BİG BROTHER

By aquarip

5K 459 964

18 yıllık yaşayan bir canlı olan ben, 23 yıldır yaşıyan bir canlı olan abime nasıl direndiğimi sizlere anlatm... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42//FİNAL\\42

20

84 8 57
By aquarip

(Uzun zamandır yoktum bebişlerim. Dün yeni bölüm atacaktım ama elimi burktum ㅠㅠ Mingyu böyle şeyleri nereden buluyor acaba💆)

Sabah'ın ilk ışıkları ile gözlerimi açtım ve tavanla bakıştım. Odamda abimin parfüm kokusu vardı. Bugün tatildi. Abim sözde bu akşam gelecekti. Erken gelmiş olabilir miydi? Kapım açılında gözlerimi diktiğim tavandan çevirip kapıya diktim. Suratını kapının arasında sıkıştırmış bir abim vardı. Ona ne yapıyorsun beyin yoksunu der gibi baktım. O da bana camış gibi yattın yetmedi mi diye bakıyordu. Bu bakışmanın sonu olacak mı diye düşünürken ilk atak abimden geldi.

-Kahvaltıya gel! Dedi ve geri çıkıp kapıyı kapattı. İnsan gelip bir sarılır. Zürafa! Yatağımda oturur pozisyonu alıp 5 saniye kadar öyle kaldım. Sonra yorganı üstümden alıp köşeye fırlatarak yataktan ayrılmayı başardım. Tişörtümü düzeltip odamdan çıktım. Kısa koridorun sonundaki banyoya girip dişlerimi duş aldım ve dişlerimi fırçaladım. Vücudumu havluyla kuruladıktan sonra büyük bir sorun aklıma geldi. Elbise çıkarmamıştım kendime...ben ne ara aklımı kaybettim Allah aşkına? Kapıyı açıp anneme seslendim. Cevap gelmedi. Babamı bunun için çağıramazdım. Cevabın koca bir hayır olacağını bildiğim halde denemek istediğim başka bir planım vardı. Tekrar kocaman bir nefes alıp abimi çağırdım. İlk çağırdığımda "NEEEE?" diye salondan karşılık verdi.

-BİR BAKAR MISIN?
-NEEEE?
-GEL İŞTE İKİ DAKİKA! dediğimde ses kesilmişti. Banyo kapısına elinde kahvaltıdan getirdiği çatal vardı.
-Neden bana bağırıyorsun? Dedi. Korkunç olmaya çalışıyordu ama aptaldan başka bir şeye benzemiyordu.
-😊Özür! Acabaaaa...bana odamdan elbise getirmen mümkün mü? Diye sevimli olmaya çalıştım. "Hayır" diyerek geri döndü tam gidecekken "Hadii amaaa!" tarzında yalvardım. Tekrar bana dönüp suratıma baktı.
-Baba evde değil zaten ben de mutfaktayım git odana kendin al. Dedi tekrar dönüp gidecekken "PİSLİK!" diye bağırdım. Tekrar önüne döndü.

-SEN KİME PİSLİK DİYORSUN? YER CÜCESİ!
-MUTASYON GEÇİRMİŞ ZÜRAFA!
-NE DİYORSUN SEN? ÇIK ORADAN DA YÜZÜME SÖYLE!..kavga devam edecekken annem belirdi.
-Yha yha yha! Bu ne gürültü? Sizin gibi iki dik kafa görmedim! Ne oluyor?
-Anneeee~~, abime bana odamdan elbise getirmesini istedim. Getirmiyor. Ben unutmuşum. Sana da seslendim ama duymadın.
-Yha Mingyu! Kardeşinin ricasını neden kırıyorsun?
-Anneee...bana musatyon geçirmiş zürafa dedi...hem...hem ona nasıl elbise getireyim! İÇ ÇAMAŞIRLARINI MI KARIŞTIRACAM ALLAH AŞKINA!? AAAĞĞĞHHH! Diye çığırıp salona geri gitti. Annem de beklememi söyleyip odamdan bana elbise getirdi. Banyoda işlerimi tam olarak halledip kahvaltıya geçtim. Tabaktaki tostlar için savaşırcasına kahvaltıyı bitirdikten sonra odamıza çekildik. Annem de kuaföre gidecekti. Ders çalışırken abim odama girdi. Pardon...kapımı kırarak baskın yaptı! Arkamı dönüp ona baktım. Bir eli ile pervazı tutmuş diğer eliyle de kapı kolunu tutup kapıyı sonuna kadar açmıştı. Kollarını olabildiğince germişti.

-Ellerini yumruk şekline koyup kapıya iki kere vuracaksın ve tık tık gibi bir ses çıkacak. Buna kapı çalmak deniyor. Medeni insanlar böyle yapıyor abi. Ne oldu? Dediğimde pervazı tuttuğu elini bırakıp kapı koluna yaklaştı ve dikleşti.
-Medeni insanlar yapıyorsa sen neden yapıyorsun? Abine böyle şeyler....neyse neyse! Hadi dışarı çıkalım.
-Nereye gidecez?
-Üniversitedeki arkadaşımı hatırlıyor musun? Chaewon....restorant açmış. Oraya gidelim.
-Sonra da makyaj almak için kozmetikçiye gidelim.
-Olur. Hazırlan. Dedi ve odayı terk etti. Kalemi kitabın ortasına bırakıp zafer kazanmışçasına kitabın kapağını kapatıp masamdan kalktım. Kısa süreli depresyonumda abimin sweatlerini ya da gömleklerini giymeye alışmıştım. Odasına gidip kapıyı aniden açtım. Üstü çıplaktı tekrar. Normalde bana hazırlan dedikten yarım saat sonra hazırlanmaya başlardı. Bu biraz ani olmuştu. Açtığım kapıyı gözlerimi kapatıp geri kapattım. Çığırmasını bekliyordum. Uzun bir bekleyiş değildi...

-HANİ MEDENİ İNSANLAR KAPIYI ÇALIYORDU? ODAMA DALMA ALIŞKANLIĞINDAN VAZGEÇ. BURASI BİR ERKEK ODASI!..bittikten sonra kapıtı 2 kere tıklattım. Hiç bir şey olmamış gibi sakince "Geeel!" demişti. İçeri girip dolabına sulandım. Elini dolap kapısına koyup suratıma baktı. Genelde yapmadığım hareketlerdi bunlar.

-Koyu yeşil ve bordo karışımı olan gömleğini alabilir miyim😊? Diye gülümsemiştim.
-Sen...benim elbiselerimi mi giyiyorsun?
-Bu sefer rahatlık ve huzura ihtiyacım olduğu için onlara alıştım gibi😊...dedim. Şaşkındı ama dolabının önünden çekilmişti. Dolabının kapağını açıp gömleği gözlerimle aradım. Bulduğum zaman sevinçle onu askısından çıkarıp odama gittim.

Yaklaşık 1-2 saat sonra evden çıkmıştık. Arabaya binince abim annemi aradı.

-Alo!
-Alo! Anne ben ve Yeri dışarı çıktık. Haberin olsun. Eve gelirken istediğin bir şey var mı?
-Bilmem...aklıma bir şey gelmedi şimdi. Kendinize dikkat edin aklıma bir şey gelirse mesaj atarım.
-Tamam. Bye~
-Byeee~~ telefonu kapatıp müzik açtı. Abim arabayı güzel kullanırdı ama her seferinde geriliyordum. Nedense tüm ömrüm boyunca ona bir tek araba sürmede güvenmemiştim. Uzun bir aradan sonra lüks bir restorantın önünde durduk. Abim emniyet kemerini açınca kafamı eğip abimin penceresinden restoranta baktım.

-Burayı karşılayabilecek misin?
-Harika abin ödiyemez gibi mi görünüyor👐! Maaşımı aldım bugün!
-Ooooowww anladım. İyi. Bu harika abim benim ödemelerimi de kendi cebinden yapar o zaman.
-Kabul! Dedi. Gülüp arabadan indim. Canım deli gibi pizza istiyordu.(Admin aç)

İçeri girip bir masaya kurulduk. Menüyü inceliyordum. Şükürler olsun ki pizza vardı. Pizzayı görünce gülümsedim.

-Seçtin mi?
-Pizza istiyorum. Dediğimde garsonu çağırdı ve siparişleri verdi. Yemeğimiz bittiği zaman garson tekrar yanımıza geldi ve müdür'ün bizi çağırdığını söyledi. Chaewon abi bu olmalıydı. Onu sadece 1 kere görmüştüm. Hatırladığım kadarıyla yakışıklıydı. Chaewon'un odasına gittiğimizde abim kafasını tek içeri koyup "Chaewon-aaaaaah!" diye seslendi. Sevinç çığlığına benzer bir şekilde "GYU-SHİİİİİİ!" sesi de gecikmemişti. Abim kapıyı açıp Chaewon Abiye sarılmaya gitti. Arkasından girip kapıyı örttüm. Uzun uzun selamlaşıp bana kısa bir selam verdi. Patron koltuğuna değil de bizim gibi sıradan koltuklara oturdu.

Bir süre konuştular ve sadece onları dinledim.

-Yeri-ah! Ne çok büyümüşsün öyle!
-Ahh cidden çok büyüdü. Bu sene üniversite sınavına girecek.
-Cidden mi? Aklında bir bölüm var mı?
-İngilizce öğretmenliği seçeceğim...
-Cidden mi? Vallahi kafan rahatlar. Okuması en güzel bölümlerden biridir. Kendine birini bul...daha eğlenceli oluyor. Dediğinde ufak bir kıkırdama odayı doldurdu.
-Abin gibi hızlıca bul birini ama. Dediğinde gözlerim pörtlemişti ve abime bakmıştım. Üniversitedeyken bana bir sevgilisinin olduğunu söylememişti.

-Abimin sevgilisi mi vardı?
-Eyyyh tabi. Bölümün en güzel kızlarından biri ile bir gece aynı odada kilitli kaldılar. Artık o gece ne olduysa sabah sevgiliydiler. Dediğinde gözlerim daha da pörtledi.

-Chaewon-aaah! O daha reşit değil. Böyle şeyler söyleme.
-Ahaa doğru. Seneye üniversitede ilk senen olacak da reşit olacaksın. Yolun uzun valla...

Bir süre daha konuştular ve oradan çıktık. Arabaya geri bindiğimizde abim de ben de emniyet kemerini takıp durmuştuk. Ben bir açıklama bakliyordum. Abim de ifşa olmasına yanıyordu. Suratına daha çok bakıp psikolojik baskı uyguladıktan sonra seslice nefes alıp konuşmaya başladı.

-Sadece ikimiz de birbirimizden hoşlanıyorduk. O gece konuşmaktan başka hiç bir şey olmadı. Onu...öpmedim bile! Anladın mı? Dedi hadi ya gerçekten mi bakışı atıyordum.
-Bana öyle bakma. Yemin ederim bir
şey olmadı. Anladın mı?
-Okay...kozmetikçiye gidelim. Dedim. Önüne dönüp rahatlamak için gözlerini kapatıp derince nefes verdi. Sonra arabayı çalıştırıp kozmetikçinin yolunu tuttuk.

Kozmetik dükkanına gidince her zaman kullandığım birkaç şeyi ufak bir sepetin içine atıp rujlara ilerledim. Ruj rengimi değiştirmek istiyordum. Tester'ları elime süre süre deniyordum. Bir tanesinin rengini elimin üstünde tam kestiremedim. Etrafıma bakındım. Aynalar büyük ihtimalle temizliğe kaldırılmıştı.

-Abi! Dedim. Etrafına bakınmayı kesip bana döndü.
-Dudaklarını öne çıkar.
-Ne? Neden? Hayır! Olmaz!
-Bir deniyecem bir şey olmaz. Deyip zorladım. Dışarda kavga edemezdik. O bir idoldü. Aslında ona ruj sürmem de absürttü. Ama biri bunu görüp fotoğraflarsa gerçekleri anlattığımızda sevimli bulacaklardı bizi. Ama kavga etmek pek hoş değildi. Öne büzdüğü dudaklarına hafif hafif tester'ı sürdüm. Dudaklarına dağıtıp bana baktı.

-Güzel oldu. Bunu alacağım deyip onu da sepete koydum ve kasaya gittik. Kasada çok güzel bir kız vardı. Abimin kasaya gelmesiyle kızı görüp arkasına dönmesi aynı saniyede gerçekleşmişti. Ne yaptığına baktım. Dudaklarını eliyle silmeye çalışıyordu. Sonra tekrar önüne döndü ve kıza hafifçe gülümsedi.

-Beyefendi...şuranızda...şey...ruj kalmış. Diyerek kendi dudağında konumu abime anlattı. Kahkaha atmamak için kendimi zor tutmuştum. Rezil olmayayım derken daha büyük rezil olmuştu. Ödemeyi yapıp arabaya bindik. Emniyet kemerini taktıktan sonra abimin kafasını dikersiyona vurup öylece kalmasıyla kahkahalara boğulmuştum...

-Beyefendi....vkskbkdkdke
-Gülme!
-Beyefendi dudağınızda ruj kalmış dkfkekgkekf
-Gülme! Diye tısladı. O söyledikçe inadına gülesim geliyordu. En sonunda başını kaldırıp "YHAAA" diye bağırdı. Ben de elimi ağzıma koyup gülmemeye çalıştım ama sonra o da gülmeye başlamıştı.

Kahkahadan karnıma ağrılar girmişti...delilikten değildi. Bu seferki kahkaham gerçekti...

Continue Reading

You'll Also Like

1K 183 13
Üniversite konservatuvar bölümü okuyan 10 genç, üniverstenin yıldönümüne özel yapılacak olan konserde öğretmenleri tarafından görevlendirilir. 10 gen...
189K 19.7K 33
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
792 109 11
Seokmin çekirgesi mülayim ile ilgilendiği için joshua kıskanır.
4.6K 413 15
●TAMAMLANDI● Song Mingi Kang Yeosang Ana ship:Minsang Yan ship:Woosan-2Ho-Seongjoong Eğer FemSang ve metalci bir Mingi görmek istiyorsanız buyurun lü...