ARAN

By Arsilya-TY

180K 11.7K 1.8K

Güneş suya yansıdı... ''Geldiğinden beri yüzün gülüyor. Çok mu eğleniyorsun?'' diye sinirle sorduğumda hala o... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
9.Bölüm
Yeni Bölüm Ön Okuma
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
Duyuru
15.Bölüm
Yeni Bölüm Ön Okuma
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm Part 1
20.Bölüm Part 2
21.Bölüm Ön Okuma
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm Ön Okuma
26.Bölüm
Demren Kapak

8.Bölüm

6K 451 111
By Arsilya-TY

"Evet!" diyerek nikah memuruna bağıran geline sadece acıyarak bakmıştım. Acaba iki ay sonra evliliğin acı yüzünü görünce de böyle gülebilecek miydi?

"Meltem evlilikten çok korkar çok."

Anneme döndüğümde bu sefer beni hemen alt katımızda oturan Aysel teyzeye şikayet ettiğini görmüştüm. Kadın da beni tanıdığı için sadece gülerek kafasını sallıyordu. Oflayarak elimle annemi omuzundan dürttüm. 

"Ben evlilikten korkmuyorum!" dediğim de annem sanki az önce söyleyen kendisi değilmiş gibi umursamazca önüne dönmüştü.

"Görüyorsun ya Aysel halimi. Valla bıktım usandım, elalemin çocukları bir bir gidiyor.  Bizimkilerde yeminli gibi dizimizin dibinde."

"Anne ne evliliği ya!"

"Kızım anneniz kötülüğünüz için demiyor ki. Bak şu Ayten'e o bile bulmuş memur çocuğu. Sen bu halinle bulamayacaksan vah bize!" dedi Aysel teyze bir elini dizine vurmayı ihmal etmemişti.

"Ne varmış benim halimde?"

"Güldürme kız. Görmüyor musun bak şu etrafına kaç kişi aç kurt gibi bakıyor!"

Doğrusu Aysel teyzenin böylesine özgüven depolamasından sonra başımı kaldırıp etrafı süzmeden edememiştim.  Dediği gibi gerçekten de bana bakarken yakaladığım kişiler vardı. Güzel miydim?

"Bu çirkinlikle kim alır onu?" dedi Aran çattığı kaşlarıyla. Ne zamandır bizi dinliyordu bu? Üstelik ona tekmeyi hiç atmamışım gibi tepemde dimdik dikiliyordu.  Aran'ın bu çıkışına annem ve Aysel teyze gülmekle yetinmişti. O ise hemen yanıma çektiği sandalyeye oturup kulağıma eğilirken tuttuğum nefesimle konuşmasını bekliyordum.

"Bu yaptığın-"

"Oyun bitti, ben kazandım."

Bir kaç saniye ses gelmeyince kafamı çevirmek zorunda kalmıştım. Burunlarımız neredeyse tokuşacaktı. Yüzüme dikkatle bakan yeşil gözleri alayla parıldadı ve eliyle çenesini hafifçe sıvazlayarak çıldırtıcı bir şekilde gülümsedi.

''Öyleyse sana ödülünü vermem gerekiyor.'' dedi.

''Neymiş ödül?'' diye sorduğumda kabul ediyorum dikkatimi çekmeyi başarmıştı. Bir kolunu masaya uzatarak oturduğu sandalyede geriye yaslandı.  Şu an etrafımızdaki kadınların onun kucağına oturmak için yarıştığından emindim.

''Göreceksin çok yakında.'' dedi ve ayağa kalkarak bana tepeden bir bakış attı. Gitmeye yeltendiğinde sinirle kolundan tutarak durdurdum onu. İkimizde birbirimizden bir an olsun gözlerimizi ayırmıyorduk. Hatırladığım anılarla öfkeyle oturduğum yerden onu kendime çektim. Yüzüme doğru eğilmiş, umursamazca söyleyeceğim şey için bekliyordu.

''Neden öptün beni?'' diyerek yüzünü inceledim. Etraf neyse ki karanlıktı, yüksek sesle içeriyi dolduran müzik sesi yüzünden bayılmak üzereydim. Aran sorumun cevabını vermeden önce oturduğum sandalyeye elini koyarak iyice yaklaşmıştı.

''Benim için çok önemli değildi, sen de umursama.''

Son sözünü söyledikten sonra arkasını dönüp öylece gitmişti. Geride... Geride eskisinden kat kat daha öfkeli bir Meltem bırakmıştı.

-GEÇMİŞ-

''Meltem duydun mu? Bugün öğretmenimiz kiminle istersek o kişiyle oturmamıza izin verecekmiş!'' dedi sıra arkadaşım Merve. Onun heyecanını anlayabiliyordum, ne de olsa aylardır uzun boyu yüzünden en arkada oturmak zorunda kalıyordu. Üstelik yanında oturan kişiden de hiç haz etmiyordu. Açıkcası benim için kiminle oturduğum o kadar önemli değildi. Nasılsa iyi anlaşmanın bir yolunu bulurdum.

''Yanında oturabilir miyim?'' diyerek bana doğru gelen Emre'ye şaşkınlıkla bakmıştım. Gerçekten yanımamı oturmak istiyordu? Kalp atışlarım hızlanmış olsada belli etmeyeye çalışarak gözlerimi kaçırdım. Annemin saçlarımın iki tarafını ördüğü örüklerimle oynuyordum.

''Şey... Oturabilirsin.''

Emre o gün yanımda oturmuştu, henüz çocuk olmama rağmen geleceğimiz hakkında aptalca hayaller kuruyordum. Acaba büyüyünce evlenir miydik? Evlenmeliydik! Yanıma oturmayı teklif etmişti evlenmemi teklif edemeyecekti! Ertesi gün benimle aynı okulda okuyan abim sınıfıma geldiğinde Emre'yi zorla yanımdan kaldırmıştı. O gün ağlayarak eve gittiğimi hatırlıyordum, abim bana çok karışan biri değildi ama okulda her ne oluyorsa gelip bana çatıyordu! Ondan da nefret ediyordum. Diğer günler Emre'nin benden sürekli kaçmasıyla geçerken en son dayanamayıp soluğu abimin sınıfında almıştım. Tahmin ettiğim gibi sınıfında değildi, bahçeye çıkıp çardakların olduğu yere ilerlerken Aran ve bir kaç kızla oturduğunu gördüm. Öküz! Kendisi kızlarla konuşunca iyiydi!

''Abi! Git ve Emre'den özür dile!'' diyerek çardağa hızlı bir giriş yaptığımda Aran'ın yüzündeki gülümsemeyi görmüştüm. Kesin yine düştüğüm durum yüzünden benimle alay edecekti.

''Kızım sen hala orada mısın? Başlatma Emre'ye!'' dedi abim sert tutmaya çalıştığı sesiyle.

''Ondan özür dileyeceksin! Senden korktuğu için yanıma oturmuyor!''

''O zaman abinden korkmayan birini oturttur yanına.'' diyerek araya giren kişiye öldürücü bakışlar atıyordum. Her şeye burnunu sokmak zorundaydı!

''Sanane! Sen ne karışıyorsun?''

''Aran iyiliğin için söylüyor Meltem.''

Daha fazla dinlemek istemiyordum, çardaktaki kızlar bana gülerek bakarken orada daha fazla durmakta istemiyordum. Hem abimden hem de Aran'dan ölesiye nefret ediyordum. Biri zaten arkadaş edinmemem için elinden geleni yapıyordu peki... Peki abime ne oluyordu! Dolu gözlerle oradan uzaklaşırken arkamdaki konuşmalardan habersizdim.

''Aran fazla mı ileri gittik?'' diye sordu Rüzgar. Açıkcası kardeşini böyle görmek onunda keyfini kaçırmıştı.

''Sanmam.'' dedi ve arkası dönük bir şekilde okula giren küçük kıza baktı öfkeli gözlerle.

☁☁☁

Düğünden gelir gelmez duşa girdikten sonra kendimi yatağıma atmıştım. Sabahtan beri topuklu ayakkabılarla bir sağa bir sola koşturmak beni oldukça yormuştu. Sanırım tek yorgun olan bendim çünkü gözlerim kapanmadan önce balkonda içilen çayın farkındaydım. Anlaşılan bizimkiler yine yorgunluklarını böyle atıyordu.

Sabah olduğunu görememiştim çünkü uyandığımda çoktan öğlen olmuştu. İçeride bitmek bilmeyen gürültü beni şaşırtmazken elimi ve yüzümü yıkamak için odamdan çıktım. O sırada bizimkiler içeride oturuyordu.

''Sevinç teyze ve Ekrem amca!''

''Meltem kızım!''

''Niye uyandırmadınız beni?'' derken diğer yandan da onları öpüyordum. Böylesine sevimli insanlardan nasıl Aran gibi bir çocuk çıkmıştı? Dünya gerçekten adil değildi.

''Dün düğünden geç gelmişsiniz dedim annene kaldırma kızı bırak uyusun diye.''

Onun bu düşünceli hallerini öylesine özlemiştim ki. Hemen babamın yanında oturan Ekrem amcaya döndüm bu sefer.

''Hem Aran yüzünden iki ayağımız bir papuça girdi. Bir hafta erken gelmeseydi biz yazlıktaki işlerimizi ona göre ayarlamıştık.'' dedi.

''Yokluğunuzu o kadar çok hissettim ki. Siz gidince ailem üvey evlatmışım gibi davranmaya başladı yine. Ekrem amca bence sen nüfusundan Aran'ı çıkartıp beni al.'' dediğimde annem kolumdan dürterken Sevinç teyze ve Ekrem amca gülmeye başlamıştı. Ne var yani? Bir kere Aran hak etmiyordu onları!

''Olur kızım gel, biz bakarız sana.''

''Evimizde sana yer yok.'' dedi ve salon kapısından içeri girdi Aran. Ona yine tüm öfkemle dönüp baktığımda beni görmezden gelerek tekli koltuklardan birine oturdu. Sanki babasının eviydi! Rahatlığı beni öldürecekti bir gün!

''Sen ne zaman işe başlıyorsun?'' diye sordum.

''Haftaya. Neden?''

''Hiç... Pilotlar evi hiç görmezmiş diyorlar. Umarım sende görmezdin.'' dediğimde son cümlemi  kimsenin anlamaması için mırıltı halindesöylemiştim. Aran bu çıkışımla ilk önce gözlerini kısıp duruşunu dikleştirdi.

''Birbirimizi sık sık göreceğiz, merak etme.''

''O niye!''

''CV'ni çalıştığım havayolları inceledi. Büyük ihtimalle eğitimle birlikte bir kaç ay sonra kabin görevlisi olacaksın.''

O andan itibaren hiçbir şey duymuyordum. Annemlerin sevinçle çıkan seslerini, Aran'a teşekkür yağdıran babamı ve beni tebrik eden diğerlerini... Zaman durmuştu. Annem geçenlerde cv'mi bir tanıdığa verdiğini söylemişti ama ona bunun kim olduğunu sormamıştım. Hayatımın çoğuna dahil olduğu yetmiyormuş gibi iş yerimde de beni rahat bırakmacaktı. Bunu anlamıştım! Kahretsin! Oturduğu koltuktan bana sinsice gülümserken bunu anlayan tek kişi ben olmamalıydım! Oturduğum yerden zoraki bir şekilde gülerek kalktığımda mutfağa adeta koşmuştum. Bardağa doldurduğum suyu kafama dikerken peşimden gelen kişiyle sinirden dudaklarımı ısırmıştım.

''Yeni işin için kutlarım.'' dediğinde dudağının bir kenarı yine alayla kıvrılmıştı.

''Teşekkürler ama ben çalışmayacağım.''

''Çalışacağını ikimizde biliyoruz Meltem.'' dedi ve bana biraz daha yaklaşarak tam önümde durdu.

''Başka seçeneğin yok.''

''Var!'' diyerek üste çıktım. Başka seçeneğim tabii ki de vardı!

''Neymiş o?'' dedi ve biraz önce benim su içtiğim bardağı alarak dudaklarına götürdü. Onun bu yaptığını ağır çekimde izlerken kendimi toparlayarak zorlukla kafamı salladım. Birazdan edeceğim laflarla zaten karmaşık olan hayatımı daha da karışık hale getireceğimden emindim.

''Evleneceğim! Görücü gelecek bana!'' dediğimde Aran'ı boğazına kaçan su yüzünden öksürük tutmuştu, ellerim sırtına vurmaya gitmiyordu. Umarım boğulup ölürdü!

Arkadaşlar Haziran'ın 2 sine kadar bölümler günlük gelmeyecek çünkü malum Finaller 😂 vakit buldukça atacağım ama 💜

Bölüm Sorusu: Aran Meltem'i sizce ne zamandan beri seviyor?

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 45.9K 43
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...
568K 21K 85
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
311K 17.4K 61
Hadi ama nerden bilebilirdim ki okulun ilk gününden müdürün oğluna tekme atıcağımı!
4.2M 266K 45
Aylardır izlediği yayıncıya olan hislerinin arttığını düşünen İzem, artık onun dikkatini çekmek ister. Dağhan'a ilk mesajı değildi ama bu sefer onun...