-26-

371 24 3
                                    

 Bu bölümü istemeyerek yazdım.Türkiye'de olan vahşetin sinirinden ,bu bölümü zevksizce yazdım.Gerçekten Türkiye'de kadın olmak zor!.Hemde baya ! ...

Daha çok konuşmak istemiyorum.Çünkü konuştukça içimdeki sinir artıyor.Önüme çıkan ilk erkeğide öldürmek istiyorum ! . Hatta erkek kardeşimin yüzünü görmemek için bugün onla konuşmadım bile... Bütün erkeklere sinirliyim ! Suçlu yada suçsuz . Özge'ye yapılanlar her kadının,kızın başına geliyor.Benimde başıma geldi! Ama benimkisi böyle can yakıcı değildi.Son olarak ;

ADALET İSTİYORUM.HATTA TECAVÜZ YÜZÜNDEN İDAM GELSİN !

Bir cuma günü daha .Okula gitmek zorunda değildim .O yüzden annemden izin aldım.Bugün rahat bir uyku çekicektim.

   Bir ormandaydım.Kafamı aşağı iğip,üzerime baktım.Beyaz ,dantelli bir elbise giymiştim.Diz kısmında bitiyordu.Saçlarım salıktı.Doğal haliyle dalgalıydı.Ayak tırnaklarımda ve tırnaklarımda beyaz bir oje vardı.Ayaklarımda hiçbir şey yoktu.Yere dökülmüş.Yaprakları hissediyordum.Bazı çok sert,bazıları ise yumuşak yaprak parçalarıydı.                                                                                                  Birden ağaçların arasında bir gölge gördüm.Yalın ayaklarla yavaşça oraya ilerledim.Korku filmlerinde ne zaman böyle şey olsa insan ölürdü.Benim de ne zaman böyle başıma gelse ,o yöne doğru gidiyordum.Ölümüme doğru.                                                                                                                             Ağaçların arasında gördüğüm gölge daha çok belirdi.Ama hayla ne olduğunu anlamıyordum.Gölge bir anda gür ,koyu yeşilli bir çalının arasına girdi. Ayak adımlarımı daha da hızlandırdım.Çalının içinden kıpırtı gelince,durdum.Kalbim gene bir kelebeğin kanatları gibi çırpınmaya başladı.Aniden esen rüzgar saçlarımı ve elbisemin pilesini uçurttu.Rüzgar sert değildi.Yumuşaktı.Saçlarımı okşuyordu.Çalıdan tekrar bir kıpırtı gelince,o tarafa doğru yöneldim.Sağ ayağımı kaldırdım.Adım atıcakken.Çalının içinden Tuğçe,Ezra ve Tuğçe'nin takımı -Kumsal hariç- Üstlerinde benim elbisemin modelinin aynısı vardı.Ama Ezra ve Tuğçe'de kırmızı renklisi ,diğer kızlarda siyah renklisi,Tuğçe ve Ezra'nın makyajları akmıştı.Gözlerinin altları simsiyahti.Kırmızı rujlarıni elinin tersiyle silmiş gibi.Dudaklarının yanına doğru akmış duruyordu.Diğer kızlarda öyleydi.

Bu sefer arkamdan bir ses gelince,o tarafa baktım.Arkamda da bir çalılık vardı.İlgim o çalılağa kayınca,arkamdaki güvensiz insanlar unuttum.Çalılıkların içinden Kıyamet ve  Kumsal çıktı.Onların üstündekiler aynıydı.Benim gibi saçları salık ,düzgündü.Elbiselerimizin renkleri ,şekilleri aynıydı.Onların makyajı falan akmamıştı.Onlarda zombi gibi yürüyüp.Yanıma geldiklerinde aynı anda durdular.

Neler olduğunu pek kestiremiyordum.Kıyamet ,Kumsal ; Ezra ,Tuğçe ve Tuğçe'nin takımına ölümcül,ölümcül bakış atıyordu.Şuan kaplanların saldırısına uğramışta,sürüm kaçmış tek ben kalmış ceylan yavrusu gibi hissediyordum.

Sanki birisi bir hareket etse ,birbirlerine saldırcakmış gibi bir hava ortamı vardı.

Gene  rüzgar esti.Bu sefer bu rüzgar sertti.Rüzgardan ağaçın bir dalındaki yapraklar yavaşça yere doğru süzülmeye başladı.Ben kafamı kaldırmış .Yaprakları izlerken ,diğerleri aynı şekilde hiç bir hareket yapmadan duruyordu.

Son kızıl renkli olan yaprak yere değdiği an.Yakınlarda at sesleri geldi.İki yönden at kişnemeleri geliyordu.Ezra'ların çıktığı  çalılıklardan tekrardan bir kıpırtı geldi.Arkamdaki çalılıklardan da ses geliyordu.Beyaz atın ilk önce kafasını ,sonra da gövdesini gördüm.Ardından üstünde binen Eric Baha.Ezra'ların çıktığı çalılıklardan Baha ve beyaz atı tamamen çıktı.Baha ,Ezra'ların etrafından dolaşıp.Arkama geçti.

Özgüven Patlaması #Wattys2016Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu