☠ Bölüm-2 ☠

750 57 15
                                    

Jimin

Saraydaki büyük tartışmadan sonra, kendimi toparlamak için en yakın dostumun yanına gitmeye karar verdim. O limanda saraya gelen malların kontrolünü yapıyordu. Zaten onu denizden uzak bir yerde görmemek imkansızdı. Bu arada saraydan kaçmamın bir diğer sebebi babamın söyleyecekleri başımı şişirsin istemiyordum. Yapmam ve yapmamam gerekenler adlı bir liste hazırlayabilirdi. Ve bu benim isteyeceğim en şey olurdu.

Limana geldiğimde yine fıçılarla uğraşan dostumu gördüm. Onun arkası dönük olduğu için beni göremiyordu.

"Jungkook!" diye seslendiğimde hemen bana doğru dönmüştü. Nefes nefese kalmıştı. Anlaşılan bugün gelen çok yük vardı.

"Bitmedi mi işlerin?" diye sordum. Başını salladı. "Bitti. Bu son fıçıydı. Direk sarayın malzeme deposuna gidiyorlar." diyerek açıkladığında sadece başımı sallamakla yetindim. Ama çok belli ediyor olmalıyım ki, Jungkook suratımdaki ifadeyi anlamıştı.

"Sorun ne? Sarayda ters bir şeyler mi oldu?"

"Sayılır. Bugün iki korsan gördüm." dedim son cümlemi heyecanla söylerken. Jungkook ise çok düz bir ifade ile bakışlarını kaçırarak konuştu.

"Öyle mi? Sabah zaten limana iki korsan gemisi yanaştı. Ama şimdi neredeler bilmiyorum? Sanırım gittiler."

"Aslında gitmediler. Kral tarafından gemilerine el kondu." dediğimde şaşkınlıkla bakışlarını bana çevirdi. "Sen ciddi misin?"

"Evet. Kaptan V ve Kaptan Namjoon'un gemileri. İkisine de el kondu." dediğimde Jungkook hala dalgındı. "Onlar bir emirle gemilerini kaptıracak korsan değiller." dedi.

"Sanki onlarla yaşıyormuş gibi konuşuyorsun."

"Ama öyleler. Okuduğumuz kitaplarda bile ne kadar inatçı ve ne kadar kurnaz oldukları yazıyordu." Evet öyle yazıyordu. Ama bu sefer durumlar çok karmaşıktı.

"Demek buradasın!" dedi arkadan gelen bir ses. Ve bu ses Kaptan Namjoon'a aitti. Kralla olan son konuşmaları yapmış ve en sonunda buraya gelmişlerdi.

"Kralın seni başımıza kakma nedeni kesinlikle farklı." O gerçekten akıllıydı. "Evet. Sizinle her şeyi öğrenmek. Neler yaptığınızı, nerelere gittiğinizi, ne peşinde olduğunuzun... Daha sonra sizi yakalamak için kolay bir yöntem." dedim gerçekleri konuşarak.

Jungkook'a baktığımda pür dikkatle karşsındaki iki korsana bakıyordu. Asya'nın en bilindik korsanları sonuçta karşımızdaydı.

"Muhafız olacak kadar kraliyete bağlı değilsin." dedi Kaptan V. Başımı salladım. "Yalan söyleyemem. Ama ben hiçbir zaman bir muhafız olmak istemedim." dediğimde kaşlarını kaldırdı. Bu ona enteresan gelmişti sanırım.

"Anlamıştım. Kral ve Bakan konuştuklarında kulaklarını tıkamak istercesine bir hal vardı yüzünde." diyerek dalga geçmişti.

"Bakar mısınız?" diye bize seslenen ve omzunda bir papağan ve elinde bir köpek ile gelen liman sorumlusu karşımızdaydı.

"Sorun nedir?" diye sordum.

"Kral geminin içerisinde bulunan hazinelere ve tayfaya sahip çıkacağını ancak hayvanlar konusunda bir şey yapamayacağını söyledi. Bu yüzden onları size getirdim." diyerek açıkladı.

"Ne kadar onurlu bir davranış." dedi Kaptan V ve elinden köpeği aldı. Papağanda kanatlanarak Kaptan Namjoon'un omzuna koydu.

Hayvanları teslim edip hemen gitmişti. Herkesin bu kadar asi ve sinirli davranmasının sebebi halka yapılan saldırı sonucu oluşan zarardı. Bu insanlar nasıl toparlanacaktı şimdi?

The Pirates Of The BANGTAN // BANGTANPİNKWhere stories live. Discover now