O N Ü Ç

81.2K 2.5K 952
                                    


Gün içinde vakit bulamıyorum şimdi atayım siz yarın yüklenin bölüme.

Şimdi uyanık olan varsa keyifli okumalar gece kuşları💫

Tüm gece gözüme uyku girmemişti. Sabah gün doğana kadar Fırat abinin söylediğini düşünüp durmuştum. Sahi bende bıraktığı izler onun yarasından bahsettiği kadar basit miydi?

Değildi ki.

Olamazdı da zaten.

Aylar öncesinde ki Bade'yle şimdiki Bade arasında dağlar kadar fark vardı. Eski Bade feneri nerede söndüreceğini düşünmeden yaşarken şimdi ki Bade, bugün Seymen beni kırar mı, üzer mi diye düşünerek yaşıyordu.

Nasıl basit görürdüm bu durumu?

Göremezdim.

Görmedim de.

Tutmayan uykuyu bekleyecek değildim. Ara kapıdan Seymen'lerin tarafına geçtim sessizce. Uyuyordu. Önceden olsa ne destanlar yazardım savunmasız yatışına, kapalı gözlerinin mavisine, içine çektiği her bir nefese. Bana karşı hiçbir duygusu olmayan bir adama nasıl bilenmiştim böyle? Biraz sonra konuşacaklarımız çizecekti yolumu. Bu sondu, son şansıydı, ona son yalvarışım...

Kapıyı sessizce kapatıp içeri girdim, güneş tam olarak doğmadığı için oda aydınlık sayılmazdı. Bu yüzden kıvrılan halı kenarını görmedim ve takılıp yere kapaklandım. Sert düşünce Seymen yataktan fırladı. Hemen işaret parmağımı dudaklarıma götürüp bağırmasını engelledim.

'Şhhhh benim Bade.'

'Bu saatte başka kim olur tabi! Ne işin var kızım bu saatte!!'

Yerden ahlaya oflaya kalınca hemen yanıma gelip kalkmama destek verdi. Dizlerim fena acımıştı ama konu şimdi onlar değildi.

'Canın acıyor mu?' Diye sorarken dizlerime üflüyordu. Hayır kararlıydım. Üflemesi canımı düşünmesi umrumda değildi. Bitirecektim bugün bu işi.

'Acıyo.' dedim, hangi canımdan bahsettiğimi anlamamıştı. 'Neresi' derken parmaklarını diz kapaklarımda gezdirdi. Elini tutup kalbimin üstüne koydum. Ben şimdi ona nasıl acıdığını anlatacaktım ve o beni yine anlamayacaktı.

'Burası acıyo. Tenimde arama acıyan yeri.' elini ateşe değmiş gibi çekti. Bizden gerçekten olmuyordu, bugün bunu kendime kanıtlayacaktım.

'Oraya faydam dokunmazki, abin seni bana vermez.'

'Sen Seher'i vermedin diyemi?' kaşları çatılırken dişlerinin arasından tısladı.

'Nerden öğrendin!'

'Öğrendim, ama kızmadım. Şimdi istese verirdin, o zaman ne istemeyi ne sevmeyi biliyodun. Şimdi isteseydi, küserdin. Ama verirdin, ayrı ayrı yanlamalarına, başka ellerde sönmelerine izin vermezdin.'

Kaşlarını kaldırdı hayretler içerisinde. Duyduğu şey sanki yeni bir icattı.

'Ben seni seviyorum yani, böylemi anladın?'

'Anlamadım, hissettim. İtiraf et diye değilde kabul et diye bekliyom artık.' beklentiyle bakıyordum gözlerine, bir parıltı yakalarım belki diye. Ama o, öfkeyle büründü kapkara oldu, yakalandığı için sinirle soludu.

'Seni sevdiğimi nereden çıkardın?'

Elini tutup parmaklarını dudaklarıma sürttüm, 'burdan çıkardım.'

boynuma, 'burdan.'

kalbime indirdim, 've burdan. Öyle bir öptün ki, hislerime karşılık buldum.'

Bade | Ateş ParçasıWhere stories live. Discover now