(23)

963 121 358
                                    

Ashes Remain, on my own

Hey selam!

Zaten kısa olacak bir bölümü yazmam iki ay sürdü üzgünüm, uzun olanı bir gecede yazarım kısayı da aylarca yazamam ben de böyle bir malım. Yapçak bişe yok.

Yorum yapınn lütfenn, belki enerjim yüksek olursa daha hızlı yazabilirim yks psikolojimi fena bozdu da 😔

💠

"Han ve diğerleri nerede?"

Louis, dönüşte aradıklarında eve kapıdan girebileceklerini söyleyen Niall'a sorularla dolu bir şekilde dikti mavilerini. Diğer mavilerin sahibi ise dudak büzdü.

"Gittiler dedim ya, bir şey demeden çıkıp gittiler."

Tek kaşını kaldırdı düşünmeyi es geçerek (bunu sevmişti) ve içeri hevesle girdi, Harry peşinden geliyordu, el elelerdi. İkisinin de kafası bir karış havadaydı. Her zamanki evlerinde bir değişiklik olmasa bile tüm dünya değişmişti onlar için. Etrafa ışık saçan bakışlar attılar.

Gecenin bir yarısı bambaşka gibiydi her köşe, biraz havasız biraz da dağınıktı halbuki. Hatta orta sehpada bir iki kadeh gördüler, içi boş. Beş altı da sigara çöpü yerde, kirli çoraplar takılmadılar. Işığı açmadılar, ayaklı süslü lambaları hariç. Sessizlik içindeydi her yer. Huzurun sesi, şekerli bir koku var. Ayaklar yere basmıyor, yürüdükleri zemin bulut.

Duvarların arasında birbirlerini dakikalarca öpmüşlerdi, tüm ara sokaklara ve gençlerin dolup taştığı yol partilerine dalmışlardı, alkolle sarhoş olup sarılarak ayılmışlardı ya da ruhları sarhoş olduğu için bedene gerek kalmamıştı kim bilir?

Bacakları gram ağrımamış ve koşmuşlardı, duvarlara tekme atmış ve gezi parkında çimlerin üzerinde yatıp birbirlerine sessiz sessiz dokunmuşlardı, sır gibi. Ah, en karanlık anda evin yolunu sadece birbirlerine bakarak bulmuşlardı.

"Peki Zayn nerde?

Boğazındaki gıcık yüzünden cümlesinin sonunda yüzünü buruşturup öksürdü. Harry endişeyle araladı dudaklarını. Niall izledi.

"Bahçede."

"Tek mi? Kuyruğu nerde?"

İrlandalı kollarını bağlayıp dudak büzerek anlamsız bir ifade takınıp kendisini yemek masasının arkasındaki koltuğa attı, Harry de yanına oturdu.

"Sana elmalı turta yaptım biliyor musun Hazza?"

Yeşiller arkadaşına dönerken mutlulukla parladı ve halen koltuğa oturmayan mavişinin elini mecbur bırakıp kucağında birleştirdi.

"Yaa elmalı hemde!"

Kıvırcığının elini bırakınca bedeninin üşüdüğünü hissetti diğeri ve omuzlarını kaldırıp pantolonun ceplerine tutundu. Verandanın açık kapısına baktı, minderlere uzanmış sigara içen bir adet Zayn vardı ileride, acaba poğaçası mı terk etti merak etti Louis.

"Ee nasıl geçti ilk randevunuz?"

Gamzeleri göründü, dişlerini göstererek gülümsüyordu, oturduğu yerde kıpırdandı. Hangisini anlatsındı şimdi? Sırt üstü uzanırken yeşilliklerde, onun mavilerini ve yıldızları aynı karede gördüğü sahneyi mi? Ya da kendisi arabanın birisine yaslıyken onun kolları arasında kalıp yanaklarını öptüğü sahneyi mi? Ya da, ya da dudakları...

"Öpüştük!"

"Harry!"

İki eliyle ağzını kapatıp sinirli mavişine baktı kıvırcık. Niall hiçbir çekinme hissetmeden kahkaha attı. Louis kaşlarını çatmıştı ama kocaman açılmış yeşil gözler bakarken bunu sürdürmek zordu.

Tea and Coffee /Larry Stylinson Où les histoires vivent. Découvrez maintenant