İLHAM PERİSİ

By oykutzcn

2.4M 206K 97.4K

Açelya, Casper lakabının hakkını verecek kadar silik bir kızdı. Ta ki dünyaca ünlü rock grubu Argo'nun solist... More

Tanıtım
1. Görünmez Kız
2. Konser
3. Kraliçe Arı
4. Açelya... Güzel Bir Çiçek...
5. Peri Masalının Finali
6. Romeo Ve Juliet
7. İlham Perisi
8. Bir Fırtına
9. Neden Biraz Eğlenmiyoruz?
10. Bonnie Ve Clyde
11. Peri
12. Kendini Fırtınaya Bırakan Çiçek
13. Taht Savaşında İlk Perde
14. Kim Bu Bonnie Ve Clyde?
15. Fırtına Ve Çiçek
17. Ateş Gibi
18. Sen Bir Savaşçısın
19. Uzay Boşluğunda Savrulan Juliet
20. Sarhoş Peri
21. Yetersiz Kız
22. Peri Ve Melekleri
23. Mutlu Çiçek
24. Kraliçelerin Savaşı
25. Popüler Kız
26. Kraliçe Arının Dönüşü
27. Sonsuza Dek Bonnie
28. Bonnie Ve Juliet'in Gidişi
29. Yeni Hayat
30. İyi, Kötü, Çirkin
31. Ergenlik Canavarı
32. Fırtınanın Ortasına 'Tekrar' Atlamaya Hevesli Çiçek
33. Tsunamide Yüzmeye Gönüllü Çiçek
34. Yabancı Topraklarda Açan Çiçek
35. Spot Işıklarının Ardı Karanlıktır
36. Ölmeye Niyetli Çiçek
37. Hayaller, Hayatlar ve Büyükanneler
38. Peri Ortaya Çık
39. Taştan Kalp
40. Senin Eserin
41. Peri Ve Nöronlar Savaşı
42. Sonsuza Dek Bonnie ve Clyde
43. Peri Tozu
44. Yeni Bir Hayatın İlk Günü
45. Doğum Günü
46. Prenses?
47. Seni Duyuyorum, Seni Görüyorum.
48. Kaderin Yeni Bir Oyunu
49. Murat'ın Doğum Günü
50. Konser
51. Hoş Geldin
52. Fırtına ve Çiçek
53. Herkese Hakkını Ver
54. İyi Ki Doğdun Peri!
55. İkimize Özel Bir Dünya
56. Git Ve Aşkına Sahip Çık
57. Yeni Liseli Sevgili!
58. Duvarda Küçük Bir Çatlak
59. Mutluluktan Uçan Peri
60. Zombi Peri Ve Kraliçe Garson
61. Yıkılan Dünyalar
62. Kalp Reçeli ve Kızarmış Beyin Ekmeği
Final Part 1
Final Part 2
Final Part 3 (SON)
2. Kitap 1. Bölüm
2. Kitap 2. Bölüm
2. Kitap 3. Bölüm
4. Geçmiş Zaman
5. Yaşat
6. Yeşil Gözlü Minik Tuhaf Kız
7. Ruhu Papatyalarla Süslü Kadın
8. Ruh Sızısı
9. Yeni Bir Hikâye
10. Argo'nun Bitişi
11. Oyun Başlasın
12. Argo İle'İlk' Karşılaşma
13. Patron Açelya
14. Ben O Kişi Değilim
15. Güzel Bir Sürpriz
16. Beklenmedik Karşılaşma
17. Sen Hâlâ Perisin
18. Yeni Bir Arkadaşlık
19. Kalp Çarpıntıları
20. İyi Miyiz? İyiyiz.
21. Eskisi Gibi Mi?
22. Ben Hâlâ Bekliyorum
23. Yeni Ev Arkadaşı?
24. Yeni İlham Perisi
25. Bora İle Yüzleşme
26. Sekiz Nisan 2013
27. Veda
28. Son Bir Hikâye
Final Part 1
Final Part 2
Final Part 3 (SON)
3. Kitap 1. Bölüm - Seneler Sonra

16. Hayal Kırıklıkları

37.2K 3K 950
By oykutzcn

Oy verdiniz mi ♥

16. Hayal Kırıklıkları

Saçımı kulağımın arkasına geçirdi. Bunu yaparken eli çok hafifçe yüzüme değmişti. Bu rüzgâr kadar hafif dokunuş içimde şimşekler çakmasına sebep olmuştu.

Tam o anda, hayatımın en güzel anında kapı çaldı ama ikimiz de yerimizden kıpırdamadık.

"Kapıyı açmayacak mısın?" diye sordu Kaan.

"Gitmeyecek misin?"

"Senin için sakıncası var mı?"

Artık İrem'in öğrenmesinin bir sakıncası yoktu sanırım. O, bize en özel sırlarını üstü kapalı da olsa anlatacak kadar güveniyordu; ama beni asıl şaşırtan Kaan'ın bunda bir sakınca görmemesiydi.

"Benim için bir sakıncası yok. Ben sen istemezsin diye düşündüm."

"Gelen senin arkadaşın peri. Hem söyledim sana, sen nasıl istersen öyle olacak."

Allah'ım! Kaan birkaç santim ötemde gözlerimin içine bakarken onu orada bırakıp kapıyı açmaya gitmek, şu hayatta yaptığım en zor şeydi. Gözlerinin etkisinden çıkabilmek için kapıyı açmadan önce gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim içime. Nefesimi yavaş yavaş geri verdiğimde, insanlarla iletişim kurabilecek duruma geldiğimi umuyordum. Neredeyim? Adım ne? Kaç yaşındayım? Tamam, hepsinin cevabını bildiğime göre normaldim. Ben normaldim de, odama girdikten sonra İrem normal olacak mıydı acaba? Ayrıca Kaan için sorun yoksa en yakın zamanda Deniz'i de Kaan'la, hatta tüm Argo üyeleriyle tanıştırmam gerekiyordu.

Kapıyı açtığımda ilk kez bu kadar kötü gördüğüm İrem, ağlamaktan kızarmış gözlerle bana bakıyordu.

"Neler oldu bilemezsin," dedi, içeri girerken.

Daha önce birkaç kere evimize geldiği için direkt odama geçti. "Olanlara inanamıyorum. Nasıl böyle bir şey olabilir? Bunu nasıl yapabilir? Artık anlatmam gere..."

Odama girip Kaan'ı gördüğünde, cümlesi yarım kaldı. Hemen odamdan çıktı, bana baktı, bir kez daha odama girdi ve aynı şeyler bir kez daha tekrarlandı.

"Şu an rüya mı görüyorum?"

İrem'in arkasından odama girdim. Birazdan odamda gerçekleşecek olayı rahatça izlemek için masama yaslanıp sessizce ve gülerek bekledim.

Kaan, o muhteşem gülümsemesiyle, "Hayır," dedikten sonra İrem'e elini uzattı. "Kaan ben."

Tokalaştılar. "Biliyorum. Dünyanın geri kalanı gibi... İrem ben de."

İrem, sakin bir şaşkınlıkla bana ve sonra tekrar Kaan'a baktı. "Siz nereden tanışıyorsunuz?"

Kaan, "Açelya benim ilham perim," dediğinde, İrem'in şaşkınlıkla kalkmış kaşlarına bir de şok içinde açılmış ağzı eşlik etti. "İlham perin mi?" Sonra hemen toparlandı. Toparlandığı gibi de bir anda gerçek dünyaya dönmüş gibi yüzüne hüzün yerleşti. "Gerçi bugün duyduklarımdan sonra hiçbir şeye şaşırmamam gerekiyor. Dünyada her şey olabiliyor."

Omuzları çökmüş halde yatağıma oturdu. Eve bol sıfırlı karne getirmiş bir çocuk gibi gözlerini yere dikti. Sıkıntılı bir nefes verdi. "Bugün dünyanın en saçma günü."

Kaan'ın odamda olmasını ve benim için ilham perim demesini yalnızca ufak bir şaşkınlıkla karşıladığına göre bugün her ne yaşadıysa onu derinden sarsmış olmalıydı.

"Sizin konuşacak şeyleriniz var sanırım," dedi Kaan. "Senin için yapabileceğim bir şey var mı İrem?"

İrem kafasını kaldırıp Kaan'a baktı. Ağlamaklı olmasına rağmen gülümsedi. "Belki bir fotoğraf?"

Kaan, en sevimli haliyle gülümseyerek yanına oturup, İrem'in telefonunun kamerasına poz verdi. "Hayatımın en kötü gününde hayranı olduğum grubun solistini arkadaşımın odasında buldum," dedi İrem, fotoğraflarına bakarken. "Hayat çok garip."

"Garip olan şeyler güzeldir," dedi Kaan, gitmek için ayağa kalkıp. Bana bakıp göz kırptı. "Görüşürüz peri."

"Görüşürüz."

Kaan'ın balkona çıkıp oradan aşağı inişini ben sıradan bir olay olarak izlerken, İrem şaşkınlıkla izledi. "Neden kapıyı kullanmıyor?"

Burada olanlar son derece sıra dışı değilmiş gibi yanıtladım. "Balkonu tercih ediyor."

Bakışları balkondan bana dönen İrem, yüzünde aynı ifadeyle birkaç saniye bir şey söylemeden bana baktı. "Siz hayattan daha garipsiniz."

"Biliyorum." Ve bu çok hoşuma gidiyordu. O yüzden peri masalı diyordum yaşadıklarıma. Garip ve gerçek olamayacak kadar güzeldi.

Kapıyı kapatıp perdeyi çektikten sonra İrem'in yanına oturdum. "Ne oldu?"

Bakışlarını kaçırıp dudaklarını ısırdı. "Ben söylemeye bile utanıyorum," derken sesi titremişti. Dolu dolu gözlerle bana baktı. "Babam benim söylemeye bile utandığım şeyler yapmış Açelya."

Elini tuttum. "Ailelerimizin yaptıklarından biz sorumlu değiliz İrem. Kendini suçlama ya da utanma. Eğer anlatmak istersen dinlerim ama istemezsen herhangi saçma bir konudan da konuşabiliriz."

"Yok, anlatacağım." Islanmış kirpiklerini sildi ama bir işe yaramadı. Gözyaşları hemen ardından bıraktılar kendilerini. "Dört sene önce bir ihale sayesinde varlığımızın beşe katlandığını herkes gibi sen de biliyorsundur." Bakışlarını yine kaçırdı benden. "Babam o ihaleyi şantaj, rüşvet ve tehditle kazanmış," derken titreyen sesi çok güçsüz çıkıyordu. "Ve daha bir sürü yasa dışı işe karışmışlar. Kara para aklamaktan vergi kaçırmaya kadar." Konuşurken, tuttuğu elimi sıkıyordu. Bunu anlatmak bile onun için çok zor olduğundan benden güç almaya çalışıyordu. "Faili meçhul bir cinayetten bile bahsediliyor," derken güçsüz sesi fısıltı halini almıştı. "Türkiye'nin çok önemli isimleri varmış işin içinde. Kazdıkça altından çok daha fazla şey çıkacağını söylüyorlar. Bunların olduğuna, babamın böyle şeyler yaptığına inanamıyorum. Benim gözümde muhteşem bir insandı o. İyilik ve doğruluk timsaliydi."

Ağlamaktan daha fazla konuşamayınca sarıldım. "Senden başka kimseye anlatamazdım," dedi, boğuk bir sesle, iç çekerek.

"İyi ki anlattın. Biriyle paylaşmak her zaman daha iyi hissettirir."

Kucağımda ağlarken sessiz kalarak biraz rahatlamasını bekledim. Kollarımdan çıkıp gözlerini sildi.

"Peki, şimdi ne olacak?" diye sordum. Bu ortaya çıktığına göre babası büyük bir ceza alacaktı. Babası ile birlikte çalışan annesi de işin içindeyse İrem için çok zor bir dönem olacaktı.

"Hâlâ araştırılıyor. İşin ucu çok önemli isimlere dokunduğu için sessiz sedasız yapılıyor her şey ama muhtemelen babam çok yakında tutuklanacak. Bana çok pişman olduğunu söylüyor sürekli. Pişman olacaksa neden yaptı? Demek ki böyle bir insandı. Bir daha onu asla görmek istemiyorum."

İnsanların hata yapabileceğini ve isterse değişebileceğini en iyi bilen insanlardan biriydim ben.

"Hepimiz anne babamızı muhteşem, asla hata yapmayan insanlar olarak görüyoruz ama aslında sadece insanlar ve insanlar bazen hata yaparlar İrem. Öfken geçtikten sonra onunla neden bunu yaptığı hakkında konuşmalısın."

"Hiç sanmıyorum."

"O zaman bu gece bizde kal, yarın tekrar düşünürsün."

"Kalabilir miyim?"

"Tabii ki. Hem de istediğin kadar."

Sonrası, İrem'in moralini düzeltme çabalarımla geçti. Her çeşit abur cubur ve kola eşliğinde, Kaan ve diğerleri ile tanışma hikâyemi anlattım. Nefes alamayacak kadar yedikten sonra da spor odasına geçip biraz kalori yakmaya karar verdik ama yaptığımız tek şey aletlerin üzerine oturup Argo'dan ya da Ezgi'den bahsetmekti. Okuldaki yazıları ve Melis ve Ezgi'yi içine atmaya çalıştığım taht kavgasını es geçmiştim.

Geç saatlere kadar sohbet ederken kafeden dönen annem de bize katılmıştı. İrem'in gelişini öylesine bir ziyaret sanıyor, onunla aramızın birlikte kalacak kadar iyi olduğunu görmek onu mutlu ediyordu. Kabul etmek istemesem de içten içe annemin eski Açelya'yı daha çok sevdiğini düşünüyordum.

Sabah İrem eve gitmek istemediği için okul kıyafetleri yerine annemin dolabından giyinmek zorunda kaldı. Bir yandan dolabı karıştırırken bir yandan da anneme övgüler diziyordu. Annemde tanıştığı her insanı kendine hayran bırakacak bir efsun vardı. Neden annem varken babama benzemiştim ki sanki?

Deniz durağa gelmediğinde aradım ama açmadı. Muhtemelen geç kaldığı için annesinin azarları eşliğinde evde koşturuyor, hazırlanmaya çalışıyordu. Gelmeyecek olsa mutlaka bana yazardı.

O gün okula gelmedi. Defalarca aradım ama açmadı. Neriman teyzeyi aradığımda, kendini iyi hissetmediği için gelmek istemediğini söyledi. İlginç... Deniz bana okula gelmeyeceğini haber vermemişti ve Neriman teyze Deniz'in kendini iyi hissetmediği bahanesini yemişti. Neriman teyze normalde böyle şeylere asla geçit vermezdi. Deniz, okulu asabilmesi için bir bacağının kopması gerektiğini söylerdi hep.

İrem'in canı sıkkındı ve Deniz'siz okulun hiç tadı yoktu. Ezgi ve parazitleri her günkü gibiydi. Melis de her günkü gibi Ezgi'nin dibindeydi. Yalnız son teneffüste farklı bir şey oldu. Hemen yan sınıfımızdaki İlayda, Melis ile tartışır gibi oldu. Bu olayda asıl ilgimi çeken şey, Ezgi'nin Melis için hiçbir şey yapmadan sadece uzaktan olayı izlemesiydi. İlk başta aralarında bir sorun olduğu düşüncesiyle keyifle izledim olanları ama tartışmadan hemen sonra birlikte gülüşerek bahçeye indiklerinde keyfim yine kaçtı. Muhtemelen Ezgi, olay büyümediği için karışmamıştı. Yok, evren bugün bana mutlu olacağım bir şey vermeyecekti.

Okuldan sonra İrem eve gitmeye karar verince ben de direkt Denizlerin evinin yolunu tuttum. Kapıyı ikinci çalışımda açtı. Her zaman güler yüzle kapıyı açıp içeri girmem için kenara çekilen Deniz, bu sefer ifadesiz bir yüzle kapıyı açıp, tek omzuyla kapıya yaslanarak kollarını göğsünde bağladı. Mesafeli tavrı beni olduğum yere çiviledi. Sitemli cümlelerim ise aklımdan buhar olup uçtu.

"Okula neden gelmedin?" diye sordum, en yakın arkadaşım değil de, herhangi bir arkadaşımmış gibi.

"Biraz uzaklaşmak istedim."

Deniz konuşurken yüzüme değil, yere bakıyordu.

"Kimden?"

"Herkesten."

Anlaşılan bu herkesin içinde ben de vardım ama ne yaptığıma dair en ufak bir fikrim yoktu. "Benden de mi?"

Kafasını kaldırıp bana baktığında, gözlerindeki öfkeyi tanıdım. En yakın arkadaşımdı o benim, her halini biliyordum.

"Söylediğim gibi, herkesten."

Karşımda bir yabancı gibi durması kalbimi kırıyordu. İçimde bir korku filizlendi. "Ne yaptığımı söyler misin?"

"İrem, Kaan ile odanda çekildikleri fotoğrafı attı," derken sesi titremişti. Öfkesi kırgınlıktandı aslında. Ne düşündüğünü çok iyi biliyordum. Dışlandığını hissetmiş, İrem'i onun yerine koyduğumu düşünmüştü. Deniz'in o deli dolu hallerinin altında kırılgan bir kalp yattığını herkesten iyi ben bilirdim.

"O tamamen tesadüftü, gerçekten," dedim, yumuşak bir ses tonuyla. "Kaan bizdeydi ve İrem kendini kötü hissettiği için bize geldi."

"Ve ben senin aklına gelmedim," derken söylediklerimin bir kelimesine bile inanmamış gibi bir hali vardı.

"Tabii ki geldin ama Kaan İrem'le tanışıp fotoğraf çekildikten sonra hemen gitti," diyerek onu ikna etmeye çalıştım ama onun inadı kırılacak gibi durmuyordu. "İrem de ailesiyle ilgili bir şey anlattığı için o söylemeden sana haber vermek istemedim. Muhtemelen sana da anlatacaktır zaten."

"Neyse ne," dedi, umursamazca.

Yalan söylediğimi mi düşünüyordu? İstemeden de olsa onu kırdığım için içimde oluşan üzüntüye minik bir öfke karıştı. Bir suçum yokken neden ısrarla bu tavrına devam ediyordu? Kaşlarım hafifçe çatıldı. "Neyse ne mi?"

"İşte, gördün mü? Bu yüzden uzak kalmak istemiştim," dedi beni işaret edip sinirlendiğimi ima ederek. "Senin sinirleneceğin bir durum yok ortada. Sadece kırıldım ve toparlanmak için zaman istedim, o kadar."

"Abartıyorsun Deniz!" dedim sitemle.

"Abartıyor muyum?" diye sorarken yüzüne şaşırmış bir ifade yayıldı. Hemen ardından hayal kırıklığıyla dolu bir cümle geldi. "Senin ağzından çıkacak birkaç kelime benim en büyük hayalimi gerçekleştirebilirdi Açelya. Senin için artık günlük, sıradan bir olay benim için mucizevi bir hayal."

Sanki hayalini gerçekleştirmesini bilerek engelliyormuşum gibi davranması, kontrolümü tamamen yitirmeme neden olduğunda, isterik bir kahkaha attım. "Ne kadar da abarttın Deniz! Tanışmaları tamamen tesadüftü diyorum."

Deniz, benim de öfkelenmem karşısında yükseldi. "Sana göre abartı gelebilir ama bunlar benim duygularım Açelya. Ben en azından duygularımı dışarı vurabiliyorum. Nefretimi de sinirimi de. Beni anlamaman çok normal çünkü bir maskenin ardında yaşıyorsun. Senin beni Ezgi konusunda sakinleştirmeye çalışırken bile aslında içten içe Ezgi'ye nasıl sinirlendiğini bilmiyorum mu sanıyorsun? Kendi duygularını saklarken başkalarının duygularını hor göremezsin!"

En yakın arkadaşım tarafından en hassas yerimden vurulmak beni tam manasıyla dehşete düşürmüştü. Demek ki bel altı vurmak serbestti. Öyle olsun...

"Bahsettiğin o şeyler duygu değil, takıntı!" diye bağırdım yüzüne. "Kaan ile tanışmamızı anlatmak istediğim zaman da sana defalarca kez çok önemli bir şey olduğunu söyledim ama beni umursamadın bile çünkü yine bir şeylere takmıştın. Ezgi ve arkadaşlarına duyduğun takıntı gibi şimdi de bunu takıntı haline getirmişsin!"

Cevap vermeden, bir süre şaşkınlıkla baktı yüzüme. "Biraz daha zorlarsan ruh hastası olduğuma inanacağım," derken sesinden hayal kırıklığı dökülüyordu.

Aynı şekilde yanıtladım. "Biraz daha zorlarsan kötü bir insan olduğuma inanacağım."

Bu noktaya nasıl gelmiştik? İkimiz de birbirimizin en hassas yerlerine saldıracak duruma nasıl gelmiştik?

Deniz, "O yüzden," diyerek devam ettiğinde, sesi sakindi. "Bence bazı konular hakkında biraz düşünmeliyiz."

"Bence de!"

Başka bir şey söylemeden oradan ayrıldım. Apartmandan çıkıp eve giderken gözyaşlarıma hâkim olamıyordum. Söylenenlerden çok ilk kez birbirimizi böylesine kırdığımız için canım acıyordu. 

Hadi bana yazın. Neler hissettiğinizi, hayal kırıklıklarınızı, sizi korkutan şeyleri. Mesela yorumlarda çevresindeki insanların onu kırdığını yazan birini gördüm. Bana da yazın. Aileniz hakkında ne düşünüyorsunuz mesela? Hayat sizi korkutuyor mu? Gelecekten beklentiniz nedir? Hayaliniz nedir? Sınava mı gireceksiniz? Stresli misiniz? Şu an düşündüğünüz, hissettiğiniz şeyleri yazın. Yaşınızla birlikte ister mesaj atın, ister yorumlara yazın. Bilmediğim yerlerde bilediğim insanlar neler hissediyor bilmek istiyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

Suç Mahalli By Nur Celebi

Mystery / Thriller

34.8K 5.9K 37
{Kapak tasarım Nimburse} Gece İstanbul'un üzerine çöktüğünde, yollar evlerine ulaşmak isteyen son insanları da uğurlar. Ve şehir, sessizliğe gömülüp...
520 118 7
Geçmiş Ateş kıralığının yeni varisinin başına ne getirebilir ki? Annem ve babamın ani ölümü herşey altüst etmişti. Abim Lucas iki yaşında bir suikast...
6.4K 611 36
Her şeyin en başında Prenses Avery Elwood'un yegane amacı Ruhlar Ormanı'na gitmek ve Spiritus'uyla tanışmaktı. Tören günü gelip çatmışken müstakbel e...
124K 5.8K 21
Kim Regulus Black'in Lily ve James Potter'ın kızını büyüteceğini tahmin edebilirdi ki?