MELEĞİN DOKUNUŞU (TAMAMLANDI)

By CahitGnlsz0

6K 366 8

Dünyanın üçüncü dünya savaşının eşiğinde olduğunu düşmüş bir melekten öğrenen Mürsel, kendisinin de bu eşikte... More

TANITIM
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 29
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
BÖLÜM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
BÖLÜM 40
BÖLÜM 41
BÖLÜM 42
BÖLÜM 43
BÖLÜM 44
BÖLÜM 45
BÖLÜM 46
BÖLÜM 47
BÖLÜM 48
BÖLÜM 49
BÖLÜM 50
BÖLÜM 51
DUYURU(İNDİRİMLİ KİTAP VE BAĞIŞ HK.)
BÖLÜM 52
BÖLÜM 53
BÖLÜM 54
BÖLÜM 55
BÖLÜM 56
BÖLÜM 57
BÖLÜM 58
BÖLÜM 59
BÖLÜM 60
BÖLÜM 61
BÖLÜM 62
BÖLÜM 63
BÖLÜM 64
BÖLÜM 65
BÖLÜM 66
BÖLÜM 67
BÖLÜM 68
BÖLÜM 69
BÖLÜM 70
BÖLÜM 71
BÖLÜM 72
BÖLÜM 73
BÖLÜM 74
BÖLÜM 75
BÖLÜM 76
BÖLÜM 77
BÖLÜM 78
BÖLÜM 79
BÖLÜM 80
BÖLÜM 81
BÖLÜM 82
BÖLÜM 83
BÖLÜM 84
BÖLÜM 85
BÖLÜM 86
BÖLÜM 87
BÖLÜM 88
BÖLÜM 89
BÖLÜM 90
BÖLÜM 91
BÖLÜM 92
BÖLÜM 93
BÖLÜM 94
BÖLÜM 95
BÖLÜM 96
BÖLÜM 97
BÖLÜM 98
BÖLÜM 99
BÖLÜM 100
BÖLÜM 101
BÖLÜM 102
BÖLÜM 103
BÖLÜM 104
BÖLÜM 105
BÖLÜM 106
BÖLÜM 107
BÖLÜM 108
BÖLÜM 109
BÖLÜM 110(FİNAL)

BÖLÜM 17

135 5 0
By CahitGnlsz0

   Tabii tüm bu diyaloglar yaşanırken o arada yaşanan ve arada kaynayan, tertemiz duyguların gözlere yansıdığı anlar ise biraz gölgede kalmıştı. Seppia, kendisini ikinci kez kurtaran Mürsel' e çok saf ve temiz duygular eşliğinde bakıyordu... Nazik erkekler tanımıştı ama ömrü boyunca Mürsel gibisini görmemişti. Mürsel de ona karşı benzer duygular hissediyordu ve Seppia onun korumacı tarafını da harekete geçiriyordu... Fakat iki taraf da bunun adının aşk olup olmadığını bilmiyordu, sadece aralarında güzel bir etkileşim olmuştu ve bu etkileşimin filizlenerek aşka dönüşüp dönüşmeyeceğini şimdilik kestiremiyorlardı. Bu etkileşimi ilk andan beri fark eden Angelina ise bu durumdan hiç memnun değildi... Tarihi bir kişiliğe müdahale ederek tarihin akışı bile değişebilirdi ve dahası burayı iyi gözlemlemesi gereken Mürsel' in de gözünün aşktan başka bir şey görmemesi durumunda, bu durum dünyanın gidişatını bile etkileyebilirdi... Erkeklerin kadınlar nedeniyle iradelerini kolay kaybedebildiklerini ve kaybolan iradelerini de toplayamadıklarını çok iyi biliyordu... Mürsel' in dipsiz bir kuyuya düşmesi durumunda dünyanın ta kendisinin dipsiz bir kuyuya dönüşebileceğini iyi bilen Angelina' nın bu durumdan hoşlanmaması çok normaldi... Mürsel' in, Seppia' nın hayatına girmesinin yazarlığına olumlu yönde yansıyabileceği yönündeki görüşüne ise orada belirtmese de katılmamıştı... Hatta tam tersinin olabileceğinden endişe duyuyordu... Sadece, oradan bir an önce uzaklaşmaları gerektiği için Mürsel' le tartışarak zaman kaybetmek istememişti ve o yüzden Seppia' yı kabul etmişti.


    Bu bakir toprakların üstünde yol alırlarken, rüzgârla birlikte havalanan çöl kumları gibi, Mürsel de havalanacağı ve arşa ulaşacağı günü bekliyordu sanki... Hayat, havalandıkça tenini gıdıklayan fakat bir süre sonra ise tenini yakmaya başlayan çöl kumları gibi nankör mü davranacaktı yoksa tatlı bir meltem esintisi mi sunacaktı en çok da onu merak ediyordu. Hayatındaki dalgalanmaların eksik olmayacağını biliyordu ama en azından rüzgârsız, ölü dalgalar eşliğinde bir meltem esintisini hak ettiğini düşünüyordu. Tüm bu düşünceler, bu kutsal görevden bağımsız olarak oluşuyordu kafasının derinliklerinde. Seppia gibi birini görünce, kafasını kurcalayan şeyler şunlar olmuştu: Gençliğini tamamlayarak orta yaşa geçmek üzere olan bir adam, henüz elinde avucunda bir şey olmayan, berbat işlerde sürünen bir adam... Fakat en kötüsü de anavatanından kilometrelerce uzaktaki bir ülkede yapayalnız hissediyor olmasıydı. Amerika Birleşik Devletleri' nin sunduğu pek çok nimetten memnundu fakat hayat mücadelesine o kadar kaptırmıştı ki yalnızlıktan kırılıyordu adeta. Seppia' yı yeni tanıyor olmasına rağmen tam istediği tipte bir kız olduğunu ilk görüşte anlamıştı... Fakat sorun şuydu ki; farklı devirlerin insanlarıydılar. Mürsel her ne kadar buna dirense de bir gün Seppia' yı kaybedeceğini biliyordu ve bundan sonraki hayatını bir arada geçirebileceğini hissettiği kızın da asırlar öncesinde karşısına çıkmasına içerliyordu... Bunun adaletsizlik olduğunu düşünüyordu hatta zaman zaman içinden Tanrı' ya isyan ediyordu.


    Mürsel, daha önce kendisinin de belirttiği gibi dindar biri değildi ve dini konularda da iradesi zayıftı... İşler yolunda gitmeyince çok çabuk isyan edebiliyordu... Sürekli, "Başkaları çok iyi durumda yaşarken, hayatının aşkını bulabiliyorken ben niye bu durumdayım?" diyerek isyan ederdi. İçindeki bu isyan ateşi; biraz, haksızlığa karşı tahammülü olmayan bir yapıda olmasından kaynaklansa da biraz da zeki olmasından kaynaklanıyordu aslında. Mürsel, sadece zekâ seviyesi düşük olan insanların ya da düşünemeyen insanların hayatlarından memnun olduğuna inanırdı ve bunda haklılık payı da vardı. Düşünebilen, detaylarda boğulabilen ve yaşamın işleyişini gerçekten görebilen insanlar, bu dünyadaki haksızlıkları da net bir şekilde görebiliyordu çünkü. Mürsel bu konuda haksız sayılmazdı fakat hayıflanıp durmanın da kimseye faydasının olmadığı bilinen bir gerçekti. Mürsel, dini anlamda iyi bir profil çizmeyen bir birey olsa da bugün kendisini ilahi bir mucizenin içerisinde bulmuştu, bu mucizelerin devamında da çok daha büyük bir mucizenin gerçekleşebilmesi için o seçilmişti... Bu durum, Tanrı' nın herkes ile ilgili bir planı olabileceğine yorulabilirdi ve belki de Mürsel de buna şahit olacaktı ömrünün kalanında... Bu görev dışında, Tanrı' nın kendisiyle ilgili bir planı olup olmadığını görecekti.


    Mürsel hayatının ne olacağıyla ilgili yaşadığı travmaların esiri olmaktan kurtulamıyordu, bunun adı yirmi yedi yaş krizi de olabilirdi, gelecek kaygısı da... Fakat bir gerçek vardı ki bu yaşlardaki pek çok insan gibi Mürsel üstünde de travmalar yaratıyordu. Tabii anlık güzellikler bu travmayı unutturabiliyordu... Tıpkı şu anda gülümseyen Seppia' yı izlemek gibi... Seppia' nın gülümsemesi Mürsel' in içini ısıtmaya yetiyordu... Onun gülümsemesi, yüreğinin derinliklerindeki saf ve temiz duyguların harekete geçmesine ve yaşam enerjisinin tavan yapmasına neden oluyordu. Mürsel, her önüne gelene aşık olan biri olmasa da hatta duygularından çok mantığıyla hareket eden biri olsa da Seppia' nın saf ve temiz kişiliğinden ve adeta bu kişiliğinin yansıması niteliğindeki narin güzelliğinden oldukça etkilenmişe benziyordu. Mürsel tüm bu düşünceler ve hisler içerisinde yürümeye devam ederken Angelina' nın keskin gözleri ileride bir yerleşim alanı olduğunu gördü... Kalan son güçleriyle de buraya doğru yol alan üçlü, kısa bir süre sonra köyün girişine vardı. Köyün girişinde bulunan, diğerlerinden adeta soyutlanmış gibi duran ilk ev dikkatlerini çekti. Bu ev, diğerlerine baya bir uzak mesafedeydi ve daha fazla yürümek istemeyen üçlünün karşısına çıkan ilk evdi. Oldukça kötü görünen bu derme çatma evin, daha doğrusu barakanın kapısını çalan Angelina, kısa bir süre içerisinde kapının açılmasıyla birlikte herkesin sevinmesine neden oldu.


    Kapıyı açan yaşlı adam önce bir şöyle herkesi süzdü ve sonra da bakışlarını Angelina' da sabitledi:


- İyi günler, ben Laeta ve bunlar da kuzenlerim Maximus ile Seppia. Acilen kalacak bir yere ihtiyacımız var efendim. Uzun ve zorlu bir yolu geçerek buraya vardık, en azından bir gün dinlenmemiz gerekiyor. Bizi misafir edebilir misiniz efendim?


- Dininiz nedir peki? (Dönem, din savaşlarının ve ayrışmaların giderek arttığı bir dönem olunca insanları dinine göre yargılamak da epey yaygınlaşmıştı.)


- Bizler Hristiyanız efendim. (Hristiyanlığın iyiden iyiye yaygınlaştığı bir dönemde olmalarından dolayı bu cevabı vermesinin nokta atışı olacağını düşünmüştü.)


- Güzel... O putlara tapan, birden fazla Tanrı olduğunu iddia eden cahillerden olsaydınız ya da İsrailoğulları' nın dinine tapıyor olsaydınız sizi misafir etmezdim. Ayrıca şanslınız; geldiğiniz yol üzerindeki tek yerleşim alanı burası... Burayı bulamamış olsaydınız eğer tüm çölü aşmak zorunda kalacaktınız. Şimdi içeri geçin bakalım.


    Angelina, Mürsel' e ve Seppia' ya gelin talimatı verdikten sonra hep birlikte içeriye geçtiler ve oldukça fakir bir haneyle karşılaştılar. Adamın durumuna üzülseler de en azından başlarını sokabilecekleri bir yer bulmuş olmalarına ise seviniyorlardı.


    Ev oldukça ufaktı ve eşyalar da yok denecek kadar azdı. Evin dip köşelerinde göze çarpan örümcek ağları, eşyaları adeta örten toz tabakası ile birlikte, yaşlı adamın yağlı saçları ve kirli sakalı eşliğinde sunduğu paspal görüntüsüyle paralellik gösteriyordu adeta. Boşvermişliğin getirdiği tüm yansımayı bünyesinde barındıran adam, bunu yaşam alanına geçirmeyi de başarmıştı istemeden de olsa.

Continue Reading

You'll Also Like

295K 25.7K 46
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...
Serzeniş By izalxy

Teen Fiction

1.6K 392 25
Çocukluktan beri adama aşık olan kızın büyüdüğünde adam düşmanları tarafından hapse atıldığında onu kurtarmaya çalışırsa ne olur? Kız sevdiği adamı k...
6K 555 6
Serra Sipahi Karakaya. Hayatı bir caninin elinde heba olmuş, yaşarken binlerce kez öldürülmüş, şeytanın bile bakıp acıyarak iç çektiği, cehennemi tat...
1K 179 14
İzel, Örgüt'te ajan olarak görevlidir. Örgüt'ün kurucusu İzel'e en önemli görevini verir. Görev, şehrin en zenginlerinden birisi Aktan Kancaoğlu'nu a...