Tea and Coffee /Larry Stylinson

(22)

Three days grace, never too late 🤲

2020 yılından kurtulmamız şerefine, azcık derstiz bir bölüm.

Bir de fındıklı kahve + bir tatlı kaşığı Türk kahvesi, deneyin bakalım :D

Yorum yapmayı da bırakmayın lütfen!

💠

Bir hafta sonra

Tereddütle baştan okudu yazdıklarını, kısılmış mavi gözleri satırları ezbere bildiğinden hızla hareket ediyor gerilmiş yüz hatları bin defa da bu yazıları okusa değişmeden ona eşlik ediyordu. Uzamaya başlayan kumral saçları alnına dökülmüş, dudakları ince bir çizgi halini almıştı. Gergindi, üşüyordu.

Saatlerdir masada oturmuş bunları yazıyordu ve yeni temizlediği odanın her yeri kağıt olmuştu. Daha fazla yazmak isteğini sanmıyor. Nereden baksanız on beş kağıtlık bir yazı yazmıştı. Tanrı aşkına hayatını yazmıyordu sadece "sorununu" yazıyordu. Bu kadar uzun olması normal miydi?

Olay şu, sevgili arkadaşı Zayn'e o çok merak ettiği "sorununu" bir şekilde anlatması gerekiyordu çünkü annesinin peşine taktığı mükemmel korumaları Han, Poe ve Fin dört gündür evde İngiliz askerlerinden hallice dikiliyorlardı o da konuşmaya korktuğu için yazıyı seçmişti. Buradakileri Harry'e bile açmamıştı ki uzun bir süre de yapmayı düşünmüyordu sadece artık dünyanın en vefasız arkadaşı gibi hissetmekten bıkmıştı ve birisi bir şeyler bilecekse o da ilk Zayn olmalıydı.

On beş sayfa halen fazla geliyor.

Masaya bıraktığı beş numaralı sayfaya eğildi, şu Carrie ve babasının Louis'nin kafede çalışması hakkındaki gereksiz tartışmalarına örnek olarak değinmesine gerek var mıydı? Baştan mı yazmalıydı? Hayır hayır, bakın bazı şeyleri anlatmaması daha iyi olurdu ve kesinlikle bunların çoğu gereksizdi! Ee peki şu beş yaşında parka nerdeyse kırk kişiyle gidişini ve oyun oynuyor diye ki yapması gereken buydu azar yemesini anlatması da çok saçmaydı. Sen nasıl beş yaşını hatırlıyorsun senin de tahtalar sağlam değile gidebilirdi muhabbet. Büyük ihtimalle öyleydi zaten ama konumuz bu değil!

Ofladı, ama sessizce bilirsiniz "oğlunuz ofladı!" "aman Tanrım kesin bir sorunu var ve saklıyor." falan filan.

Kadın nezarethane olarak bir köşk kullanıyordu ve elbette oradan buraya halen müdahale edebilirdi. Jhenna'dan malum haberi alalı bir hafta oluyordu, tam bir hafta bunun bir kısmını kıvırcığa yapışıp yedi yirmi dört tüm vaktini ona sarılarak kendisini bir şekilde güvende hissetmeye çalışarak geçirmişti, bilirsiniz Jay'i vurması annesini artık daha daha manyak yapıyordu ve Harry ona çok sıkı sarılıyordu bunu seviyordu, eh haftanın diğer kısmını ise gelen korumalar yüzünden odasındaki yorgana mumyalanarak geçirmişti.

Bu mumyalı süreçte Harry'ye kendisiyle konuşmasını hatta bakmasını bile yasaklamıştı, Liam'a da Zayn'in kuzeni olmasını söylemişti evdekiler onun bu gergin halini anlamıyorlardı ama yapacak bir şey yoktu değil mi? Bu durumda hasta olduğunu da söylemesi imkansızdı.

Eskiden kocaman gelen ev artık küçücüktü, kaçacak delik yoktu her şeyi gizlice yapmaya çalışıyordu haliyle bu dışarıdan çok daha suçlu görünmesine sebep oluyordu.

Bazen çocuklar yemekte öylesine konuşurlarken kendisine bir soru soruyorlar ve Louis kocaman gözlerle onlara ayrıca genelde tepesinde olan Han'a ve diğerlerinin tepesindeki Poe'a uzun uzun bakıp yutkunuyordu.

Niall geçen gün adamlarla konuşmaya çalıştığında az kalsın altına yapacaktı. Onları öyle bir izlemişti ki, bedeninin taş kesilmiş olduğunu Zayn dürtünce fark etti ancak. Acayip acayip davranıyordu ve bu yüzden sıvamamak için pek inmiyordu aşağı.