Y İ R M İ S E K İ Z

96K 2.6K 428
                                    

Bu bölüm şarkılı türkülü😁
Şarkı sözlerini ilk gördüğünüz yerde fırsatınız varsa açın🔥

Keyifli okumalar gece kuşları 💫

Seviliyorsunuz❤️

Kahvaltı çayı hazırdı. Fırat birazdan uğrar, işe gitmeden ayak üstü domates salatalık atıştırırdı. Zeytini, peyniri, pekmezi yer sofrasına koyup salatalıkları soymaya başladım. Hava öyle sıcaktı ki, yüzüme, boynuma yapışan saçlarımı toplamadığım için içimden kendime söylendim. Hem ofluyordum hemde omzumla ittirmeye çalışıyordum. Domatesleri doğrarken adım sesi duydum holde. Emine anne kalkmış olmalıydı.

'Emine anne! Şu saçlarımı geri alır mısın?'

'Anne!'

Seslendim ama duymadı. Biraz daha sabretmem gerekiyordu. Son domates elimde ki bıçaktan nasibini alırken bende saçlarıma dolanan uzun kemikli parmaklardan nasibimi almıştım. Kendini kalçalarıma yasladı, saçlarımı toplamak için fazla yakındık. Ön saçlarımdan tutup geri çekti, sıra boynuma yapışanlardaydı. Buz gibiydi parmak uçları, saç bahanesiyle boynumda çürümeye yüz tutmuş izlerin üstünden geçerken içim titremişti. Günlerdir öyle özlemiştim ki dokunuşlarını, bir kaza çıkmaması için bıçağı bırakıp derin bir nefes aldım. Özensizce örüp kurtarmıştı beni saç yumağından. Ellerini çekmemişti hala. Seversin sen saçlarımla oynamayı, unut girdiğin iddiayı, önce saçlarıma yapış sonra dudaklarıma.

'Sağol.. Çay hazır, hemen getireyim..'

Tezgahla arasından kurtulup ellerimi yıkamak için çeşmeyi açtım. Gitmiş olsaydı yüzüme bir iki avuç su atardım ama hala beni izliyordu. Bakışlarını arkamda hissediyordum.

'Çay istemiyorum. Çıkmam lazım..'

Günler sonra ettiğimiz tek muhabbet bu olmuştu. Dediği gibi bir kaç parça atıştırıp dışarı çıktı. Arabası hareket ederken ben kapının pervazına yaslanmış arkasından bakıyordum. 'Yolların açık olsun' diye mırıldanıp eve girdim. Aramızda ki bu uçurum yüzünden huzur muzur kalmamıştı. Çünkü son bir aydır günler fotokopiyle çoğaltılmış gibiydi. Her sabah kalkıyor, kahvaltı hazırlıyor, günlük işleri yapıyor, akşama kadar bomboş oturuyordum. Bekleyecek bir kocam da kalmamıştı. Ortaya attığı iddia yüzünden bir aydır yanıma uğramamıştı. Koynum buz tutmuştu yokluğunda, adım atmaya cesaretim de yoktu.

Birkaç kere yakınlaştığımız olmuştu bugün ki gibi. Mutfakta çalışırken arkamdan uzanıp bardak almıştı. Heyecandan tezgaha tutunup destek aldığımı hatırlıyorum. Daha önce nadir gördüğüm havlulu pozları nedense artmıştı. Beline düştü düşecek sardığı havlularla yakalayıp duruyordum. Ateş basmasından kaç gece uyuyamamıştım. Sonra o beni yakalamıştı iç çamaşırlarıyla ne hikmetse? Birkaç kere de yatağında uyuya kalmıştım, yerime yatırmak için kucakladığında kokusunu içime çekeyim diye. Ne zaman bitecekti bu böyle? İçimi kemiren düşüncelerle nereye kadar gidecekti?

Maral yüzündendi ya aramıza giren bu soğukluk bunu hazmedemiyordum. Ben her gece üşürken o ısıtıyordu koynunu belliki. Kapının vurulmasıyla kalktım yerimden. İpekle Seher gelmiş olmalıydı. Emine anneyle Salih baba yoktu evde, ilaç gibi geleceklerdi şimdi bana. Hevesle açtım kapıyı. Yüzüm gözüm güldü, bayram çocukları gibi seslendim.

'Hoşgeldiniz kızlarım.'

'Hoşbulduk görümcem.'

'Hoşbulduk çiçeğim.'

Bade | Ateş ParçasıWhere stories live. Discover now