın Ulaç, Bertira'nın hızlı atağını kavrayamadı ve bunun bedelini boğazına saplanan bir hançerle ödedi. Otokontrolünü kaybeden Ulaç'ın vücudu hızla yeri boyladı. Gülce canhıraş bir çığlık attı ve panikle genç adamın bedenine yaklaştı. Hızlı bir ölüm olmuştu, Bertira savaş dansındaki can alıcı noktaları fazlasıyla iyi biliyordu. Temiz bir ölüm derdi buna Meres; acısız, hızlı ve temiz.

Efe ise ölümün hiçbir türünü sevmediğine karar vermişti. Mete'nin hazin sonunu daha atlatamamışken yeni bir cesetle burun buruna gelmişti. Ulaç'ın gözleri açıktı, boynundan sızan kan, genç adamın kirli tişörtünün boyun bölgesini kızıla boyamıştı. Size kafa tuttu, diye düşündü kendine gelmeye çalışarak Efe. O asabi çocuk kardeşini öldürecekti. Kısas için... ve Meres buna engel oldu. Sevinsene. Hayatın komik denklemlerinden biriydi işte bu, değer verdiğin bir şey için tüm toplumsal normları bir kenara atabilirdin.

Böylece midesi bulansa da Ulaç'a bakarak Eylül'ün yanına ilerledi Efe. Kız kardeşi, Bertira'nın yardımıyla ağaçtan inebilmişti. Kızın korkudan yüzü bembeyaz kesilmişti ve vücudu durmaksızın titriyordu. Ürkek bir tavırla Efe'ye sokuldu ve ağlamaya başladı. Sessizdi hıçkırıkları ve yaşlarla ıslanan gözlerini sıkıca kapatmıştı. Efe kollarını koruyucu bir tavırla sardı Eylül'ün vücuduna. "Ben yanındayım, korkma." diye fısıldadı. Teselli mahiyetinde elinden gelen tek şey buydu. O daima ailenin haylazı olmuştu, koruyucu abi statüsüne layık biri değildi. Biliyordu ama yine de... Büyüyorum, diye düşündü Efe, Eylül'ün kıvırcık saçını okşarken. Yoğun kahve teller parmakları arasından taşıyordu. Boy uzadıkça, ses kalınlaştıkça, kilo ve yaş aldıkça fiziki olarak büyüyorum evet ama ruhu büyüten tek şey acılar. Ruh büyümemeli, hep çocuk kalmalı, yoksa yaşayanlar sadece mutsuz insanlar güruhu olur.

"Kalk dedim sana." Meres düşük tonda çıksa da tehditkar bir duruşla söylemişti bunu ve Efe irkildi. Gülce'ye verilen bir emirdi duydukları. Meres ağlamaktan harap olmuş kızı sarsarak ayağa kaldırdı ve zennini kınından ustalıkla sıyırdı. Dünyadaki kılıçlara benzeyen zennin gövdesi o denli inceydi ki üzerinde ışıklar dans etmese neredeyse görünmeyecekti.

"Ne yapıyorsun sen?" Soruyu Meres'e yönelten Efe, Eylül'den nazikçe ayrılarak ayağa kalktı.

"Tüm tehditlerden kurtuluyorum." Meres kaşlarını havaya kaldırarak zenni sağa sola oynattı.

RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin