☠ Bölüm-5 ☠

589 54 13
                                    

İyi Okumalar...!

Jimin Devam...

Rosè

Bir duman olup uçtuğu söylentiler arasında olsada, o denizlerin sesiydi. Hakkında bildiklerim sınırlıydı. Güzel ve zeki olmasının yanı sıra, asaleti sesine bile yansıyormuş. Söylediği şarkılar ile her şeyin başını döndürebiliyordu. Her korsanın gizli bir gücü vardır. Onunki o muhteşem sesiydi.

"Senin burada ne işin var?" diye sordu Kaptan Namjoon. Rosè biraz daha bize doğru yaklaştı ve Kaptan V, Namjoon'un sorusuna cevap vermeden lafa girdi.

"Burası buz gibi. Neden üstünde sadece beyaz bir elbise var?" diye sordu Kaptan V. Rosè'ye baktığımızda yarı ıslak saçları, üzerinde düz geceliğe benzeyen beyaz bir elbisesi vardı. Kaptan V buranın soğukluğu hakkında doğru söylesede, o sanki bundan etkilenmiyordu.

"Çünkü ben buraya mahkum edildim." dediğinde hepimiz şaşkınlıkla ona bakarken Jungkook en sonunda yanımıza gelmişti.

"Sizi bu yüzden buraya getirdim." dedi Lisa. "Rosè, Kral Yoongi tarafından buraya mahkum edildi. Ve buradan çıkmasının tek bir yolu vardı. O da bir erkeğin kolları arasında ayakları yerden kesilerek çıkarılabilirdi. Ve onu kurtaracak kişi bunu güneş batmadan yapması gerekiyor." dedi açıklayarak.

Bu nasıl bir kral böyle? O korsanların kralı değil, adeta ölüm meleğiymiş.

"Peki sizi neden buraya hapsetti hanımefendi?" diye Hoseok ona soru sormuştu. Aslında bu flörtöz hali başımızı belaya soktu sokacaktı galiba.

"Üslubuna dikkat et! Yoksa senden balık şiş yaparım!" diyerek aklımı okuyan Kaptan V, Hoseok'a karşı sert bir şekilde konuşmuş oldu.

Hoseok geri geri adımlarken, Rosé bu söylenenleri unuttu ve başından geçen tüm olanları büyük bir hüzünle anlatmaya başladı.

"Korsanlık yaşamım boyunca ilk defa büyük bir hazineyi ele geçirme fırsatım olmuştu. Japonya'nın Minimato boylarına ait olan bir hazineyi elime geçirmiştim. Ve eski korsan geleneklerimize göre, ele geçirilen ilk büyük hazine kral ile paylaşılır ve şükranlar sunulurdu. Korsanlığımızı yapmamıza izin veren bir kralımız olduğu için."

Bu işi anlamıyordum. Yani sen yönetmek istiyorsun. Ama senin iplerini tutan bir kralda vardı. Ama düşündüğünde bir kral olmasaydı, o zaman her şey daha karmaşık olurdu. Ancak hazine olayını paylaşma konusunu hiçbir zaman anlamayacağım.

"Ama ben vermedim. Hazinemi Kral Yoongi'ye vermedim. Çünkü o gelmiş geçmiş tüm krallara göre çok daha fazlasını istiyor ve alıyordu. Eğer ona istediği miktarı verseydim, o zaman bana ve mürettebatıma hiçbir şey kalmayacaktı. Tayfam bunun için bana isyan edebilirdi. Bende bunu istemedim. Adaletli bir kral olana kadar asla ona hiçbir hazinemi vermeyecektim." 

Oldukça sinirliydi. Haklı olarak. Kral adalet ile bilinirken, Kral Yoongi adaletsizliği ile kan ağlatıyordu. Rosé elindeki taşı sinirle sıktı.

"Jeju adasına gemiye malzeme almak için yanaştığımda, tayfamı sıkı sıkıya uyarmıştım. Ancak bir tanesi bana ihanet etti. Kral Yoongi'nin liman boyunca dolaşan casuslarına gidip beni ispiyonladı. Ve sonunda yakalandık." Kaşlarını havaya kaldırdı. "Ama saraya götürülmedik. O an derin sulara götürülüp gemiyi batıracakları düşüncesi kafamda gezip durdu. Ancak Kral Yoongi gemiye gelmiş ve buraya, denizkızı adasına rotamızı çizmişti."

Elindeki taşı daha çok sıktığında kemik kısımlarındaki beyazlık daha belirgin olmuştu. Hatırladıkları canını yakıyordu belli ki.

"Karal Yoongi gemiye bindiğinde yanında muhafızlarının yanı sıra, yüzünü kapatmış pelerinli biri vardı. Bir kadındı. Adaya vardığımız anda sadece beni gemiden indirdiler. Mürettebatımın hepsi gemide kaldı. Denizkızları krala zarar vermeyeceğinden onun için hiçbir risk yoktu. Ben bu adaya ayak bastım ama gemimle birlikte mürettebatımı da kaybetmiş oldum."

The Pirates Of The BANGTAN // BANGTANPİNKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin