☠ Bölüm-15 ☠

444 48 61
                                    

Evet Canlarım Sınır Geçti ve Karşınızda Yeni Bölüm :D İyi Okumalar Herkese :D

3 Gün Sonra...

Jungkook

Soğuk bir geceydi. Kurukafa kayalıklarına varmamıza çok az bir zaman kalmıştı. İstediğimiz ise Yoongi'den önce varmaktı. O şaraptan içecek kesinlikle Jimin olmalıydı. O benim en yakın arkadaşımdı. Saf duygular beslediği için ölmek hakkı değildi. Kimsenin değildi. O şişeyi ele geçirmem gerekiyordu. Yoongi daha fazla ileri gitmemeliydi. Octopus denen o canavar asla doymazdı. İnsan kanı onun için tatlıydı ve sadece Jimin'i isteyemeyecekti. Hepimiz o canavarın kurbanı olabilirdik.

Gözlerim loş ışıklar saçan ateşler içerisinde Jimin'i arıyordu. Herkes aşağı kamaralarına çekilmiş bir güzel uyku çekiyordu. Ama o yerinde değildi. Biz aynı kamarada kaldığımız için bunu fark etmem uzun sürmedi. Onu gördüğüm ve bulduğum yer ise geminin burun kısmı idi. Kollarını geminin tahtadan yapılmış olan tutacaklarına yaslamış bir şekilde denizi seyrediyordu. Ne düşündüğünü tahmin etmek zordu. O yaşayacağı konusunda sabit düşünüyordu. Ama nasıl?

Yanına yaklaştım ve bende onun gibi dirseklerimi yaslayarak denizi seyretmeye başladım. Kafamı yukarıya kaldırdığımda kara bulutların hala tepemizde olduğunu fark ettim.

"O bulutlar benim için." dedi Jimin bana bakarak. "Öldüğümde dağılacaklar. Daha doğrusu ben nereye gidersem peşimden gelecekler." dedi ve tekrar başını çevirdi.

"Ölemezsin Jimin. Sen bunu hak etmiyorsun."

"Hiç kimse şu anki durumunu hak etmiyor Jungkook. Ama bak halimize..." Doğru. Korkak bir kral yüzünden bu haldeydik.

"Bu arada o kız kim?" diye sorduğunda Jennie'yi kast ettiğini anladım. "Jennie mi?" Merakla kaşlarını kaldırdı.

"Tanıyor musun?" Başımı salladım. "Çocukluk arkadaşım. Sarayda çalışıyor." dediğimde bana yine şüphe ile bakmaya başladı.

"B-Ben Jeju'da korsanlar için çalıştığımda bir gün balık pazarında karşılaşmıştık. Düşmüştüm ve o bana yardım etti." dedim ve onun bir şey demesini bekledim.

"Senin ailen nerede peki Jungkook?" diye sorduğunda yutkundum.

"Beni terk ettiler." dedim ve gözlerimi ondan kaçırdım. "Bunu biliyorsun." diye ekledim.

"Gerçekten biliyor muyum?" diye şüphecilikle bana sordu.

"Jimin konu ben değilim. Sensin."

"Neden geçmişini yarım yamalak anlattığını anlamıyorum sadece. Biz kardeşiz sanıyordum." dedi. "Öyleyiz zaten. Ama benim geçmişim anlatılacak kadar ne mükemmel ne de güzel. Aklıma geldikçe bile tüylerim ürperiyor." dedim biraz ses tonumu yükselterek.

Bu yüzden aramızda derin bir sessizlik oldu. Ardından Jimin aramızdaki sessizliği bozdu.

"Peki o kıza ne yapmış?" diye sordu. Bende hemen cevaplamak istedim. "Yoongi onu bile cezalandırmış. Ona sorular soruyor ve zihni sanki kendi kendini çalıştırıyor, ve bilmediği halde istediklerini söyleyebiliyor. Yürüyen bir harita gibi. Singapur'a gittiğimizi bu şekilde öğrenmiş. Onu da aramıza bir ajan olarak sokmuş."

"Sen ne diyorsun?"

"Planlarımızı ona anlatacak ve böylece Yoongi bizi bir şekilde durdurup, ona göre cezalandıracak." dediğimde güldü. "Benim cezam şimdiden belli." diye dalga geçti.

"Jimin, bunun olmasına asla izin veremem." Söylemeden duramayacaktım. "Aşık olacak başka kız bulamadın mı? Seul sana hayran binlerce kız var." dedim.

The Pirates Of The BANGTAN // BANGTANPİNKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin