☠ Bölüm-26 ☠

322 29 13
                                    

Jungkook

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Jungkook

Kalbimin içinde bir kızılderili kabilesinin yaktığı ateş vardı sanki. Etrafında toplanıp dans ettikleri, sonra da harladıkları o ateş benim kalbimi eritiyordu. Yanmanın verdiği acı deri altında olunca üste yananın kat ve katının ötesindeydi. Bu yanma ne uyutabilirdi, ne de yaşatabilirdi...

Alnımdan akan terleri hissedebiliyordum. İçimde yanan bu ateş tüm bedenime yayılacakmış gibi çürütüyordu beni. Kapalı olan gözlerim içimin yanması yüzünden daha da sıkı kapanıyor, sesim susmak yerine acı dolu inlemeler ile dışarı çıkıyordu. Hissettiğim şey ise bedenimin sallanıyor olmasıydı. İçten içe çektiğim ıstırabı anlıyorum ama bu sallanmakta neyin nesi. Ayrıca yattığım yer neden bu kadar sertti?

İçimdeki acıya rağmen gözlerimi yavaşça araladım ve uzandığım yerin sıcak kumlarla kaplı olmasını bekliyordum. Ancak uzandığım yer soğuk ve deniz sesini işitmemi sağlayan bir tahta parçasıydı. Hala dikenli kelepçelerin ellerimi hareket ettirmemle hala aynı yerde olduğunu anlamıştım. Ve bileklerime gitgide daha çok saplanan dikenlere rağmen, acı bileklerimde değil içimdeydi.

"Sonunda uyandın." diyen ve hemen yanımda duyulan bu sese karşılık ona merakla baktım. Ve bu merakım onu gördükten sonra şaşkınlığa çevrilmiş ve olduğum yerde anında doğrulmamı ve oturmamı sağlamıştım.

"Sen--"

"Kusura bakma canım! Ama karşımda hazine veya çok çekici bir hatun olmasını isterdim. Onları izledikçe kendimle fazlasıyla övünmek ve rom içmek isterdim." dedi sırıtarak.

O dilediği gibi konuşsa bile ben şaşkınlıktan konuşamıyordum. Herkesi beklerdim ancak onu asla beklemezdim. Ve bu yüzden ismi sadece dudaklarımdan öylece döküldü.

"Jack Sparrow." 

Büyük bir ciddiyetle elini kaldırdı ve konuştu. "Düzeltelim lütfen." dedi. "Kaptan Jack Sparrow." diye ekledi ve özgüveni ile gülümseyerek küçük filikanın küreklerini çekmeye devam etti. 

Dünya gözü ile bakıldığında berbat bir korsan olarak ilan edilen, ama benim hep merak ettiğim korsanlardan biri şu anda karşımdaydı. Ben... yani Jungkook, Kaptan Jack Sparrow ile karşı karşıyaydım.

Küreklerden birini bıraktı ve ayak ucunda duran rom şişesini bana uzattı. "Sana şu durumda yiyecek lazım, ancak ben rom ile yaşarım. Bu yüzden bununla idare et." dedi ve şişeyi bana uzattı. Hoseok'un rom konusunda ilham aldığı kişiyi buldum sanırım.

"Burada ne işin var? Sen Karayipler'e aitsin. Asya'da ne işin var?" diye sordum. Bunun cevabını gerçekten çok merak ediyordum.

Buna karşılık el hareketlerini ve mimiklerini kullanarak cevap verdi. "Değişiklik iyidir. Tüm dünyanın adımı anmasından önce, biraz göz atayım dedim." 

Dudağımın kenarı kıvrılmıştı. Buna inanmamı beklemiyor herhalde. "Gemin olmadan mı?" diye sorduğumda işte onu yakalamıştım. O başka bir şey için gelmişti. Ve pes ederek gözlerini devirdi ve anlattı.

The Pirates Of The BANGTAN // BANGTANPİNKTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang