The Pirates Of The BANGTAN // BANGTANPİNK

☠ Bölüm-19 ☠

Merhaba Canlarım :D Yeni bölümle karşınızdayım. Lütfen medyadaki müzik ile okuyun. Şarkıda sözler yok. Sadece okurken sizi takip edecek, ve yazan her şeyi daha bir heyecan ile size yansıtacak. İyi okumalar canlarım ❤

Jimin

Gemi gitgide daha çok sallanıyordu. Tıpkı bir beşik gibi. Ama beni asıl endişelendiren bu dalgalanmanın sebebi. O lanet canavar bizi öldürmek için geliyordu. Sonra birden Yoongi'nin adamlarının sinsi gülüşlerini gördüm.

"PRENSİ BANA GETİRİN!" diye emir vermesiyle adamlarının bazıları kalın iplerle sallanarak, bazıları da kalastan yürüyerek bizim gemimize akın ediyorlardı.

"HİÇBİRİNE ACIMAYIN!" diye haykırdı Kaptan V ve önüne gelen ilk adama kılıcnı salladı.

Ama benim saldırım Jungkook'u yakalamak için hücum edenlere olmuştu. Ama kahretsin çok fazlaydı. Altın dişlere sahip olan kokarca önce direndi, ama sonra kılıcımı karnından geçirdim. Sonra elinde baltaya sahip olandan kendimi korumaya çalıştım. Baltasını bana doğru savururken, her vuruşunun boşa gitmesini sağlamıştım. En sonunda doğru anı yakaladım ve kılıcımın keskinliği sayesinde kellesini bedeninden ayırmıştım.

Gözlerim Jungkook'a gittiğinde, direndiğini ama etrafındaki adamlar yüzünden fazla dayanamayacağını anlamıştım. Herkes birileriyle meşguldü. Lisa her yeri dövme olan, kel biriyle mücadele ederken, Kaptan Namjoon elinde tuttuğu tabancası ile ona saldırmaya çalışan herkesi tek tek öldürüyordu. 

"Jennie!" diye bağırdı Jungkook. Kahretsin! Jennie'yi yakalamışlar ve onu çoktan Yoongi'nin gemisine götürmüşlerdi.

Jungkook'un bu fırsatından yaralandılar ve iki adam resmen üzerine atladı. Bunu gördüğümde hemen o tarafa koştum. Ancak aniden yüzüme yediğim yumruk ile geriye düşmüştüm. Gözüm kararmıştı. Ama hemen kendimi toparladım ve beni öldürmek adına üzerime gelen iblise kılıcımla karşılık verdim. Saldırısından kurtulmuş ve ayağa kalkmıştım. Ama ben ayağa kalkınca tekrar üzerime geldi. O sırada yakınımda olan Kaptan V'yi gördüm.

"V! Jungkook'u götürüyorlar!" dediğimde hemen o tarafa baktı. Jungkook'u bağlamışlardı ve sürükleyerek Yoongi'nin gemisine götürüyordu.

Kaptan V belinden başka bir kılıç çıkardı ve Jungkook'u sürükleyen adamlardan birine kılıcını nişan alarak fırlattı. Kılıç anında adamın kafasına saplanıp yeri boylamasını sağlamıştı. Hazır durmuşlarken onlara engel olmak için kılıcımın ucunda olan heriften kurtulmaya çalıştım. Kılıçlarımızdan çıkan seslere bir son verdim ve açık olan bacaklarının arasından hızla geçtim. Hemen ayağa kalktım ve dirseğim ile ensesine vurarak yere düşmesini sağladım. Ardından kılıcımı tam sırtına sapladım.

Jungkook'un yanına ulaştım ve onu götürmeye çalışana hızla yumruğumu yapıştırdım. Bayıldığında  hemen Jungkook'un iplerini çözmek için ona doğru eğildim.

"Bana bunu nasıl söylemezsin?" diye sordum. Hemen cevabını vermişti. "Şu an hesap sormanın sırası mı gerçekten?"

"Umurumda değil! Bana söylemeliydin!"

"JİMİN DİKKAT ET!" diye bağıran Lisa ile etrafıma bakındım. Biri saldıracak sandım. Saldırdı da. Ama saldıran kişi Yoongi'nin gemisindeydi ve tabancasıyla bana ateş etmişti.

Omzumda hissettiğim yanma hissi ile geriye sendeleyerek sırtüstü düşmüştüm. Acıyla bağırdığımda kalkacak gücümün de olmadığını anlamıştım. Ama kalkmalıydım. Çünkü yine lanet herifler yine Jungkook'un üzerine atladılar ve bu sefer daha hızlı davranarak onu götürdüler.