Bade | Ateş Parçası

Y İ R M İ D Ö R T

Keyifli okumalar gece kuşları💫

Duygu doktorun kapıyı çarpıp çıkmasıydı, hayatımın kapılarının kapandığı. Bir gecede hapsoldum dört duvar arasına. Gençliğim, lepiska gibi saçlarım, yeşiline destanlar yazılan gözlerim, vermek istediğim ama sakladığım bekaretim, üç günde Fırat'ın oldu. Bir mendile koydum umutlarımı, geleceğe dair hayallerimi. Gittim ellerimle sundum, göğsümden çıkardım, uzattım, elim eline değerken hayatımı avucuna bıraktım. Şimdi karanlığın göbeğinde keskin bir acıyla yapayalnız kaldım. Duygu doktor gitti, Fırat arkasından gitti. Kapı kapamadan baktım son defa, özgürlüğüm ikisinden önce gitti.

Vücudum alev alev yanarken uyku girmedi gözüme, sabahı sabah ettim de acılarıma çare olamadım. Kumaş nereye değse, bedenim acıyla kavrulurken hareket etmemek için kesik nefeslerle geçirdim saatleri. Oturamadım, oturduğumda hala oradaymış gibi hissettiriyordu, yine onun oluyormuş gibi hissetmemek için oturmadım. Sırt üstü uzandığım yatakta gözyaşlarım yastığı ıslattı gün doğana kadar. Yorgun bedenime düşünce güneş ışıkları, kapı açıldı. Pikeyi kafama kadar çektim görmesin diye. Bir yana anahtarı fırlattı, bir yana ayakkabılarını. Adım seslerinden yatak odasına geçtiğini anladım. Pikeyi indirip rahat bir nefes verecektim ki, ortalığı dağıtmaya başladı. Zorla doğruldum yattığım yerden, hole çıkıp neler olduğunu görmek istedim. Ne çarşaf bıraktı ne yastık. Eline geçen her şeyi koridora fırlattı. Gözlerim dolarken üstümde ki bornoza biraz daha sarıldım. Biz bu çatı altında ya birlikte bir hayat kuracaktık, ya da birlikte batacaktık. Biz birbirimize zarar vermekten ileri gidecektik, birbirimizin canını çok yakacaktık.

'Allah kahretsin!! Seni geri götürmedim ya, Allah beni kahretsin!! Ne işin var evimde, yatağımda, bedenimde! Nerden girdin hayatıma!!'

Hem dağıtıyor hem bağırıyordu. Hiç birinin cevabını tam olarak bilmiyordum. Dolan gözlerim beklemeden gözyaşlarımla taştı. Elindeki yastığı fırlatınca tam göğsüme denk geldi, sendeleyip geri adımladım, ağlamam bir anda şiddetlendi. Deli gibi bir şeydi karşımda ki, onun bu halini ilk defa görüyordum. Aynı evin içinde olmak, kaçmak isteyecek kadar korkutmuştu beni. Yastığı istemsiz kucaklayıp arkamda ki duvara yaslanınca durdu, durdu ve dönüp bana baktı. Keskin bakışlarıyla ağzımı kapattım, içime içime ağlayıp yastıktan güç alırcasına biraz daha sarıldım.

'Ağlama! Karşımda ağlama! Ağlamanı da! Hayatıma girmeni de! Karım olmanı da! Karşımda soyunduğun günü de! Göğsünden çıkarıp verdiğin mendili de! Topunu sikeyim! Ben böyle işin anasını sikeyim!'

Ağza alınmayacak küfürleri savurup kendini içeri attı ve kapıyı suratıma çarparcasına kapattı. İşittiğim sözlerle midem çalkalanmaya başladı. Yere çöküp zırlamak yerine koşarak banyoya gittim ve eğilip boş midemden safra çıkana kadar kusmaya başladım. Boğazım asit içmiş gibi yandı en son, ağzımı çalkaladım ama çıkamadım dışarı. Aynayla geldim karşı karşıya, bu geceyi, tüm gerçekleri gösterdi.

Boynumda gördüğüm izleri takip ettim, şah damarımdan göğsüme kadar iniyordu. Bornozu iki yana ayırıp göğüslerimin neden acıdığına bakamadım. Ne hale geldiklerini, nasıl geldiklerini düşündükçe hem kasıklarım sızladı, hem içim. Nasıl izin verdin diye sorguladı durdu beynim. Nasıl istekli oldun, bir kokuyla nasıl baştan çıktın? Kirlenmiş gibi hissediyordum artık, bakamadım daha fazla yüzüme. Yere çöküp Fırat duymasın diye sessizce ama haykırarak ağlamaya başladım. Ben, Bade, sevdiğim adamla sevişmek için, sevmediğim bir adama delirmiştim.

Bedenim yavaştan buz kesmeye başladığında yerden destek alarak ayaklandım. Bir gecede tüketmişti beni, güçlüydüm hani, nasıl dayanacaktım? Uyuşan ayaklarım nereye gideceğini bilmez haldeyken kapıların açılıp kapandığını duydum. Evden gitmiş olacağını düşünüp zorlukla banyodan dışarı çıktım. Evet gitmişti. Yatak odasının kapısı ardına kadar açıktı. Nevresimler hala yerde dururken odaya geçip üzerime kendi kıyafetlerimden giydim. Kanamam leke şeklinde devam ediyordu, her gördüğümde gözlerimin dolmasına engel olamayacaktım biliyordum. Saçlarımı taradım ve her günün aynısı önden iki tutamı arkada tutturup salık bıraktım. Ağlamaktan şişen gözlerim, boynumda açtığı izler ve bedenimde hüküm sürdüğüne dair bıraktığı acıyla lekeli ne varsa toplamaya başladım. Her hareketimde film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Kapının ağzında ki konuşmalarımız geldi aklıma.