BİG BROTHER

By aquarip

5K 459 964

18 yıllık yaşayan bir canlı olan ben, 23 yıldır yaşıyan bir canlı olan abime nasıl direndiğimi sizlere anlatm... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42//FİNAL\\42

24

73 9 23
By aquarip

(Herkese hellüüüüssss....bu bölümü güzel okuyucum, @monomanon 'a armağan ediyorum❤...senin gibi güzel insanları görmek beni çok mutlu ediyor❤)

Sabah uyanınca üzerimde 2 yorgan olduğunu gördüm. Abim kendi yorganını da üstüme atmıştı. Uyuduğum yerde dikleşip kooocaman gerildim. Abimin yatağına baktığımda üstsüz uyuduğunu görmemle ufak çaplı çığlık atmam bir olmuştu. Yattığım yerden kalkıp yatağımı toparladım duşumu aldıktan sonra abimin masasına geçtim. Erken uyanmıştım. Herkes uyuyordu. Aklıma takılan bir konu kalmıştı. Herkes uyanana kadar o konuyu biraz tekrar ettim ve 3 gün sonraki sınav için çalışmamı sonlandırdım. Heyecanlıydım. Arkama yaslanıp elimi boynuma götürdüm. Acaba şu an ne yapıyordu? Elimi biraz boynumda gezdirerek kolyemi bulacağımı sandım ama bir türlü elime gelmiyordu. Aynanın karşısına geçip boynuma baktım. Yoktu. Hemen yattığım yeri inceledim yine yoktu. Yatağın altına ışık tuttum ve yine yoktu. Banyoya koştum. Orada da yoktu. Hemen abimin odasına geri koşup abimi kolundan dürtmeye başladım.

-Abii...Abii...Kalk lütfen! Dediğimde ağzıyla biraz mırıldanıp kafasını bana çevirdi.
-Kolyemi bulamıyorum. Her yere baktım yok. Dediğimde düzleşti.
-Yeri şimdi bunun acelesi var mı?
-Abii lütfeeen...benin için ne kadar değerli olduğunu biliyorsun!!!! Dedim. Tam olarak gözlerini açtı ve boynumdan beni kendine çekti. Sadece kafama sarılmıştı.
-Gel abinle uyu. Boşver kolyeyi. Dediğinde binbir güçlükle kafamı ondan kurtardım ve sinirden ne yapacağımı bilemeyip göğsünün üstünü omzuna yakın bir yerde kaslaşmamış olan etini çimdikledim. Acıdan bağırıp kalktı.

-Ne ne neeee??? Define dedektörü müyüm ben? Kolyeni kaybettiysen ben nasıl bulayım. Deyip kendini tekrar yatağa attı.
-Abiiiii...diye sayıklarken istemeden sesim titremiştii. Elleri ile yüzünü kapatıp tekrar dikleşti.

-Odana baktın mı?
-Babaanne orada uyuyor! Giremedim. Herkes bir uyansın ararız. Dediğinde kapı açıldı. Babam kapıda bizimle bakışıp içeri girdi. Gidip babamın koluna girip durumu anlattım.

-Üzme kendini. Buluruz! Deyip saçlarıma öpücük bıraktı.
-Bak işte babada bulacaz diyor...neden benim odama geldi kiiii...diyen abim kafasını yastığına gömüp yatağına bir kaç yumruk bıraktı.

-Gyu-ah! Babam abime seslenince abim kendini düzeltip yatakta oturdu.
-Efendim? Dedi. Gözleri hala uykuluydu.
-Yeri reşit oluyor. Ona içmeyi öğretmeli miyiz?
-Oooowww havalı işler! Öğretmeliyiz. Diyen abim sevimlilik yapıp oynaya zıplaya babamın yanına gitti. Birbirlerine yumruk çaktıktan sonra elimi yüzümü yıkayıp babamın çalışma odasına gittik. Babamla ben oradaydık. Abim de elini yüzünü yıkayıp geri gelecekti. Yerde oturup masanın etrafına geçtik. Babamın yanına oturmuştum. 3 tane minik bardak ve 2 şişe içki vardı. Abim gelip babamın karşısına oturdu ve önüme kolyemi bıraktı.

-Cidden raflara hiç mi bakmadın? Akıl sağlığı yerinde olan insanlar önce rafa bakar Yeri. Hele ki sarkmışsa daha dikkat çeker. Gerçekten beyninden şüphe ediyorum bazen! Dediğinde ben sevinçle kolye ile olan bakışmamı bitirip boynuma taktım. Ağzıyla "Yazık valla çok yazık!" der gibi sesler çıkardı. Babam boğazını temizleyip kolye konusunu kapattı. Bir babama bir abime bakıyordum.

-Bak prensesim. Herkesin bir limiti vardır...dediğinde abim cümlesini bitirmeden avucunu babama doğru uzatıp müsade istedi. Sonra kollarını önünde bağlaştırıp başı ile bardakları gösterdi.

-Bunların ne olduğunu biliyor musun?
-Minik...bardak....? Derken tereddütle bir abime bir babama bakıyordum. Babam başını hafif hafif yukardan aşağıya sallayıp abime baktı ve "Temelden diyorsun?" dedi. Abim de evet anlamında başını salladı. Sonra ikisi de bana döndü. Abim eline minik bardaklardan bir tane alıp bana doğru hafifçe salladı.

-Buna kadeh denir Yeri...Kadeh! Başımı anladım anlamında sallayıp kadeh kelimesini tekrarladım. Sonra babam yeşil şişelerden bir tanesini eline aldı ve bana doğru hafifçe döndü.

-Bu? Bu içkinin etrafındaki yeşil şeyi biliyorsun değil mi?
-Şişe? Dediğimde başını aşağı yukarı sallayıp "En azından bunu biliyorsun!" dedi. Sonra abim kolları ile kurduğu bağı bozarak eline bir şişe aldı ve tekrar konuştu.

-Bu içkidir. Bira ve içki çeşitleri çok fazladır. Hepsini aniden tanımaya çalışırsan yan etki yapabilir. Soju çok ağırdır. Bira sadece baş ağrısı yapar. Piriç şarabı beyazdır ve geç etki eder. Likör ise tek kadehte insanı yıkabilir. Özellikle Çin likörü çok büyük birbetkiye sahiptir. Yerden kalkamazsın sürünerek yürürsün. O yüzden boyundan büyük işlere kalkışma....baba! Dedi ve sözü babama bırakarak elindeki şişeyi masaya koydu. Babam abimin masaya bıraktığı şişeyi alıp şişeyle bakıştı. Ben de kim bilgi verirse bağdaş kurduğum bacaklarımı tutarak kafamı bir ona bir buna çeviriyordum. Şimdi ise gözlerim babamın üstündeydi.

-Şarap şişeleri çalkalanarak açılır ki fazla asidi gitsin. Likör şişeleri ise normal kapak gibidir. Ama soju ve içki şişeleri soda gibi açacak kullanılarak açılır. Dedi ve açacak ile yavaş bir hareket göstererek nasıl açıldığını anlattı. 'ooooo' diye şaşırdığımı belirten bir ses ile anladığımı belirten bir kafa hareketi gösterdim. Babam şişeyi masaya koyunca abim şişeyi eline aldı.

-Eğer senden büyük biri ile içiyorsan bu ben bile olsam. Saygı belirtmek amacı ile bu teknik ile doldurursun. Dedi ve şişeyi babamın bardağına doğru eğerken diğer elini de, karın ağrısında, karnın tutlduğu gibi karnına koydu. Sonra benim önümdeki bardağa doğru yöneldi.

-Senden küçük biri ile içiyorsan. İstediğin bir şekilde dökebilirsin. Unutma. Tek başına içmek, yalnızlığı belirttiği için hoş karşılanmaz. Dedi ve serbert bir sitille bardağıma içki doldurdu. Sonra kendi bardağına da doldurup şişeyi masaya koydu. Söz babama gelmişti. Kafamı ona çevirdim. Bardağı eline aldı. Ve parmağı ile ölçeği gösterdi.

-Bardak tıkabasa doldurulmaz. Buraya kadar doldurulur. Bir kadar bu kadardır. Tek dikişte bitirilmek normaldir. Bir kaç yudumda içersen isteksiz görünürsün ve bu hoş karşılanmaz. Senden küçük biri ile içiyorsan, dilediğin gibi içebilirsin. Dedi ve kadehi kafasına dikip bitirdi. Sonra kafam abime döndü.

-Senden büyük biri ile içiyorsan kafanı yanına çevirip öyle içmelisin. Yüzüne doğru içmen saygısızlık olur. Hangi yöne çevireceğin fark etmez. Dedi ve kafasını bana doğru dönüp kadehi kafasına dikti. Sonra sıra babama geldi.

-Şimdiii...limitini öğrenmeliyiz. Abin ile ben içince 2 şişeden sonra sarhoş oluyoruz. Senin limitini de öğreneceğiz ki sarhoş olup başımıza iş açma. Hadi iç! Dedi ve bana doğru baktı. Abime baktım. Gülümseyip başını aşağı yukarı salladı. Sonra bardağıma baktım. Su gibi görünüyordu. Ama tadı konusunda endişeliydim. Tüm kadehi başımı yana çevirip kafaya diktikten sonra yutamadım ve yanaklarım şişirerek oraya depoladım. Abim "Yuuut!" diye kızdı. Acı bir tadı vardı. Yutkunamıyordum. Yavru köpek bakışları ile içemeyeceğimi gösterdim. Babam el hareketlerimle yutmamı söyledi. Zorla tuttum. Seri başlamıştı. Sanırım 5-6 kadehten sonra son hatırladığım şey yarısına gelmiş şişeydi. Sızmamıştım yarım yamalak hatırladığım şeyler vardı ama sarhoş olmuştum.

Fazla geçmeden sızmış olmalıyım ki gözümü açtığımda abimin yatağında uyumuştum. Gözümü açınca abimi masasında bir şeyler yazarken gördüm. Uyandığımı fark edince yanıma geldi ve yüzüme eğilerek ellerini dizlerine koydu. Gülmeye başlayıp uzun uzun güldü.

-Yeri...sarhoş olunca domuza benziyorsun! Dedi ve daha fazla kahkaha atıp yere oturdu.

-Sensin domuz...başım ağrıyor! Diye sızlandım. Biraz daha kendi kendine gülüp ayağa kalktı ve yanıma oturdu. Ben de uzandığım pozisyonu bozup oturdum.

-Keşke videonu falan çekseydim. Çok komikti. Dedi ve tekrar kahkaha atmaya başladı.
-Kes sesini! Diye kızdım. Sustu ama hala 32 diş gülümsüyordu.
-Neyse...çocuklar seni tebrik ediyor.
-Üyelere mi söyledin? Dedim ve kaşlarımı çattım!
-Söylemeseydim içimde kalacaktı. Çok komikti. Dedi ve kahkaha atıp devam etti. Odada at gördüğünü söyledin ve peşinden koşmaya başladın. Dedi ve tekrar kahkaha atmaya başladı. Rezil olmuştum. Koskoca Seventeen olmayan bir atın peşinden koştuğumu öğrenmişti. Ellerimle yüzümü kapatıp derince bir nefes verdim. Abim kahkaha atarken aynı zamanda bana da sarılmıştı. Sonra ben de gülünce abim benden ayrıldı.

-Ya! Reşit olduğunda bir gün beraber içmeye gidelim. Dedi. Tamam anlamında kafamı salladım. "Kahvaltını yap. Bir şey yemedin!" dedi. Yine tamam anlamında başımı salladım. Sonra abim kalktı ve odadan çıkmak için kapıya doğru yöneldi. Kapının önüne gelince kapıdan bana dönüp at sürer gibi taklit yaptı. "YHAAAA" diye bağırıp ona yastık fırlattım. Yine kahkaha atıp odadan çıktı.

Sonunda ilk içkimi de içmiştim. İçkinin acı tadı ailem ile tatlıya dönüşmüştü...

Continue Reading

You'll Also Like

403K 36.9K 33
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
53.1K 4.2K 20
chang_bin Demin sen okula etekle mi geldin? görüldü | 09:20 {Tamamlandı} Başlama: 22 /12 /2021 🐦 Bitiş: 04 /02/ 2022 🐦
4.6K 413 15
●TAMAMLANDI● Song Mingi Kang Yeosang Ana ship:Minsang Yan ship:Woosan-2Ho-Seongjoong Eğer FemSang ve metalci bir Mingi görmek istiyorsanız buyurun lü...
227K 22.4K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.