Y İ R M İ B İ R

89.2K 2.5K 479
                                    

Beklettim kusura bakmayın..

Keyifli okumalar gece kuşları 💫

Sabah evdekilerin telaşı görülmeye değerdi. Herkes bir yana koşturuyor, gülücükler havada uçuşuyordu. Bu hengamenin benim için olduğuna inanmak zordu, zira eğer gelin ben isem şu an kendi evimde olmam gerekirdi. Sabahtan beri görmediğim kocamın beni almaya gelmesi gerekirdi. Giydiğim beyaz elbiseye, abimin kırmızı kurdeleyi bağlaması gerekirdi. Annemin ve babamın gurur duyacağı bir evlat olamadığım gibi gelin olmayı da becerememiştim.

Gülay abla, geçtiğimiz gün aldıkları kıyafetlerden krem rengi bir elbise getirip bıraktı odama. Kahvaltıdan sonra dişlerimi fırçalayıp saçlarımı örmüş, o saatten itibaren odadan dışarı çıkmamıştım. Zamanı gelince, getirdiği elbiseyi geçirdim üstüme. Ayak bileklerime kadar uzandı boyu, manşetlerini bileklerimde ilikledim. Önünün düğmelerini de iliklediğim de V yakası tüm gerdanımı açıkta bıraktı. Örmekten vazgeçtim saçlarımı, hemen saldım, krem rengi elbisenin üstüne sarı bir gölge gibi düştü. Yüzümü renklendirdim hafifçe, önü kapalı topuklu krem rengi ayakkabıları giydim. Her zaman ki kokumu çıkardım çantamdan, sürdüm her yerime. Kafamı kurcalayan tek bir şey vardı, beni darmadağın ettiği kadar etkilenir miydi kokumdan? Elim tekrar şişeye gitti, biraz daha sürdüm. Yaptığımın ne demek olduğunu bilmiyordum, neden yaptığımı da. Şişeyi elimden hızla bıraktım, saçmalıyordum sadece. Odadan kaçarcasına çıkıp aşağı indim. Holde sanki herkes beni bekliyormuş gibi toplanmıştı.

'Hah gelivedi benim güzel gelinim. Pek yakışmış pek güzel olmuş maşAllah. Bu günleri gösterene bin şükür.'

'Oyy yavrum benim, gel sarılıverem sana.'

Emine teyzeyle Elvan abla beni ölümüne utandırmaya devam ederken kızardığımı kimse görmesin diye hızlıca sarıldım Elvan ablaya. Sonra Gülay abla girdi sıraya, Emine teyzenin ve Salih amcanın elini öperek Mine ve Yaren'e de sarılıp bitirdik. Belgin abla beğenmeyen bakışlarını üstümde gezdirmeye devam ederken ufaklıkların dış kapıyı açıp dışarı kaçmasıyla herkes peşlerinden çıktı. Böyle olmamalıydı. Birazdan annemi, günlerdir görmediğim arkadaşlarımı görecektim. Dakikalar sonra evlenecektim ve düğünüm büyük arazide değil evin bahçesinde olacaktı. Böyle olmamalıydı, sonunu hesap etmeliydim. Asla yanlış gelmeyen şimdi asla doğru gelmiyordu. Ben zorla da evlensem, böyle olmamalıydı, alelade olmamalıydı.

Ağlamamak için kendimi zor tutarken çıktım dışarı. İpek'le Seher beni görür görmez yanıma koştular. Mümkün değildi daha fazla güçlü durmam, sarıldığımız an başladık birlikte ağlamaya. Dakikalarca kaldık böyle, annem yanımıza gelene kadar. Arkamdan sarıldı, yüzünü saçlarıma gömüp. Hıçkırıklarım katbekat arttı. Arkamda varlığını hissedince günlerdir yokluğuna nasıl dayandığımı sorguladım.

'Nası kıyıvedin saçlarına? Babanın elleri varıdı o saçlarda, nası kesip atıvedin?'

Kızlar annemi duyunca bıraktılar beni, yüzümü ona dönüp sarıldım sıkıca. Hem ağlayıp hem söylenmeye devam etti. Sessiz hıçkırıklarımla sadece sarıldım, bırakma der gibi.

'Nasıl kıyıvedin bana? Hani evlenmeyip bakcaktın beni?'

Annemin ağıtları beni çıkılmaz bir yola sokarken Elvan abla olaya müdahale etti. Yanımıza gelip ayırdı bizi, evin karşısındaki çardağa getirdi.

'Aşkolsun Hülya abla, iki adım ötende kızın ağlanırmı bu kadar?'

'Saçını ne diye kesivedi şimdi?'

'E zor kurur bunun saçı hasta olur. Her gece nası uğraşıvesin?'

'Ondan mı kesivedi?'

'He yaa, neden başka? Kökü onda ya, uzar elbet.'

Bade | Ateş ParçasıWhere stories live. Discover now