YİRMİNCİ BÖLÜM

6.4K 802 166
                                    

Beni instagramdan da mutlaka takip edinnn. Bölüm öncesi alıntıları oradan paylaşacağım. Belki takipçi sayımız artarda bu kitapları ellerimize alıp okuma şansımız olur. Seviliyorsunuz. 


Dük ile yaşadıklarımızı düşündükçe tenimin üzerinde gezinen alevleri hissediyor gibi oluyordum. Sanki tenim bana dar geliyordu. Bedenim sancıyor, onunla daha fazla zaman geçirmek, bir gün sonra başıma ne geleceğini düşünmeden davranmak istiyordum.

Ne kaybedebilirdim ki?

William ile olan ilişkim kesin bir sonla kapanmıştı. William istediği kadar peşimden koşabilirdi. Helena artık onun hayatında yer almayacaktı. Kendi zamanıma dönmem ne kadar zamanda ve nasıl gerçekleşeceğini de bilmediğime göre burada nasıl yaşayacağıma karar vermek kalıyordu geriye.

Her ne kadar William ile ilişkisi kesilse de Helena'nın diğerlerinin gözünde itibarını kaybetmesi iyi bir evlilik yapamayacağımın göstergesiydi. Zaten bende bu zamandan biriyle evlenebileceğimi sanmıyordum. Bu düşünce aklıma dükü getirdi. Onunda benimle evlenmeyeceğini bildiğim için beklenti içinde olup kalbimi kırmama gerek yoktu.

Peki onunla güzel vakit geçirmekten kendimi neden alıkoyuyordum?

Bana sahte nişanımızdan sonra verecekleri az değildi. Onunla sakin bir kasabada geri dönene kadar hayatımı sürdürebilirdim. Aşktan yana şansımın olmadığına bakılırsa yalnız kalmak en iyisiydi.

Üstelik dükün dokunuşları, öpüşü aklımı başımdan alıyordu. Ne zaman yanında olsam bana daha fazla dokunmasını istiyordum. Hiçbir zaman temas bağımlısı biri olmamıştım. Oysa şimdi farklı hissediyordum.

Dükün yanından geldikten sonra akşam yemeğine kadar odamda saklandım. Yemek zamanı yaklaştıkça aldığım kararın heyecanıyla midemin düğümlendiğini hissediyordum. Bu zamanının insanı değildim. İnsanlardan uzaklaşana kadar sahtede olsa bir dükün nişanlısı olmanın keyfini çıkaracaktım.

Artık Emre Mert için üzülmeyecektim. Benim için geride kalmış, kötü bir anıdan ibaretti.

Hem bu zamanın keyfini çıkarmam daha iyi olurdu değil mi? İnsan kaç defa geçmiş hayatına dönebilirdi ki?

Yemek saatinden önce dükün uşaklarından biri elinde notla geldiğinde kalbim hızla çarpmaya başladı. Heyecan hissetmek çok güzel bir duyguydu. İnsanı saç diplerinden ayak parmak uçlarına kadar beklentiyle doluyordu.

Akşam yemeğinde sana eşlik edeceğim.

Her zaman senin olan

Charles

Bu notta erkeksi el yazısıyla yazılmış notları okurken kalbim sanki olduğu yerde genişliyordu. Muhtemelen benim gergin olacağımı düşünerek notu göndermişti. Kağıda bir süre daha baktım ve onu saklamaya kadar verdim. Eden Park'tan gelirken elbiselerimi koyduğum sandığı açtım. Kıyafetler çıkarıldığı için içi boştu. Genelde bu sandıkların gizli bir bölmesi olur diye biliyordum. Babaannemin annesinin öyle bir gözü olduğunu ve genelde orada sakladığı paralarla hayırsız kocasına rağmen çocuklarını büyüttüğü anlatılırdı. Sandığın iç kısmında elimi gezdirdim. Yüzeyi kullanılmaktan aşınmıştı ama herhangi bir gizli bölme var gibi görünmüyordu.

Derin bir iç çekerek pes etmek üzereydim ki sonunda elim bir çıkıntıya değdi. Önce oradan tırnağımı sokup çıkarmaya çalıştım ama olmadı. Sonunda tam tersi bir taktik deneyerek ittim. Bu sefer yüzeyin birkaç santim kalktığını görünce hemen açtım.

Dük ile Beş ÇayıWhere stories live. Discover now