Bade | Ateş Parçası

BADE | Özel Bölüm

Selamlar Bade'nin çilekeş okurları nasılsınız😆 Ben iyiyim ve bu ikisini özlediğimizi düşünüp çoooook uzun bir bölümle geldim.. Haydi buyurun..

Bir önce ki özel bölümün devamı.. Keyifli okumalar gece kuşları 💫

Gece tüm hızıyla devam ediyordu. Ayperi babaannesinin kucağında gülücükler saçarken biraz olsun anneannesine ve dayısına alışmıştı. Yine de en güvendiği kollardan kaçıp onlara gitmiyordu ama uzaktan şebeklik yapıp mest etmeyi de ihmal etmiyordu. Duru da tam bir babaanne aşığıydı. Emine annenin kucağında Ayperi, Hülya annenin kucağında Duru.. Masanın etrafında gülüşmeler.. Belgin bile Bilal'e rağmen buradaydı ve gülüyordu. Anlaşılan herkes bazı şeyleri temelli olarak geride bırakmıştı. Diğer türlü insanın hayatına devam etmesi mümkün olmazdı.

'Bade'min tatlıları çok güzel Allah için. Hazırları aratmıyor..'

'Ya bu var ya Elvan abla. Her ay maaşla eve alır getirirdim, kutuyu alıp kendisiyle birlikte odaya kilitledi. Kutu bitmeden çıkmazdı. Bir gün aldım geldim evde yok, sakaldım kutuyu. Maaş günü ya, geldi yalakalık yapıyor.. Abicim bilmem ne.. yedik dedim bir küstü bana. Tarifini bulana kadar her fırsatta Muğla'ya inip kitaplarda gazetelerde aradı. Sonra da kendi yapmaya başladı. Pastaneden aldıklarımdan daha güzel yaptıkları ama, o benim aldığımı daha çok seviyo..'

Herkes kahkahalarla gülerken Bade utanıp başını önüne eğdi. Tatlı sevmek bir suç muydu Yani? Evet seviyordu, abisinin parasıyla alınan daha tatlı geliyordu.

'Yeter, karımla dalga geçmeyi bırakın.. Bade yapmaz öyle şeyler..' diyerek karısını savunurken fazlası var eksiği yok dedi içinden. Biliyordu karısının düşkünlüklerini. Kendisine düşkün olduğu gibi tatlıya da düşkündü işte..

'Ne yani, şimdi dolapta bir kutu olduğunu söylesem bu halinden eser kalacağını mı zannediyosun?'

'Yaaa abiiii! Şimdi mi söylenir!'

Bade biraz önce utanıp sıkılan kendi değilmiş gibi oturduğu yerden fırlayıp ayağa kalktığında yine bir kahkaha tufanı kopmuştu. İşte bu gerçek Bade'ydi. Koşarak mutfağa giderken 'Aha abi dedi!' diyerek ayaklandı Bilal. Bade mutfağa girip dolabı açtı, evet doğruydu. Abisi onun için en sevdiği tatlıyı almıştı. Hemen paketten bir tane alıp gözlerini kapattı ve keyifle ısırdı. Ne kocasının aldıkları, ne kendi yaptıkları.. çocukluğundan beri alıştığı bu tadı hiçbir yerde bulamıyordu.

'Bade..'

Duyduğu sesle birlikte gözlerini açıp abisine baktı. Karşılaştığı hüzün elinde ki pastayı geri koydurmuştu. Kapanmayan bir hesaptı aralarında ki. Bilal kardeşiyle eskisi gibi olamadığı için yaşadığı hayatı tam değildi. Neşesi eksikti, her akşam eve gelip ailesine kavuşsa da, gülümsemesi buruktu. Her gece karabasan gibi yaptığı hatalar rüyalarında yakasına yapışıyordu. Alnına silah dayadığı gece, suratına tokat attığı sahne, Fırat'ın kollarına attığı an, her gece film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiyordu. Bade tam anlamıyla affettim demediği için, hayatını yarım yaşıyordu. Ne de olsa Bade babasının emanetiydi.. Ona hıyanet ettiğini düşündüğü için aldığı nefesler yetersiz geliyordu..

'Kesene bereket, çok güzel yine..' derken tebessüm etmeye çalıştı. Bade yaşadıkları yüzünden ördüğü duvarı bir türlü aşamıyordu.

'Kutuyu eline alıp boynuma sarılırsan tam olacak, sonra odaya da kaçabilirsin.. eskiden olduğu gibi..'

Bilal'in sesi titrerken, Bade bir iki adımla yaklaştı abisine. Eskiyi konuşmak yerine buradan çıkıp gitmek istiyordu.

'Eskileri açmasak daha iyi olur.'