SEKİZİNCİ BÖLÜM

5.7K 823 115
                                    

Beni instagramdan takip etmeden geçmeyinnn ----tug.cesrgl----

Basit bir öpücüğün böyle hissettirmemesi gerekiyordu.

Çalışma odasından çıkıp yarı aydınlık koridorda koşar adım ilerlerken birinin beni göreceğinden endişelenmiyordum. Adamın bana hissettirdiği duygular o kadar yoğundu ki korkmama neden oldu. Bir kere bile öyle öpülmemiştim.

Merdivenleri tırmanmaya başladığımda misafirlerin görebilme ihtimali yüzünden ağır ağır çıkmaya özen gösterdim. Bir an önce odamın sağlayacağı mahremiyete sığınmak istiyordum.

Korktuğum gibi olmadı ve kimseyle karşılaşmadım. Kırmızı halıyla kaplı merdivenlerin son basamaklarını tırmanırken nefes nefesiydim. Sonunda bana ayrılan kapıyı aralayıp odaya adım attım. Kapıyı kapattığımda bir adım gidecek halim yoktu. Sırtımı kapıya yaslayarak nefesimin düzelmesini bekledim.

Helena'ya kızıyordum ama bende düşüncesizce hareket ediyordum. Adamın benimle evlenmeyeceğini biliyordum. Tersini düşünmek hayal kurmak olurdu. Dük kendisine yeni yetişen, çeyizi oldukça yüklü genç, asil bir kızla evlenecekti. Onun gelecek planlarında olduğumu sanmıyordum.

Öpmeyi bende istemiştim. Emre Mert'ten sonra bir erkeğe yakınlaşma düşüncesi bile midemi bulandırmışken neredeyse adamla beraber olacaktım.

Kapıdan uzaklaşıp yatağa doğru ilerledim. Yaşanılan bu olayı unutmalı, evden ayrılana kadar adamla bir daha yalnız görüşmemek için elimden geleni yapmalıydım. Adamla bir ilişkim olmasını istemiyordum, onunda bedensel zevk dışında benimle ilgileneceğini sanmıyordum.

Yatağın üzerine oturduğumda örgüyle yapılmış örtüyle beraber yatak göçtü. Artık adamın yaşattığı hislerin hayali bedenimde hüküm sürüyordu. Derin bir nefes alarak onun etkisinden sıyrılmaya çalıştım çünkü düşünmem gereken başka bir konu vardı.

Kuzeninin ilgilendiği kadınla öpüşen Sebastian'ı görmüştüm. Bu adam Sebastian Caversham olmalıydı. Dükün kuzeni ve onun mirasçısı. Adamın kadınla birlikte olmasının sebebinin aşk olmadığını hissediyordum nedense. Sanki farklı bir amacın peşindeydi ama ne olduğunu anlamıyordum. Üstelik beni takip etmişti. Evden gidene kadar ondan uzak durabilecek kadar başarılı olabilir miydim?

Üzerimdeki elbiseyi çıkarırken Edward'a gitmek istediğimi söylesem nasıl tepki verir diye düşündüm. Tek arabamız olduğu için gittikten sonra arabanın geri dönmesi zaman alabilirdi. Edward başka birinin arabasıyla seyahat etmeyi tercih edebilirdi. Neler düşünüyordum böyle, ona neden gittiğimi nasıl açıklayabilirdim ki?

Elbiseyi çıkarıp daha sonra Polly'nin temizlemesi için paravanın üzerine bıraktım. Geceliğimi üzerime geçirerek yün şalıma sarındım. Uyuyabileceğimi sanmıyordum. Şöminenin karşısına oturduğumda sıcaklığın beni rahatlatabileceğini düşündüm. Koltuğa oturarak ayaklarımı kendime çektim. Benim için uzun bir gece olacaktı.

***

Sabah güneşin ışıkları kalın perdeye rağmen odayı aydınlattığında gece bir ara yatağıma geçtiğimi fark ettim. Düşüncelerimin beni rahat bırakmayacağını sanarken bir şekilde gözlerimi kapatmış olmalıydım.

Perdeyi açtığımda havanın kapalı olduğunu gördüm. Güneşli günlerin kısa süreceğini biliyordum ama havayı kapalı görmek ruhumun daha da kararmasına neden oldu. Bahçeye de inmek istemiyordum. Dük beni görmemezlikten gelecekti. Yapılacak en doğru hareketti bu. Evlilik pazarından çoktan çıkmış biri olarak yakınlaşmaması gerekirdi. Yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım. En azından unutulmaz bir öpücük kapmıştım.

Dük ile Beş ÇayıWhere stories live. Discover now