O T U Z A L T I

96.6K 2.6K 984
                                    


Keyifli okumalar gece kuşları 💫

O gidişi gözümün önünden gitmiyordu. Beni bilmem kaçıncı defa ortada bıraktığı anı unutamıyordum. Üstümden kalkışı, yüzünü buruşturması, saniyeler içinde giyinip evi terketmesi, gözlerimi her kapattığımda tekrar edip duruyordu. Uzun zaman sonra ilk defa bu denli yıkılmıştım. Ne kalkıp giyinmeye, ne yıkanmaya halim yoktu. Giderken, gücümü, enerjimi, sevincimi, itiraf ettiğim aşkımı da söküp almıştı. İnce çarşafa sardığım çıplak bedenim hayal kırıklığıyla titrerken, yastığıma damlayan yaşlarım her zerreme kadar utanıyor olmamdandı.

Nasıl böyle bir hata yapabilmiştim? Nasıl düşmüştüm süslü sözlerine? Öpüşlerine? Dokunuşlarına? Nasıl ele vermiştim kendimi? Nasıl bu kadar densiz olabilmiştim? Hala aklım almıyordu. Üstümde gelgitleri, terden nemlenen teni, saçları. Her hareketinde buram buram yayılan kokusu. Geniş gövdesiyle küçücük bedenime yığılışı, içime ılık ılık patlayışı. Bütün gece büyülemişti işte beni, buz gibi sağlam olan hislerim sıcak tavırlarıyla eriyip çözülmüştü. Terkedip gitmesiyle ise tekrar bir buz dağına dönüşmüştüm. Bir kere daha izin vermeyecektim beni böyle eritmesine. Asla izin vermeyecektim.

İlerleyen saatler uykumu biraz daha kaçırırken dış kapı açılıp kapandı. Ne olacaktı bundan sonra en ufak bir fikrim yoktu. Nasıl bir tavır takınacaktı aciz aşık karısına, tahmin dahi edemiyordum. Yapmam gereken tek şey bu durumu tersine çevirmekti. Hızlıca toparlandım ve yattığım yerden kalkıp hole çıktım. Hala dış kapının önündeydi, beni görünce yanımdan geçip gitmek istese de izin vermedim. Bir yandan düşmesin diye çarşafı tutuyordum, diğer yandan gitmesin diye elimi göğsüne bastırdığım Fırat'ı.

'Dur! Konuşalım! Konuşmamız lazım!'

Öfkeyle baktı gözlerime. Ya insan aşk itirafı aldı diye bu kadar kızar mıydı?

'Neden evlendiğimizi nasıl unutursun!!'

'Unutmadım! Konuşmak istediğim tam da bu!'

'Çekil Bade, kalbini kırmak istemiyorum!'

'Bi anlıktı! Duygu yoğunluğundan şey oldum, şey olunca saçmaladım! Yok öyle bişe!'

'Ne?'

'Duydun! A-aşık filan değilim. Anlık yükseldim, devam etseydik neler söylerdim Allah bilir..'

'Ne saçmalıyorsun?'

Bozulmuş muydu şimdide? Ne yapsam yaranamayacak mıydım ben bu adama?

'Evet evet saçmaladım! O anda tamamen saçmaladım! Hatırlasana sabah öpüştük diye beni özlediğini söyledin. Çekip gitmeseydin saçmalamaya devam edebilirdim çünkü kendimi bilmez haldeydim. Sana öldüğümü bile söylerdim, o derece.'

Göğsünde bekleyen elimi itip üstüme gelerek aradaki mesafeyi kapattı.

'Seni özlediğimi gözlerinin içine bakarak söylediysem aptal bir yoğunluktan değil gerçekten özlediğim için söylemişimdir!'

'Ben senin gözlerine bakmıyodum! Yani sarılmıştın ve...'

'Sus artık lütfen! Anlık veya bilerek, unutma gerçeğimizi! Tamam, sen benim nikahlı karımsın. Ama bu kuzenimin sevdiği kadın olduğun gerçeğini değiştirmiyor. Sen kuzenim uğruna hayatını tehlikeye atan kadınsın.'

Gözlerimi kapattım sözlerinin doğruluğu karşısında. Tuttuğum gözyaşlarım firar etti gözlerimin içine bakarken kurduğu her cümlede.

'Biz gerçek bir evlilik yaşayamayız. Mecbur olduğumuz için kolay her şey. Mecburuz diye belki on yıl daha evli kalırız. Zorunda olduğumuz için sevişiriz. Ama bunları gönüllü yapamayız. Sen, karım, Bade Aladağ, kuzenimle, sevgilinle aynı yatakta uyudun. Olmaz, bizden olmaz.'

Bade | Ateş ParçasıWhere stories live. Discover now