(12)

2.2K 183 676
                                    

MERHABA!

Kafanızı çorba yapmaya geldim!

Anlamayan olursa, yüzde yüz olacak, buraya tam tam evet TAM BURAYA YAZSIN! 👉

Geç geldiği için de şaheser beklemeyin sadece bir süre cidden tıkandım ve yazamadım. Hatta bu bölümden yedi tane falan yazdım herhalde lwşdşwş

💠

Gözlerini açamıyordu ama bedeninin ihtişamlı yatakta nasıl kıvrandığını gayet iyi hayal edebiliyordu. Üzerindeki yorganaysa ölümüne sarılmıştı.

Bir sağa, bir sola evet biraz da kafanı yastığa göm ki sesin çıkmasın.

Tüm kemiklerinin acıdan teker teker sızladığına emindi. Teni cayır cayır yanıyor iç organları ise yer değiştiriyor gibi hissediyordu.

Mevsiminden önce dondurma da yememişti halbuki?

Ama Louis böyle işte. Hasta olması için her zaman soğukta kalmasına vs. gerek yok. Kötü bir şey oluyordu veya düşünüyordu, hop tüm bedeni savunma mekanizmasını çekiveriyordu. İşte o zamanlarda da böyle tüm gece acıdan etrafında dönüp duruyor ertesi sabah da bitik bir gün geçiriyordu. Peki daha sonra mı? Sonrası yok, iyileşiyor.

Aslında bu haline hasta bile denemezdi, ruhu onun düşüncelerini taşıyamaz hale geliyor çekip gitmek istiyordu sadece.

Ancak tek bir insanı düşünmek onu bu hale getirirdi ya zaten, o yüzden de pek yatağa düşmüyordu.

Gerçi bu yıl haddinden fazla bu hale gelmişti.

Ama belkide Louis cuma günü Harry, Niall ve Zayn'e ulaşamayınca sinirlenip eve tek geldiğinde posta kutusunu açmasaydı da direkt kutuyu imha etseydi şuan yatmak yerine çalışma odasında dikiş yapıyor falan olurdu.

Şimdiyse yoktan sebeplerle bir daha eline makas bile alamaz durumdaydı. Çok garip değil mi? Onu da elinden almıştı.

Neyi kalmıştı ki gerçi, Louis uzun zamandır onun alacağını bildiği için istediği şeylere özellikle sahip olmuyordu.

Evet Carrie yüzünden bir çok şey de kaybetmişti. Hatta çoğunu böyle daha ulaşamadan kendi kendine de kaybetmişti ama bunlardan birinin asla dikiş olacağını düşünmezdi.

-Tıpkı kaybettiğini bilmediği şeyler olma ihtimali gibi-

Komidinin üzerindeki telefona bakmak için gözlerini araladı. Telefon...siktiğimin onun olmayan telefonu. Feri sönmüş mavileri hala kutusunda olan "o şeyle" buluştuğu an midesi bulanmaya başlamıştı, evet onu atmak istiyor.

Nasıl ona yapabiliyordu bunu?

Louis ondan çok bir şey istemiyordu ki kaçtığı falan da yoktu, o ne derse yapardı ama en azından kıyafetleri ve telefonu gibi basit ihtiyaçlarının onların pis parasından uzak durmasını istiyordu. Biraz bu hayatın kendisine ait olduğunu hissetmeye ihtiyacı vardı.

Kim için yaşadığını bilmiyordu. Bu üniversite bile hep hayali olmasına rağmen olduğu yer sanat bölümü değildi. Her gün mutluluğun yanından geçiyor ne olduğunu anlamadığı dersler için sabahları uyanıyordu.

Üstelik bir ders dahi kaçırsa babası aile haini, annesi kaçak ilan ederdi... (zaten öyle görüyorlar)

Ama Louis'nin matematiği çarpım tablosuna zor yetiyordu nasıl işletme okuyacaktı ki?

Ah soru mu bu!? O bunun için doğmuştu. Tomlinson aile ağacına bakarsanız kız çocuklarının "aile dostlarıyla" evlenmek erkek çocuklarının da "Aile dostlarıyla evlenip şirket yönetmek" için dünyaya geldiğini anlardınız.

Tea and Coffee /Larry Stylinson حيث تعيش القصص. اكتشف الآن