Minik Kalpler Senfonisi •TAM...

By huysuzkartanesi

2.1M 96.1K 9.6K

"Hadi anneciğim bir dilek tutun." diyerek üçüzlerimin gözlerinden okunan heyecanlarına ortak oldum. Biliyoru... More

√ TANITIM
√ TANITIM 2
√ 1.BÖLÜM
√ 2.BÖLÜM
√ 3.BÖLÜM
√ 4. BÖLÜM
√ 5.BÖLÜM
√ 6.BÖLÜM
√ 7.BÖLÜM
√ 8.BÖLÜM
√ 9.BÖLÜM
√ 10.BÖLÜM
√ 11.BÖLÜM
√ 12.BÖLÜM
√ 13.BÖLÜM
√ 14.BÖLÜM
√ 15.BÖLÜM
√ 16.BÖLÜM |Part 1|
√ 16.BÖLÜM |Part 2|
√ 17.BÖLÜM
√ 18.BÖLÜM
√ 19.BÖLÜM
√ 20. BÖLÜM
√ 21.BÖLÜM
√ 22.BÖLÜM
√ 23.BÖLÜM
√ 24.BÖLÜM
√ 25. BÖLÜM
√ 26.BÖLÜM
√ 27.BÖLÜM
√ 28.BÖLÜM
√ 29.BÖLÜM
√ 30.BÖLÜM
√ 32.BÖLÜM
√ 33.BÖLÜM
34. BÖLÜM
√ 35. BÖLÜM
√ 36. BÖLÜM
√ 37. BÖLÜM
√ 38. BÖLÜM -Part 1-
√ 38. BÖLÜM -Part 2-
√ 39.BÖLÜM
√ 40. BÖLÜM
√ 41. BÖLÜM
√ 42. BÖLÜM
√ 43. BÖLÜM
√ 44. BÖLÜM
√ 45. BÖLÜM
√ 46. BÖLÜM
√FİNAL
Veda konuşması
Bal Gibi Sevda
Kitap İsim Değişikliği
İRİS: UYANIŞ

√ 31.BÖLÜM

25.7K 1.3K 70
By huysuzkartanesi

Birkaç günlük gecikmeden dolayı özür dilerim. Aşk kokan bir bölüme hoş geldiniz.


Kulaklarıma dolan neşeli kahkahalarla birlikte benimde yüzümde bir gülümseme oluştu.
Fırından gelen sesle aceleyle elime aldığım tutacakla fırına doğru ilerlemeye başladım.
Fırının kapağını açar açmaz güzel kokular mutfağa yayılmaya başladı. Hızlı bir şekilde tezgahın üzerine bıraktığım yemeğin biraz soğumasını beklemeye başladım.

Bu sırada Devran Hanım da masanın üzerine salatayı koyup, "Salata hazır." dedi.

"Tamamdır. Servisleri hazırlamaya başlayalım. Birazdan çocukları yemeğe çağırmaya giderim ben."

"Tatlım sen git. Ben yaparım."

Yüzümde yaşadığım şoktan dolayı şaşırmış bir ifade vardı. Devran Hanım'ın bana iyi davranmasına alışkın olmayan bünyem bu anda şok geçiriyordu.

Yüzümdeki ifadeye bakıp kahkaha atan Devran Hanım ile şaşkınlığım artarken Devran Hanımdan gözlerimi ayıramıyordum. Kahkahası yavaş yavaş azaldıktan sonra yüzündeki gülümseme ile tezgahta duran tabakları benim yanıma getirdi.

Yanıma yaklaşıp kolumun üzerine elini koyup birkaç kez okşadı. Yüzünde şimdi buruk bir gülümseme yer alıyordu.

"Keşke daha farklı bir şekilde karşılaşsaydık. O zaman bana inanamaz bakışlarını hiç görmemiş olurdum."

"Maalesef zamanı geri alamıyoruz. Bunun için keşke dememek için artık çok çabalıyorum. İşte bu yüzden siz bizim yanımızda olduğunuz sürece ben de sizin yanınızda olmaya çalışacağım. Yıllar önce bana kullandığınız kelimeleri unuttuğum söylenemez ama Duhanla aranızın düzelmesi için her şeyi yapmaya hazırım."

"Ben...o kadar uzun süre oğlumun gözümün önünde eriyip gittiğine şahitlik ettim ki. Bunda en çok benim payımın olmasından gidip özür bile dileyemiyorum. Beni affetmemeni anlıyorum. Buna seni zorlayamam. Ama her zaman sizin mutluluğunuz için çabalayacağım."

Devran Hanım'ın samimi olduğunu düşündüğüm cümlelerini en son teşekkür ederek noktaladım. Koridorda ilerleyerek çocukların kahkahalarının dolduğu yere ayak bastım.

Gördüklerime inanmakta zorluk çekiyordum. Duhan ince battaniyeyi üstüne elbise gibi boynundan bağlamış. Kemerini de elbiseyi iki parça halinde gözükmesi için kullanmıştı. Saçlarından sallanan tel tokalar ve renkli renkli tokalarla birkaç tane saçı bağlanmaya çalışılmıştı.

Benim varlığımı farketmeden konuşmaya başlayan Aycan ile ben de konuşmalarını dinlemeye başladım.

"Kraliçem, çay partisi yapmaya ne dersiniz?" Duhan'a hitaben sorulan soru ile kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı.

"Tabii ki olur prensesim. Kralımıza da soralım prensimle beraber hep birlikte ailecek çay partisi yapalım." Duhan'ın sesini incelterek konuşması benim son dayanma noktam olurken kahkahamı koyverdim.

Bakışlar aniden bana dönerken ben kahkahalar atarak gülüyordum. Gözlerimden yaşlar akana kadar güldükten sonra yavaş yavaş nefesimi toplayıp görüş açımın netleşmesini sağladım.

"Çocuklar neler oluyor burada?"

"Anneciğim Duhan amcayla beraber prensesçilik oynuyoruz. Sen de bize katılmak ister misin?" Aycan'ın hevesle söylediği sözler ile ağzımdan tekrar bir kıkırtı kaçarken kahkaha atmamak için kendimi zorladım. Duhan'a bakmamaya çalışarak çocuklara odaklandım.

Aycan ile Aydan'ın üzerlerinde kendi kıyafetleri vardı. Duman babasıyla birlikte ikili koltuğa oturmuştu. İlkay da kızların karşısında üçlü koltukta oturuyordu. Canavarların önünde evcilik oynadıkları zamanki plastik oyuncaklar bulunuyordu.

"Belki başka zaman bebeğim. Yemek hazır hep birlikte yemeğimizi yiyelim. Sonra evimize gitmemiz gerek."

Canavarlar Duhan'a doğru dönüp, "Duhan amca sonra yine oynarız değil mi? Hem sana prenses olmak yakıştı." Aydan'ın sorduğu soru ile bakışlarım Duhan'ın hareleriyle çakıştı.

Tekrar gülme krizine girmeden hemen önce Duhan, "Oynarız çocuklar oynarız." dedi.

Tekrar bir kahkaha koyverdim. Benimle birlikte canavarlarda gülmeye başladılar.


Duhan üstüne çekidüzen verip mutfağa girdiğinde Devran Hanım'ı gördü. Bakışları bir süre annesinde oyalandıktan sonra masaya doğru ilerlemeye başladı.

Canavarların ellerini yıkamalarının ardından yemekler yenmeye başlandı. Mutfakta canavarların neşeli sesleri bize eşlik ediyordu. Duman'ın da onlarla birlikte kahkaha atması yüzümde gülümsemeyle onları izlememe neden oluyordu.

"Anneciğim öğretmenimiz bir anket verdi bize. Ama..." İlkay'ın sessizleşmesi ile bakışlarım canavarların üzerinde gezindi. Bakışlarım Duman'ın da üzerinde gezinince onun da dalgınlaşmaya başladığını gördüm.

"Sorun nedir bebeğim?"

"Ankette annemiz ve babamız ile ilgili sorular var. Biz onları dolduramayacağız."

Aydan'ın sorunu dile getirmesiyle bakışlarım üzgünce çocukların üzerinde dolaştı.

"Aslın-"

Cümlemin kesilmesine sebep olan Duhan'ın cümleleri oldu.

"Aslında hep beraber doldurabiliriz çocuklar. Ben sizin babanız ile ilgili soruları yanıtlarım. Anneniz de Duman'ın annesi ile ilgili soruları yanıtlar. Tabii eğer herkes isterse böyle bir şey yapabiliriz."

Duhan'ın ılıman sesi mutfakta sessizliğe neden olurken benim araştırır bakışlarım Duhan'ın üzerinde geziniyordu.

O vakte kadar sessiz sessiz oturan Devran Hanım, "Bence de çok güzel bir fikir. Hem annenizle babanızda arkadaş. Onlar için sorun olacağını sanmıyorum. Hem ödevinizi eksiksiz yapmış olursunuz." dedi.

Canavarlar bir süre kendi aralarında bakıştılar.

"Bizim için uygun." dedi Aycan. Bakışlarını Duman'a yöneltip, "Sen de ister misin?" diye devam etti.

Bu sefer bakışlarımız Duman'a yönelirken, Duman bakışlarını bana çevirip, "Annem gibi mi cevap vereceksin?" dedi.

Duman'ın yüzündeki meraklı ifadeye bakıp, "Elbette sen de istersen." dedim.

Duman'ın suratında utangaç bir gülümseme yer aldı. "İsterim Esmeray abla."

"Herkes yemeğini bitirdikten sonra başlayabiliriz o zaman."

Çocuklar yemeğini bitirdikten sonra anket için hazırlık yapmaya salona geçtiler. Masada ben, Duhan ve Devran Hanım dışında kimse kalmayınca Devran Hanım'ın Duhan'a seslenmesi ile sessizce beklemeye başladım.

"Oğlum."

"Bana oğlum deme!" Devran Hanım'ın sesine oranla Duhan'ın sert sesi bakışlarımı Duhan'a çevirmeme sebep oldu.

"Ne olur bunu benden isteme oğlum. Ben senin iyiliğin için yapmıştım her şeyi."

"İyiliğim mi? Sen buna iyilik mi diyorsun!"

"Oğlum dinle beni bir ne olur!"

"Neyini dinleyeceğim ben senin ya. Sırf Esmeray kötü duruma düşmesin diye seninle aynı masada oturup yemek yedim. Sırf sen yanlış anlama diye! Sırf sevdiğim kadına hakaret etme diye! İyilikmiş! Gördük iyiliğini! Paramparçayım ben! Çocuklarım bensiz büyüdü! Bu mu senin iyiliğin?"

Devran Hanım'ın gözyaşları durmaksızın akarken mutfakta derin bir sessizlik vardı.

"Duhan."

"Sen karışma Esmeray!"

"Ben bugüne kadar en iyi okullarda okuman ve iyi bir aile kurman için uğraştım. Belki yöntemim kötüydü ve bu yüzden kaybettim seni. Seni geri kazanmak için her şeyi yapmaya hazırım. İyi akşamlar." Masadan hızla kalkan Devran Hanımla birlikte biraz önce gerçekleşen konuşmalardan sonra ne yapmalıydım bilemiyordum.

Duhan'ın ellerinin üzerine ellerimi koymam ile irkilerek kendine gelen Duhan harelerini harelerime kavuşturdu.

Elimin üzerine konulan öpücük ile yüzümde bir gülümseme oluştu.

"Sana sesimi yükselttiğim için üzgünüm. Çocuklar duymamışlardır değil mi? Böyle öğrenmelerini istemeyiz."

Bir damla gözyaşı Duhan'dan firar ederken benimde gözlerim dolmaya başladı.

"Merak etme duymamışlardır. Duysalardı burası savaş alanı gibi olurdu...Duhan benim yüzümden annenle aranızın bozuk olmasını istemiyorum. Lütfen annen o senin. Ne olursa olsun anneni kırma."

"Sana onca söylediklerini unutman çok saçma."

"Merak etme unutmadım."

"Buna rağmen aramızın düzelmesini mi istiyorsun?"

"Annen o senin. Beni tanımadan ön yargılı olarak öyle kelimeler kullanmış olabilir ama yi-"

"Böyle bir şey olamaz Esmeray. O benim annem olabilir ama sen de benim her şeyimsin. Hem sen ailenle görüşüyor musun?"

Bakışlarım dalgınlaşırken avuç içime kondurulan öpücükle bakışlarım tekrar Duhan'ı buldu.

"Ben cevabımı aldım. O zaman bir anlaşma yapalım. İkimizden birisi ailesine şans verecekse diğeri de verecek."

"Pekala. Güzel bir teklif ama biraz imkansız gibi."

"Hiçbir şey imkansız değildir. Sen bana geldin üstelik üç tane canavarla. Sence bizim için bazı şeyler imkansız mı?"

Yüzüme gülümseyerek bakan gök mavilerine aşkla bakmaya başlarken aramızdaki sevgiyle birlikte yüzlerimizin biraz daha yakınlaştığını farkettim. Çenemin üzerine kondurulan öpücük ile titrek bir nefes aldım.

Dudaklarımın üzerindeki dudaklar ile gözlerim kapalı beklemeye başladım. Duhan'ın nefesi biraz uzaklaşıp bir kez daha dudaklarımın üzerine konulunca gözlerimi açtım.

Bana ışıltılı gözlerle bakan Duhanla birlikte ben de gülümsedim. Dudaklarımın kıvrımıyla birlikte Duhan'ın bakışları koyulaşırken çeneme konulan eller sıkılaşıp dudaklarımın üzerindeki dudaklar hızla hareket etmeye başladı. Karşılık verdiğim bir kaç saniyeden sonra Duhan yavaşça geri çekildi.

"Çocuklarımız bekler. Onların yanlarına gitmeliyiz."

"Gidelim ama ilk önce burayı toparlamalıyız."

"Tamam bir an önce toparlayalım."

Ben masanın üzerindeki tabakları alıp ayağa kalkınca Duhan da kalkıp bana yardım etmeye başladı. Ben Duhan'ın getirdiği şeyleri buzdolabına yerleştirirken arkamda hissettiğim nefesle birlikte her defasında heyecanlanıyordum. Tabakların üzerindeki kirleri suyla akıtıp bulaşık makinesine yerleştirirken de Duhan da masayı siliyordu. Eş zamanlı olarak işlerimizi bitirince ellerimi kurulayıp yüzümü Duhan'a döndüm.

Dudaklarımın üzerine kondurulan ani öpücükle kızarırken, Duhan'ın prenses görüntüsü gözümün önüne gelince kıkırtılarıma engel olamadım.

Duhan bana merakla bakmaya başlarken, "Kraliçe Duhan." diye fısıldayıp tekrar kıkırtılarıma devam ettim.

"Ne yapabilirim. Çocuklarımla ilk defa güzel vakit geçirdik. Onunla da dalga geç sen."

Sitemli sözlerine duyunca kıkırtılarımı durdurup parmak uçlarımda yükselip kollarımı boynuna doladım.

"Özür dilerim ama kral olsaydın keşke."

Boynumda hissettiğim dudaklarındaki kıvrım ile ben de gülümsedim.

"Çok ısrar ettiler ne yapayım. Hem Aycan insanlar nasıl ikna edilir biliyor."

"Çok akıllılar ya. Ben bazen yetişemiyorum öğrendiklerine."

Boynumun üzerine burunuyla biraz daha baskı uygulayıp derin bir nefes aldı.

Yalnızlıkta en çok,
Aşk kokusu yakıyor canımı.

Kulaklarıma fısıldanmaya başlanan şiir ile kollarımı daha sıkı sardım Duhan'a.

Hani özlemle buluşup,
Heyecanla oturursun yan yana
Sevgilinin gözlerine,
Taa derinlere bakarsın
- kendini görmek ister gibi

Dudakları boynumun üzerinde nazikçe oynarken ben heyecandan titriyordum.

Tek eli sırtımda yavaş yavaş dolaşırken devam etti sözlerine.

Kalp çarpıntısı
durmayan kısacık nefesleri
ve
kontrol edilemeyen
dudak titremeleri
arasında
usulca sokulursun ya
sevgiliye...

Dudakları boynumdan uzaklaşıp kalbime doğru yöneldi. Kısa ama etkileyeci bir öpücükten sonra gerdanımdan boynuma doğru yol alıp şah damarımın üzerinde bir nefes alıp devam etti.

İşte o anda
Onun nefesi
Aşk kokar.

O koku ki...
Keser, dünya ile bağını.
Siler, geçmiş ve gelecek kaygını.
Kanatsız uçurur insanı.

İşte bu yüzden,
Yalnızlıkta en çok,
Aşk kokusu acıtıyor canımı.

Bir süre Duhan'dan destek alarak ayakta kaldım. Heyecanım o kadar yükseklerdeydi ki nefesimi ancak kontrol edebildim.

"Seni seviyorum gök mavisi."

"Seni seviyorum meleğim."

Sizce gelecek bölüm neler olacak?

•18.02.2019•

Continue Reading

You'll Also Like

307 122 19
Tek başına olmayı başaran bir alfa kurdu kimse yokluğu ile korkutmasın.
633K 42.3K 107
[22.12.2020 - 05.04.2021] Bir kadın düşünün kendi halinde mesleğini yapan doktor...●■ Bir adam düşünün nişanlısını kaybettikten sonra ,nişanlısının...
785K 25.3K 64
Birini ilk gördüğünüz andan itibaren kaç yıl sevdiniz? Birini ilk gördüğünüz an onunla evleneceğiniz hissetmiş miydiniz? Nazım Hikmet demiş ki "sen...
825K 46.9K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...