Sis Bitkisi -Gliondel-

325 52 27
                                    

Finrol'ün göbeğini istila eden Cam Saray ve çevresine dizilen haneler derin bir sessizliğe gömülmüştü son günlerde

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Finrol'ün göbeğini istila eden Cam Saray ve çevresine dizilen haneler derin bir sessizliğe gömülmüştü son günlerde. Her daim husumetli oldukları Dizekihalar, kii'faların saldırısına uğradıktan sonra Finrol'a sığınmış ve müttefik olma talebinde bulunmuşlardı. Nezaketleriyle ünlü orman elfleri pek tabii ki kabul etmişti bu teklifi ama görünenin altında, saflarını güçlendirme arzusu yatıyordu besbelli.

Kii'falar ise dur durak bilmiyordu. Suvilla onlara nereyi gösterirse hiç düşünmeden kıyımlarına başlıyorlardı. Çok fazla kıymetli ruh Diyar'a karışmıştı ve her bir elf maneviyatını sorgular olmuştu. Diyar canlıydı ve onunla iletişimde kalmak çok elzemdi. Elfler, yaşadıkları bu yerle bağlarını her daim güçlendirmeliydi. Zayıf bağlar... Belki de türleri tek tek tüketen tam olarak buydu. İşte bu sebeple D'harlar her zamankinden daha çok dolup taşar olmuştu.

D'har... Diyar ruhunun en derinden hissedildiği yerlerdi, orada birkaç saat geçirmek bile elfin parlak bir aura yaymasını sağlardı. Duyuları keskinleşirdi. Canlılarla iletişimi doruğa çıkardı ve bitkiler o elfe en leziz meyvelerini sorgusuz sualsiz sunardı. Diyar canlıları arasındaki kolektif bilincin gün yüzüne çıkmasıydı bu hiç şüphesiz. Cinlerin isyanından sonra ise D'harlar önünde uzun kuyruklar oluşmaya başlamıştı.

Orman elfleri tekliği simgelerken cinler çeşitliliğin yüzü olurdu hep. Rengarenk tenleri, gözlere şenlik kıyafet ve saç stilleriyle çevreye enerjik kişiliklerini sergilerlerdi. İsyandan sonra ise her biri yakalanmış ve sorgulanmak üzere Cam Saray'ın derinliklerine indirilmişlerdi. Cinler olmadan Finrol, ruhunu kaybetmiş gibi görünüyordu, sanki bir ressam gelip her yeri griye boyamış ve tüm renkleri heybesinde saklayarak sırra kadem basmıştı. Renksizlik soğuktu, elfin içini üşütüyordu.

Gliondel işte tüm bu düşüncelerle kuşatılmış haldeyken indi zemin kata. Yanında Gorgi vardı, özgürlük bahşedilmiş tek elf cini. Onu ayrıcalıklı kılan şey kralın cini olmasıydı. Hoş, Gliondel kral olmasaydı bile Gorgi'yi o karanlık, nemli derinliklere yollamazdı. "Papyonunu beğendim." Gliondel göz ucuyla süzmüştü cini. Papyon sarıydı, soft ama Gorgi'de uzun zamandır grilerden sonra beliren tek renkti. Özüne hasret duyuyordu Gorgi ve duyguları ne kadar kırılgan olsa da haşarı kişiliği gün yüzüne çıkmak için debeleniyordu. Papyon bunu gösteren ilk adım olmuştu.

Gorgi eliyle dürttü minik kumaş parçasını ve Gliondel'in yüzüne bakabilmek için başını hafifçe kaldırdı. Artık gözlerini kaçırmıyordu kraldan. "Değiştiğinizi hissediyorum." Omuzlarını silkmişti. "Bunu hiç bu kadar derinden hissetmemiştim ve biliyorum... yaptığınız her kötülüğü telafi etmek için çabalayacaksınız." Gözlerini kaçırmıştı suratını büzüştürürken. "İşte bu yüzden yanınızda yürüyorum ya zaten."

"Mila'yla görüşüyor musun? Yani onu ziyaret ettin mi?" Gliondel, cini ürkütmekten korkan bir tavırla sormuştu bunu. Dorges öldükten sonra, Perta'nın elf cini olan Mila'yla ilişkisini noktalamıştı Gorgi.

RUH DÜĞÜMÜ (Sivri Kulak Günceleri-2)Where stories live. Discover now